Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5625 E. 2022/8527 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil/tazminat istemli dava sonunda İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.03.2022 tarihli ve 2016/505 Esas, 2022/283 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 13.12.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ..... Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili Avukat.... ile temyiz edilen davalı.....Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili Avukat .... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, içinde bulunduğu ekonomik zorluklardan kurtulmak amacıyla, maddi yardımda bulunma ve daha sonra geri verme karşılığında kayden maliki olduğu 124, 125 ve 13664 parsel sayılı taşınmazları davalılara devrettiğini, davalılarla 01.01.1994 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere gayrimenkul kiralama ve değerlendirme sözleşmesi ve bu sözleşmenin gerekçesine dair anlaşma imzaladıklarını, anılan sözleşme gereğince taşınmazların kendisine devredilmesi gerekirken davalıların muvazaalı şekilde tasarruflarında tutarak taşınmazları aktarmadıklarını, yardım amaçlı ödedikleri miktarı talep etmeleri halinde defaten ödemeye her zaman hazır olunduğu bildirildiği halde taşınmazların devredilmediğini, davalıların yetkilerini kasten zararına kullandıklarını, davalıların aynı zamanda şirket ortağı da olduklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, dava konusu taşınmazların devri üzerine davaya yeni malike karşı tapu iptali ve tescil davası olarak devam edeceklerini bildirmiş, aşamada davalarını tamamen ıslah ettiklerini bildirerek sözleşmeler gereği verilmesi gerekirken verilmeyen taşınmazdan dolayı uğranılan maddi zararın ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ..., iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazlarda davacının kiracı olduğunu, davacının dayandığı belgelerdeki imzaların davalı şirket yöneticilerine ait olmadığını, eksik harcın tamamlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ... Ortaklığı taşınmazları iyi niyetli olarak edindiğini ve taşınmazlar için dava dışı şirket ile finansal kiralama sözleşmesi akdettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı FMA Gayrimenkul Şirketi eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, davacı ile diğer davalılar arasında geçerli bir sözleşme olmadığını, davalı ... şirketinin taşınmazı iyi niyetli olarak edindiğini ve kendileri ile finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, dosyaya sunulan rapora göre davanın temelini oluşturan gayrimenkul kiralama ve değerleme sözleşmesi ve bu sözleşmenin gerekçesindeki imzaların davalı şirketleri temsil ve ilzama yetkili kişiler tarafından atılmadığı, davalıların bu belgeler ile bağlı olmadığı, davalıların bu belgelerde kendilerine atfedilen doğrultuda herhangi bir iradelerinin bulunmadığı, ortada davacı tarafından davalılara yapılan gerçek bir satış olup muvazaalı bir işlem bulunmadığı ve vefa (geri alım) hakkının kurulabilmesi için gerekli resmi şekil şartı yerine getirilmediğinden davacının sözleşme ve gerekçeye dayanarak bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 20.10.2015 tarihli ve 2014/3971 Esas, 2015/12143 Karar sayılı kararı ile “…Eldeki davada, dava dilekçesindeki anlatımdan ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının inançlı işlem hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır. davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ''Gayrimenkul Kiralama ve Değerleme Sözleşmesi'' ile ''Gayrimenkul Kiralama ve Değerlendirme Sözleşmesinin Gerekçesi'' başlıklı belgelerin inançlı işlemin ispatına yarar nitelikte bir belge olup olmadığı üzerinde durulmadığı gibi, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda da değerlendirilme yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, davacının dayandığı ''Gayrimenkul Kiralama ve Değerleme Sözleşmesi'' ile ''Gayrimenkul Kiralama ve Değerlendirme Sözleşmesinin Gerekçesi'' başlıklı belgelerin, inançlı işlemin ispatına yarar nitelikte bir belge olup olmadığı hususu üzerinde durularak, yargılama sırasında bu belgeler üzerinde atılı imzaların davacı tarafça davalı firmaların yetkilileri tarafından atıldığı iddia edilmesine karşılık, davalı tarafça da imzaların şirket yetkililerine ait olmadığının savunulmuş olması karşısında, belgelerin düzenlendiği tarihlerde davalı firma temsilcilerinin kim veya kimler olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek, imza incelemesi yönünden Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden (ATK) rapor alınması, toplanacak delillerin, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 29.03.2022 tarihli ve 2016/505 Esas, 2022/283 Karar sayılı kararı ile ticaret sicil müdürlüklerinden getirtilen belgelerdeki sözleşme tarihindeki yetkililer ile sözleşmedeki yetkililerin uyuşmadığı, davalıların tarafı olmadıkları sözleşme kapsamında herhangi bir yükümlülükleri bulunmadığı, davaya dayanak sözleşmeye dayalı açılan eldeki dava bakımından davacının iddiasını ispat edemediği, davanın ıslah edilmesinden önce davaya taraf olarak dahil edilen kayıt malikleri bakımından davacının ıslah dilekçesinde talebi bulunmadığı gerekçeleriyle davalı hakkındaki davanın reddine, davaya sonradan dahil edilenler hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı şirket temyiz dilekçesinde özetle, taraflar arasında gayrimenkul kiralama ve değerlendirme sözleşmesi ile bu sözleşmenin gerekçesine dair anlaşma imzaladıklarını, devrin muvazaalı olduğunu, taşınmazların geri verilmek üzere alındığını, tanık olarak dinlenilen ....'in beyanı ile olayların sabit olduğunu, bozma kararına uyulmasına rağmen gerekliliklerin yerine getirilmediğini, davalıların davacı şirketin hissedarları olduğunu, işlemlerden haberlerinin olmamasının mümkün olmadığını, Pankobirlik bünyesinde olan şirketlerin her şeyden haberdar olduklarını, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi kararının eldeki dava için kesin delil teşkil edemeyeceğini, sözleşmelerin davaların yetkilileri tarafından imza edildiğini, ATK'dan rapor alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil/tazminat istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” hükmü, 1022 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.3. Değerlendirme

Dairenin (IV/2.) numaralı paragrafta belirtilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.