Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5371 E. 2023/2681 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, taşınmazının hile yoluyla elinden alındığını iddia ederek açtığı tapu iptali ve tescil davasında, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hileden haberdar olduğu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığı, davalının da iyiniyetli üçüncü kişi olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paraya ihtiyacı olduğu ve bankalardan kredi alamadığı bir dönemde, dava dışı ...'ın davacıyı, ... ve ... isimli şahıslarla tanıştırdığını, bu kişilerin müvekkilinin maliki olduğu 221 parsel sayılı taşınmazı, ... isimli kişiye devredip banka kredisi çekebileceklerini, kredinin ödenmesi sonrasında taşınmazı geri alabileceğini söylemeleri üzerine müvekkilinin ...'a vekaletname verdiğini, ...'ın taşınmazı, ...'a onun da ...'a, ...'un mirasçılarının da davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, müvekkiline ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalı ...'u taşınmazı satın almaması, kendisinin hileye uğratıldığı yönünde uyarmasına rağmen, davalının dava dışı kişilerle birlikte hareket ederek taşınmazı satın aldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde;1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını ve iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 08.05.2017 tarihinde ... ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na hile ve dolandırıcılık iddiası ile şikayet başvurusu yaptığı, ifadesinin alındığı, davanın 08.10.2018 tarihinde açıldığı, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki ve aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı ...'un taşınmazı satın almadan önce hileli hareketlerle müvekkilinin elinden alındığı hususunu bildiğini, müvekkilinin dolandırıldığını ve bu kişilerin taşınmazı kendisine geri vermek yerine Kumluca Beldesinde taşınmazı satmak için müşteri aradıklarını öğrenir öğrenmez 08.05.2017 tarihinde Savcılığa şikayette bulunarak ifade verdiğini, davalının 'benim param var alırım' düşüncesi ile taşınmazı 04.05.2017 tarihinde satın aldığını, müvekkilinin davalı ... hakkında da ayrıca 30.05.2017 tarihinde şikayetçi olduğunu, davanın ret gerekçesinin yanlış olduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddedilmesi nedeni ile davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere,"hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, 6098 sayılı ... Borçlar Kanununun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'un (TMK) 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.