Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5358 E. 2022/7672 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazların, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tesciline, aksi halde bedelinin tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekil edenin menfaatlerini gözetmeksizin vekaletnameyi kötüye kullanarak taşınmazları devrettiği ve alıcının da bu durumu bildiği veya bilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECEMAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı(lar) ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vasisi, davacının 2012 yılından bu yana zeka zayıflığı yaşadığını, gerçekleştirdiği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunmadığından hakkında kısıtlılık kararı verildiğini, davalı ...'ın davacının hasta olduğunu ve fiil ehliyetine sahip olamayacağını bildiğini, davacı babasının bu rahatsızlığından faydalanarak, iradesini ifsad edip, Antalya Noterliği'nin 29294 yevmiye numaralı vekaletnamesini kullanarak, davacıya ait dava konusu 9 parsel sayılı taşınmazdaki 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümleri dava dışı ... ile işbirliği içinde hareket ederek, ...’in kızı olan davalı ...’e devrettiğini, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların işbirliği içerisinde ve kötüniyetli hareket ettiklerini, davacının zararına işlem yaptıklarını, davacıya bedel de ödenmediğini, vekaletnamenin kötüye kullanıldığını, muvazaalı devir yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini istemiş, davacı vekili aşamadaki beyanında davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açıldığını bildirmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., tüm iddiaların asılsız olduğunu, usulüne uygun vekaletnameye dayanarak davacı babasının talimatı üzerine, yine davacının belirlediği bedelle taşınmazların satıldığını, satış bedeli olan 600.000,00 TL'nin ise davacıya elden teslim ettiğini, davacının dava konusu işlemler yapıldığı tarihte hukuki ehliyete sahip olduğunu, dava konusu işlemlerden aylar sonra bizzat kendisi tarafından tapu dairelerinde işlemlerin yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., diğer davalı ...'ı babasının kiracısı olarak tanıdığını, ancak ...'ın maddi durumu ve borçları hakkında bilgisi bulunmadığını, eşi ile birlikte emlak işleriyle uğraştığını, genelde ellerinde nakit para bulundurduklarını, taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, kendisi yurtdışında olacağından babasına vekaletname verdiğini, satış bedelini de babasına bıraktığını, satış bedelinin davalı ...'a ödendiğini, satış bedelinin davacıya ödenmemesinin kendisini bağlamayacağını, dava konusu taşınmazlara tadilat yaptırdığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07/04/2021 tarihli ve 2018/160 E., 2021/320 K. sayılı kararıyla; satış bedelinin davacıya ödenmediği, davalı ...'ın bir şekilde kendisine verilen vekaletnamedeki hakkını kötüye kullanarak dava konusu satışları yaptığı ve satın alan diğer davalının da iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... yönünden davanın kanıtlanamadığını, davalı ve eşinin ellerinde nakit para bulundurduklarından banka kayıtlarında para hareketlerinin görünmediğini, diğer davalı ... ve dava dışı babası ... arasında gerçekleştiği ileri sürülen konularda, davalı ...'nin hiçbir ilgisi ve bilgisi bulunmadığını, davacı tarafın yazılı belge sunmadığını, tapuda düzenlenmiş resmi belgenin aksini ve satış bedelinin ödenmediğini kanıtlayamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26/04/2022 tarihli ve 2021/1285 E., 2022/673 K. sayılı kararıyla; temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, davalıların el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırdıkları, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, istinaf dilekçesindeki hususların, savunmaları kanıtlayan belge ve delillerin nazara alınmadan, davacı ...'nin istinaf incelemesi devam ederken vefat etmiş olması, davalı ...'ın ise yasal mirasçı sıfatıyla davacı konumuna geçmesi değerlendirilmeden karar verildiğini, duruşma isteminin dahi nazara alınmadığını, öncelikle kararın usul yönünden bozulması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.

6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.

Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı(lar) vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 41.095,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.