Logo

1. Hukuk Dairesi2022/540 E. 2022/4354 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemli dava sonunda İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.04.2021 tarihli ve 2020/150 Esas ve 2021/152 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 31/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan...'un 1111 ada 30 parselde yer alan 12 nolu bağımsız bölümü ara malik kullanmak suretiyle, 10 nolu bağımsız bölümünde doğrudan oğlu olan davalı ...'ye, aynı parseldeki 1 nolu dükkanı ise gelini olan diğer davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçelerinde, mirasbırakanın dava konusu taşınmaz üzerine 1993 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 20 daireli bina yaptırdığını, müteahhidin dairelerini verdikten sonra kendisine kalan 6 daire, 1 dükkan toplam 7 adet bağımsız bölüm üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunduğunu, bunlardan 8 nolu dairede oturduğunu, 5 nolu daireyi eşi ...'ye, 6 nolu daireyi davacı kızı ...'ya, 10 nolu daireyi de davalı oğlu ...'ye paylaştırdığını, 1 nolu dükkan ve 12 nolu dairenin satışının gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 22.10.2019 tarihli, 2016/8272 Esas ve 2019/5384 Karar sayılı kararı ile; “…Mirasbırakan..., 28.04.1993 tarihinde çekişme konusu 10 nolu bağımsız bölümü davalı oğlu ...’ye temlik etmiş olup, aynı akitle 2012 tarihinde ölen eşi ... ve davacı kızına da taşınmaz devretmiştir. Muvazaadan söz edilebilmesi için mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla temlik yapması gereklidir. Şöyle ki, mirasbırakanın kendisinden mal kaçırma istediği kişiye taşınmaz devretmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Açıklanan olgu ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, çekişme konusu 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölüm yönünden mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda muvazaanın gerçekleştiğinden söz edilmesinin olanağı yoktur. Çekişme konusu 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu dükkan ile 12 nolu bağımsız bölüme gelince; gerek Kadıköy 4. Noterliği'nin 07.07.1987 tarih ve 55978 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, gerekse İstanbul 3. Noterliği'nin 05.12.1991 tarih ve 25409 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile çekişme konusu bağımsız bölümler müteahhide isabet etmiştir. Öte yandan, mirasbırakan, Beyoğlu 19. Noterliği'nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümün de aralarında bulunduğu 5 adet bağımsız bölümün müteahhide satışını vaat ve taahhüt etmiştir. O halde, çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümler yüklenici adına temlik edilmiş olup, anılan bağımsız bölümler yönünden de mirasçıdan mal kaçırma kastı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.04.2021 tarihli ve 2020/150 Esas ve 2021/152 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece bozma ilamını uyulduğunu ve hiçbir gerekçe bildirmeksizin taleplerinin reddine karar verildiğini, bozma ilamına uyulma nedenlerinin tek tek yazılması gerektiğini, gerekçesiz kararın bozulması gerektiğini, kız çocuğundan mal kaçırıldığı açıkken Dairenin kendi içtihatları ile çelişkili karar verdiğini, birden fazla kez yapılan sözle satış vaadi sözleşmelerinin peşin hükümle kabul edildiğini, hiçbir ödeme belgesi sunulamadığını, inşaat sözleşmelerinin ve satış vaadi sözleşmelerinin gerçekliğinin araştırılmadığını, 1 numaralı bağımsız bölümü muristen aldığını davalının da kabul etmesine rağmen taşınmazın yükleniciden alındığının kabul edildiğini, 10 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin birer dakika arayla satışının yapıldığını, avukatın da paravan ara malik olduğunu, avukatın taşınmazı aldıktan bir dakika sonra 12 numaralı bağımsız bölümü ...'ye temlik ettiğini, taşınmaz yüklenicinin hakkı ise murisin yükleniciye değil de avukata devir yapmasının anlaşılamadığını, Dairenin başka içtihatlarında ara malik kullanmasının muvazaanın ispatı olarak kabul edildiğini, 12 numaralı bağımsız bedelinin 4 kere ödendiğinin iddia edilmesine rağmen hiçbirinin ispat edilemediğini, 12 numaralı bağımsız bölümün başka bir sözleşme ile muris tarafından yükleniciye temlik edilmesinin ... tarafından bedelin yatırılmadığını gösterdiğini, aynı taşınmaz için 3 tane satış vaadi sözleşmesi, iki tane de temlik yapıldığını, avukat ile yüklenici arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin de muvazaalı olduğunu amacın ... lehine mal kaçırılması olduğunu, ikinci yüklenicinin 1, 4, 12, 14 ve 16 numaralı bağımsız bölümlerde hiçbir zaman hakkı olmadığını, ...'un da taşınmazların bedelini ödediği iddiasına ilişkin delil sunamadığını, sözleşmenin 1, 4, 12, 14 ve 16 numaralı bağımsız bölümler için yapılmasına rağmen fiiliyatta 1 yerine 2 numaralı bölümün devredildiğini, 14 numaralı bölümün bedelini ödediğini iddia etmesine rağmen hiç üzerine almadığını, 1987 ve 1991 tarihli inşaat sözleşmelerinin dava tarafın iddialarını karşılamadığını, somut olayla çelişkili kaldığını, ilk sözleşmede önce yarı yarıya paylaşım denildiğini, sonrasında 13'e 7 şeklinde paylaşım yapıldığını, ilk yüklenicinin %43 inşaat tamamladıktan sonra işi bıraktığını murisin bu durumdan kârlı çıktığını, %43 tamamlanmış bir işin bitirilmesi için 13 bölümün yükleniciye 7 bölümün murise verilmesinin kabul edilebilir olmadığını, bölgedeki teamülün %60'a %40 olduğunu, murise 6 değil 12 daire kaldığını o zaman teamüle uygun olduğunu, kendisine sadece 5 numaralı bölümün verildiğini, ... ve eşine 1, 10 ve 12 numaralı bölümlerin verildiğini, murisin eşi ...'ye verilen 8 numaralı bölümün de ...'nin çocuklarına vasiyet edildiğini, davalıların delilleri süresinde sunmadığı itirazlarına itibar edilmediğini, muvazaalı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vaadi sözleşmelerinin öninceleme aşamasında sunulduğunu, buna muvafakati olmadığını bildirdiğini, sözleşmelerin de muvazaalı olmaları nedeniyle hükme esas alınmayacaklarını, ... ve mirasçılarına 8 adet daire verildiği hususunun göz ardı edildiğini, bozma kararının ya eksik inceleme ile verildiğini ya da haksız güçlü olunca haklı suçlu olur ürünü olduğunu, bozma ilamının ölü kişi hakkında verildiğini ve yok hükmünde olduğunu, murisin taşınmaz satmaya ihtiyacının olduğunu kanıtlamadığını, değerler arasında fahiş fark olduğunu, olayda denkleştirme olmadığını, mirasçılar dışındakilere de yer verildiğini, 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden denkleştirme savunması yapıldığını ve temlikin bedelsiz yapıldığının kabul edildiğini, bunun ikrar olduğunu, muvazaanın dosya kapsamı ile sabit olduğunu, davalıların taşınmazları alacak ekonomik güçleri olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

Dairenin (IV.2.) paragrafta belirtilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV.3.) paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.