"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; verilen davanın kabulüne ilişkin karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili Avukat ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaanneleri ....’in 692 parsel sayılı taşınmazdaki payı ile 37 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı, 38 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerdeki paylarınının tamamını davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanın terekesine iadesine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, satışın gerçek olduğunu, ölünceye kadar mirasbırakanla birlikte yaşadıklarını, mirasbırakanın bir çok rahatsızlığı olup bakım ve tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını, temliklerde mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16/07/2019 tarihli ve 2014/84 E., 2019/161 K. sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın son 20 yılında kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı gibi bir çok rahatsızlığı bulunduğunu, bu dönemde 8 defa anjiyo olup 21 defa tıbbi operasyon geçirdiğini, tüm bu tedavi ve operasyonların özel hastanede yapıldığını ve tüm tedavi giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, bu masrafların Bağ-kur ve emekli maaşından karşılanmasının mükmün olmadığını, davalı tarafça mirasbırakan annesi için olağanüstü masraf yapıldığını, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazların bakım karşılığı olarak davalıya devredildiğini, davacıların mirasbırakan ile hiç ilgilenmediklerini, bu nedenle de murisin kızı ...’nın yapılan devirlere itirazı olmadığını, mirasbırakanın kızı ... ile birlikte davalının alt katında oturduğunu, ...’nın ev hanımı olup geliri olmadığını, davalının aynı zamanda mirasbırakan ve ...’nın geçimlerine katkıda bulunduğunu, bilirkişilerce taşınmazların değerlerinin yüksek tespit edildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07/01/2021 tarihli ve 2019/1697 E., 2020/1468 K. sayılı kararıyla; satış bedelinin mirasbırakana ödendiğinin kanıtlanamadığı, mirasbırakanın ekonomik sıkıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, eşi üzerinden emekli olup sosyal güvencesinin bulunduğu, dava konusu taşınmazları temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunmadığı, terekede başka taşınmaz kalmadığı, dava konusu taşınmazların miktarları, temlik tarihindeki değerleri ve mirasbırakanın terekesinin tamamını oluşturduğu gözetildiğinde mirasbırakana yapılan bakım ve emeğin devre konu taşınmazlara oranla semen özelliği arz etmesinin mümkün olmadığı, davanın kabulünün doğru olduğu, ancak ölü kişi adına tescil hükmü kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 20/01/2022 tarihli ve 2021/727 E., 2022/466 K. sayılı kararıyla; ''...Dava konusu edilen 240 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümdeki temlik edilen paylar yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış, taraflarca HMK’nın 305. maddesi gereğince bu yönde bir başvuruda da bulunulmamıştır.
Hâl böyle olunca, davacıların 240 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümdeki temlik edilen paylara yönelik tapu iptali ve terekeye iade istekleri bakımından 6100 sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 15/06/2022 tarihli ve 2022/858 E., 2022/963 K. sayılı kararıyla; satış bedelinin mirasbırakana ödendiğinin kanıtlanamadığı, mirasbırakanın ekonomik sıkıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, eşi üzerinden emekli olup sosyal güvencesinin bulunduğu, dava konusu taşınmazları temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunmadığı, terekede başka taşınmaz kalmadığı, dava konusu taşınmazların miktarları, temlik tarihindeki değerleri ve mirasbırakanın terekesinin tamamını oluşturduğu gözetildiğinde mirasbırakana yapılan bakım ve emeğin devre konu taşınmazlara oranla semen özelliği arz etmesinin mümkün olmadığı, temlikin bedelsiz, muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; somut olayda ahlaki bir ödevin ifasından ziyade, olağanüstü masraf, bakım ve gözetimin söz konusu olduğunu, mirasbırakanın taşınmazlardaki payını minnet duygusu ile devrettiğini, taşınmazların karşılığında bir semen bulunduğunu, taşınmazların değerinin hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hatalı değerlendirildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (V./2.) no.lu bentte yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (V./3.) no.lu bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün ONANMASINA, temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 20.957,88 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.