Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5635 E. 2023/5540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aslı vakıf olan taşınmazların 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra Hazine adına tescilinin hukuki sonuçları ve tapu iptal tescil davasının akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazine adına tescilinin mümkün olmadığı ve taşınmazların vakfa ait sayılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/638 E., 2022/1053 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ :...Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/57 E., 2021/13 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekil...Vakfından... ilçesinde bulunan 104 ada 2 parsel sayılı 2.390 m2 yüzölçümlü, bahçeli kargir ev vasıflı taşınmazın tapuda İtalyan tebaalı... kızı Aurora Scotto adına kayıtlı iken hükmen Maliye Hâzinesi adına tescilinin yapıldığının; yine... kızı Aurora Scotto adına kayıtlı iken ...Vakfından... ilçesinde bulunan 17 ada 3 parsel sayılı, 911,50 m2 sahalı 15 kargir dükkan ve gazinonun 2330/5025 hissesinin de hükmen Hâzine adına tescilinin yapıldığının tapu kaydının tetkikinden anlaşıldığını, taşınmazların vakıf malı olup 24.09.1983 tarihinden sonra Hazine'ye geçmesine olanak bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ...Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; dava konusu taşınmazların tapuda İtalyan tebaalı ... Kızı,...adına kayıtlı iken 21.06.1977 tarihinde ölümünden sonra bırakmış olduğu vasiyetnamelerin iptali talebiyle, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 985/293 E. sayılı davanın 08.11.1989 tarihinde sonuçlanarak resmi vasiyetnamelerin geçerli olduğu, şifai vasiyetnameninse iptaline karar verildiği yönünde kesinleşmiş karar bulunduğunu, dolayısıyla her iki taşınmazın maliki bulunan ...nın varissiz öldüğüne karar verildiğini, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirasının Devlete geçeceğini, 1977/12 E., 1992/3 K. sayılı Mahkeme ilamı gereğince başkaca mirasçısı bulunmayan şahsın terekesinin son mirasçısının Hazine olması nedeniyle Hazineye intikal ettiğini, vakıf şerhinin terkin edildiğini ve taşınmazların vakıfla ilgilerinin kesildiğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımının geçtiğini, kesin hüküm itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2021 tarihli ve 2015/57 Esas, 2021/13 Karar sayılı kararıyla; 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanak kalmadığı, ayrıca daha önce Hazine üzerine oluşan tapu kayıtlarının iptal edilememesi için de taşınmazın önce mutasarrıfına geçip özel mülk haline gelmesi, mal sahibinin mirasçı bırakmadan ölmesi ve 2888 sayılı Kanun'un yürürlüğünden önce tapuda Hazine üzerine yazılması gibi üç koşulun birlikte gerçekleşmesi gerektiği, somut uyuşmazlıkta Hazinenin taşınmazları 1983 yılından sonra edindiği, ancak davanın esasını teşkil eden hususun vakfın taşınmaz ile bağının devam ediyor olması gerektiği, Mahkemenin 2012/77 Esas, 2013/58 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 104 ada 2 parsel üzerindeki şerhin terkin edildiği ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, diğer dava konusu 17 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın vakıf şerhinin...Mal Müdürlüğünün 25.04.1938 tarihinde 2179-80 sayılı yazısı ile terkin edildiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazların ...Vakfı ile ilişkisinin kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hazinenin vakıf şerhinin terkini için 17 ada 3 parselle ilgili açmış olduğu bir davanın mevcut olmadığını, terkin işleminin mahkeme kararına dayalı olmadığını, ödenmiş bir taviz bedeli bulunmadığını, dava konusu payın Hazinenin adına tescilinin mahlulen yapıldığını, davaya konu her iki parselin de Hazine adına tescilinin 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonraki bir tarih (22.06.1993) olduğunu; her ne kadar dava konusu diğer 104 ada 2 parselin vakıf şerhi kararla terkin edilmiş olsa da müstekar Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesi hükmü karşısında 22.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların taviz bedeli ödensin ya da ödenmesin Hazine adına tesciline yasal imkan kalmadığını; taviz bedelinin tahsil edilmiş olmasının ya da bedelsiz terkin edilmiş olmasının vakıf taşınmazın özüne zarar vermeyeceğini, vakfına rücuunu engellemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve 2021/638 Esas, 2022/1053 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlardan 104 ada 2 parsel sayılı, 2.390 m2 alanlı bahçeli kargir ev vasıflı, 1. Grup eski eser niteliğindeki, 25.02.2014 tarihinde vakıf şerhi terkin edilen taşınmazın İtalyan tebaalı... kızı...adına kayıtlı iken 24.09.1983 tarihinden sonra 22.06.1993 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği; dava konusu 17 ada 3 parsel sayılı 911,50 m2 alanlı avlusu olan onbeş kargir dükkan ve kargir gazino vasıflı eski eser niteliğinde bulunan, vakıf şerhi 25.04.1938 tarihinde terkin edilen taşınmazın 2330/5025 payı yine anılan şahıs adına kayıtlı iken 22.06.1993 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği, her iki taşınmazın da terkin öncesi kayıtlarında Zemini ...Vakfından mukataalı şerhini havi olduğu anlaşılmakta olup, aslı vakıf olan dava konusu taşınmazların vakfına rücu etmesi gerektiğinden 24.09.1983 tarihinden sonra Hazine adına tesciline yasal imkan bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve araştırma sonucunda hatalı bir karar verildiğini, davanın öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, gayri sahih vakıfların sürekli Devlete ait arazi üzerinde yapılan ve Hazine ile ilişkisi hiçbir zaman kesilmeyen, genellikle ...Vakfı gibi padişah isimleri ile isimlendirilen vakıflar olduğunu, bu tür vakıfların aşar ve rüsumatı vakfedilmiş olduğundan ve aşarın ilgası ile taşınmazın vakıfla ilişkisi kesilmiş bulunduğundan tapu kayıtlarında bu tür vakıf şerhlerinin dahi kendiliğinden yok hükmünde sayılması gerektiğini, devamlılık arzeden Yargıtay içtihatlarıyla ...Vakfı şerhinin yasal dayanağı ve hükmünün kalmadığı ortada olup Vakıflar İdaresinin ayni bir hakkının bulunmaması, Vakıflar Kanunu'nun 26, 27, 28, 29, 30, 31 inci maddeleri ve aynı Kanun'un 17 nci maddesi ile getirilen düzenlemelerin mukataalı ve icareteynli vakıf malların tasfiyesine yönelik düzenlemeler olması sebepleriyle Vakıflar idaresi tarafından açılan yasal ve hukuki dayanağı olmayan davanın hem usul hem de esas yönünden reddi gerektiğini, diğer yandan dava konusu taşınmazda vakfın niteliğinin ve türünün araştırılması, Türkçeleştirilmiş ve sadeleştirilmiş metne sahip vakfiyenin dosyaya getirtilmesi, vakfiyenin geçerliliği, türü, gayri sahih olup olmadığı, taşınmazın vakfiyede belirtilen vakıf mallarından olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi ve rapor alınması da gerektiğini, Hazine aleyhine harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle Dairece eksikliğin giderilmesi yolu ile dosyaya celp edilen güncel tapu kayıtlarından; çekişme konusu 17 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 22/A maddesi gereğince 02.02.2022 tarihinde 249 ada 1 parsel numarasını aldığı anlaşılmakla, davalı hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.