Logo

1. Hukuk Dairesi2022/541 E. 2022/6256 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ÇERKEZKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat istekli dava sonunda Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/04/2021 tarihli, 2021/33 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/11/2021 tarihli, 2021/1467 Esas, 2021/1614 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01/06/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davalı ... Yapı SC Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat Pınar Akgül Doğusoy, davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar, bir kısım davalıların ve tapu memurlarının usulsüz iş ve eylemleri sonucu mirasbırakanları “...oğlu ...”a ait 467 ada 13 ile 490 ada 13 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 220 ada 45 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki ...'ın baba adının “...” olarak tashih edildiğini ve taşınmazın diğer davalılara satış yoluyla devredildiğini, yolsuz işleme dayalı intikal ve satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa tazminata karar verilmesini istemişler; yargılama sırasında davalı ... tarafından dava dışı ...’e temlik edilen 490 ada 13 parsel yönünden 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesine göre yeni malik ...’ya karşı tapu iptali ve tescil isteğiyle davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı Şirket, davalı ..., davalı ..., taşınmazları tapu siciline güvenerek iyiniyetli olarak satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

2. Diğer davalılar, iddianın doğru olmadığını, taşınmazın kendi mirasbırakanları “Hasan oğlu ...”a ait olduğunu, O’nun ölümünden sonra adlarına intikal ettirip 3. kişilere satış yoluyla devrettiklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli ve 2016/936 Esas, 2019/372 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14/12/2020 tarihli, 2019/1670 Esas, 2020/1356 Karar sayılı kararıyla, “Yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davasının tüm mirasçılarla birlikte açılması gerektiği gibi herşeyden önce davacı tarafın kayıt malikinin kendi murisleri Ali oğlu ... olduğunun tespitine ilişkin dava açarak kayıt maliki ile aralarındaki irs ilişkisini ispat etmeleri gerekmektedir. Açılacak tapu kaydında düzeltim davasında husumetin ilgili tapu müdürlüğüne yöneltilmesi gerekmekte olup o davanın tarafı ve yargılama usulü farklıdır. Kayıt maliki ...'ın davacıların murisi Ali oğlu ... olduğunun tespiti yönünde alınacak karar sonrası ancak işbu yolsuz tescil davası açılabilecektir. Davanın ön şart yokluğundan reddi gerekir iken esasa girilmek suretiyle yukarıda belirtildiği üzere karar verilmesi hatalı olmuştur” gerekçesiyle HMK'nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş, Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/04/2021 tarihli, 2021/33 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararıyla, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 08/04/2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyip, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/11/2021 tarihli, 2021/1467 Esas, 2021/1614 Karar sayılı kararıyla; davacılar, terekeye iade şeklinde değil de pay oranında istekte bulunduğuna göre, taşınmazdaki mülkiyet durumu gözetildiğinde Türk Medeni Kanunu'nun 701. madesi uyarınca böyle bir isteğin dinlenme olanağının bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, veraset ilamında yer alan tüm mirasçıların davada davacı sıfatıyla yer aldıklarını, davadaki taleplerine ilişkin tapu kaydında düzeltim davası açmalarının mümkün bulunmadığını, zira Mahkemece verilen ara karar üzerine Tapu Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun iddianın yargılama yapılmasını gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini, bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı düzenlendiğini, taşınmazların mirasbırakanlarına ait olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 467 ada 13 ve 490 ada 13 parsel sayılı taşınmazların geldisi olan 220 ada 45 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki ...’ın, davanın taraflarından hangisinin mirasbırakanı olduğunun tespiti hususunda toplanmakla; tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istekli davanın yolsuz tescil hukuki nedenine dayandığı kuşkusuzdur.

3.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, kök 220 ada 45 parsel sayılı taşınmazın kadastro ile senetsizden, zilyedi “...” adına tespit gördüğü, tutanakta tespit malikine ilişkin başkaca bilginin yer almadığı, taşınmazın “1936 tarihli, 291 tahrir no.lu, eski 37, yeni 365 kapı no.lu” vergi kaydının olduğu, tespitin itiraz edilmeksizin 11/10/1977 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın imar işlemi neticesinde 467 ada 13 ve 490 ada 13 parsellere ayrıldığı ve bu parsellerin 25/08/2016 tarihinde Hasan ve Şerife oğlu, 1902 yılında doğup 18/04/1974 tarihinde ölen “...” mirasçıları olan bir kısım davalıların adına intikalen tescil edildiği, mirasçıların 467 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tamamını 25/08/2016 tarihinde 13317 yevmiye numaralı satışla davalı Zirve Sc Yapı...Limited şirketine; 490 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tamamını ise yine aynı tarihte 13319 yevmiye numaralı satışla mirasçılar arasında yer alan davalı ...’a devrettikleri, İlhan’ın devraldığı bu taşınmazı 07/09/2016 tarihinde 3. kişi konumunda bulunan diğer davalı ...’ye, Hüseyin’in de, eldeki davanın açıldığı tarih olan 10/11/2016 tarihinde yine 3. kişi konumunda bulunan öteki davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın üzerine 11/11/2016 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi konulduğu anlaşılmaktadır.

3.3.2. Dosyaya Dairemizin geri çevirme kararı ile getirtilen mirasçılık belgesinden, davacıların, Ali ve Ayşe oğlu, 1900 yılında doğup 04/09/1967 tarihinde ölen “...” mirasçıları oldukları, taraflarca kök 220 ada 45 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğu iddia edilen her iki ...’ın da tüm mirasçılarının davada yer aldığı görülmektedir.

3.3.3. Davacıların mirasbırakanları ... adına hep birlikte hareket ettikleri, davayı birlikte açtıkları, dava dışı mirasçının bulunmadığı gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesinin, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen davayı ret gerekçesi yerinde değildir.

3.3.4. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında, çekişme konusu taşınmazlarda keşif yapılması, tanıkların taşınmazların başında yeniden dinlenmesi, taşınmazların evveliyatından buyana kimin zilyetliğinde olduklarının tespit edilmesi, tarafların bildirdiği delillerin eksiksiz toplanması, kadastro ile adına tespit yapılan önceki tapu maliki ...’ın davacıların mirasbırakanı olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 29/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.