"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis ve tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...'in, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu 1744 ada 22 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler ile 1191 ada 216 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümleri son eşi olan davalı ...’e devrettiğini, mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin vesayet dosyasındaki beyanından da anlaşıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmazsa tenkisini istemiş; Tapu Müdürlüğünce 10 no.lu bağımsız bölümün bulunmadığının bildirilmesi üzerine 10 no.lu bağımsız bölümün esasen 9 no.lu bağımsız bölümle birlikte tek taşınmaz olduğunu beyan etmiş; 22.02.2016 tarihli dilekçe ile davalı adına kayıtlı olan 2153 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sehven dava dilekçesinde yazılmadığını, bu taşınmazın da dava konusu edildiğini belirterek tazminat istemiş; 05.03.2018 tarihli duruşmada, dava konusu 3, 4, 9 ve 10 no’lu bağımsız bölümlerin muris muvazaası nedeniyle iptali ile miras payı oranında tescilini istediğini, fazlaya ilişkin dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara ilişkin muvazaa ve tenkis isteğinden feragat ettiğini, sonradan dava konusu olarak bildirilen 2153 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak da tenkis isteğinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, adına tescil edilen taşınmazların evlilik birliği içerisinde edinildiğini ve kişisel malı olduğunu, mirasbırakanın katkısını ise kendisine bağışladığını, mirasbırakanla müşterek çocuklarından birinin sara hastası, diğerinin de engelli olması nedeniyle mirasbırakanın doğrudan onlara bağışta bulunamadığından ve çocukların haklarını en iyi kendisi koruyacağından bu şekilde işlem yapıldığını, mirasbırakanın davacı ve diğer mirasçılara da karşılıksız kazandırmada bulunduğu gibi başkaca pek çok mal bıraktığını, tenkis koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.04.2018 tarihli ve 2016/55 Esas, 2018/174 Karar sayılı kararı ile dava konusu 3, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümlerin davalı adına tescilinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescile, davaya sonradan dahil edilen 2153 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın usulden reddine, fazlaya ilişkin taleplerin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2019 tarihli ve 2018/1607 Esas, 2019/1483 Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu 3, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümler yönünden mirasbırakan tarafından davalıya yapılan bir temlik bulunmadığı, gizli bağış iddiasında muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gerekçesiyle iptal tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin feragat nedeniyle reddine, 2153 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden usulünce açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.04.2021 tarihli ve 2021/1049 Esas, 2021/2477 Karar sayılı kararı ile “…Hemen belirtilmelidir ki, edinme şekli gözetildiğinde dava konusu 1744 ada 22 parselde kayıtlı 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler ile 1191 ada 216 parselde kayıtlı 9 no.lu bağımsız bölüm yönünden ileri sürülen iddianın gizli bağış niteliğinde olduğu, gizli bağış iddiası bakımından 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İBK’nın uygulanma olanağının bulunmadığı nazara alınarak bu taşınmazlar yönünden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, dava konusu edilmeyen bir taşınmazın sonradan ıslah yolu ile davaya dahil edilmesinin mümkün olmadığı nazara alındığında 2153 ada 2 parsel sayılı taşınmazla ilgili usulünce açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek bu taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinde de isabetsizlik yoktur. Davacının bu yönlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davacının tenkis isteğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;… duruşmada davacı tarafın dava konusu 3, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümlerle ilgili tenkis isteğinden açıkça feragat ettiğine ilişkin beyanı bulunmayıp, feragatinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep olarak bildirdiği 1962 ada 32 ve 1304 ada 37 parsellere yönelik olduğu ve bu parsellerin eldeki davada dava konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; dava konusu 1744 ada 22 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümler ile 1191 ada 216 parsel sayılı taşınmazda bulunan 9 no.lu bağımsız bölümün bedelinin mirasbırakan tarafından ödenerek davalı adına tescil edildiği yönündeki iddianın, bir başka ifadeyle gizli bağış iddiasının ispat edilmesi halinde TMK’nin 565/4. maddesi gözetilerek tenkis isteğinin incelenmesi gerekirken, bu taşınmazlar yönünden tenkis isteğiyle ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıkları, murisin birden fazla evlilik yaptığı, davacının erkek çocuğu olmadığı için açıkça murisin davacıya mal vermeyeceğini söylediği, eşi ... ile oğlu ...'a kazandırmada bulunduğu eşi ...'in geliri olmayıp özürlü çocuğuna baktığı, davalı tanıklarının ise ...'in murisin dördüncü eşi olduğu, murisin ...'den olma kızı ...l'in %100 özürlü, ... da sara hastası olduğu, murisin eşi adına kazandırmada bulunurken hasta çocuklarını ve bunlara bakan eşini koruma amaçlı hareket ettiği, murisin oğlu ... ve davacıya da kazandırmada bulunduğu, aynı yerde ve ...'de davacıya da taşınmaz verdiği yönünde beyanda bulundukları, eş ...'in çalışmadığı, geliri bulunmadığı anlaşılıyor ise de toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacı tarafın murisin saklı payı zedeleme kastını ispat edemediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile tenkis talepleri yönünden davanın reddine, 2153 ada 2 parsele yönelik usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, murisin nikahlı ve nikahsız toplam beş tane eşi olduğunu, erkek çocuğu olmadığı için kendisini dışladığını ve mal kaçırma kastıyla karşılıksız kazandırmalar yaptığını, murisin savurgan davranışları nedeniyle kısıtlanması için dava açtığını, o davada murisin kendisinin malında hakkı olmadığını beyan ettiğini, ...'e alınan taşınmazların murisin parası ile alındığını, ...'in geliri olmadığını, taşınmazları alacak durumda olmadığını, murisin amacının bağış olduğunu, sonradan eklenilen 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden isteklerinin reddinin hatalı olduğunu, ön inceleme de davalı tarafın muvafakat ettiğini, murisin eşi ...'e, oğlu ...'a ve onun eşi ...'e kazandırımda bulunduğu, ... için dava açıldığını ve davanın kabul edildiğini, kararda ...'in dördüncü eş olduğu yazılmış ise de aslında beşinci eş olduğunu, murisin kızı ...l'in % 100 değil % 90 engelli olduğunu, kendisinin ...'de taşınmazı olmadığını, açtığı vesayet davasında konulan tedbirler nedeniyle murisin terekesinde mal kaldığını, murisin 389 ada 2647 parsel sayılı taşınmazını da ...'e verdiği gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ile tazminat isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706 ncı, ... Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.9.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 565 ... maddesinin dördüncü fıkrasında mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu düzenlenmiştir.
TMK'nin 6 ncı maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazla yatırılan 2.830,10 TL peşin harcın talep haline davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.