Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5658 E. 2022/7170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında çay yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiği iddiasıyla tapuya tescilinin istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın dere yatağı vasfında olup özel mülkiyete konu olmadığı ve tescile tabi yerlerden sayılmadığı, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı ... vekilinin istinaf talebi üzerine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün vekalet ücreti yönünden kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın reddine, davalı ... yararına yazılı şekilde vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir. İstinaf Mahkemesi kararına karşı yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, duruşma günü olarak saptanan 01/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat Ulviye Sarp geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... yetkilisi gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü;

I. DAVA

Davacı ..., Beşiri ilçesi, İkiyaka köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında çay yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazın kendisi tarafından imar-ihya yoluyla tarıma elverişli kültür arazisi haline getirildiğini ve yaklaşık 25 yıldır tarım arazisi olarak nizasız vc fasılasız bir şekilde kullanılmakta olduğunu, yapılacak keşif sonucu elde edilen koordinatlı fen bilirkişi raporundaki bilgiler ve ölçüm sonucu ortaya çıkacak miktarın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiğini, eldeki davada husumetin doğru yöneltilmediğini, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu davacı yararına iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, ayrıca TMK’nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yerel Mahkemece; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği, taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca tescili gereken yerlerden de olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin ise çekişmeli taşınmaz dere yatağı vasfında olup niteliği itibariyle tescile tabi olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafında istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın bulunduğu sahada kadastro çalışmasının 5602 sayılı Tapulama Kanunu'na göre 13.07.1956 tarihinde yapıldığı ve 14.09.1960 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın tapulama çalışması sırasında dere yatağı nitelikte ve tapulama harici olarak bırakıldığı, davacının dere yatağının yer değişmesi sonrasında, taşınmazda emek ve mesai sarf edilerek burayı tarım arazisi haline getirdiği ve kanunda aranan süre boyunca zilyetlik sürdüğü, bu yönde tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile dosyada bulunan ziraat bilirkişi raporu ve jeodezi raporunun iddiayı doğruladığı, taşınmazın sınırında yer alan derenin 1984 yılından bu yana yatak değiştirmediğine yönelik dosyaya sunulan jeoloji raporu ve jeodezi raporu ile derenin yatak değiştirmesinden itibaren davacının fasılasız zilyetlik sürdürdüğü hususundaki iddianın doğrulandığını, tescili istenilen taşınmaz parçasının derenin bugünkü yatağına yerleştikten sonra kullanılmaya başladığı, mahkeme kararının aksine 1984 yılı öncesinde zilyetliği dair bir iddiaları olmadığını, zaten 1984 yılından başlayan zilyetliğin dava tarihi göz önüne alındığından süresi itibariyle iktisaba elverişli olduğunu, mahkemenin delillerin takdirinde yanılgıya düştüğünü belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada taşınmazın mülkiyeti (aynı) dava konusu olduğu için, davanın sonunda kendisini vekil ile temsil ettiren taraf yararına, davanın görüldüğü mahkemesince tarifede öngörülen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, söz konusu yerel mahkeme kararında müvekkili idare lehine vekalet ücreti olarak 4.080,00 TL bedele hükmedildiğini, ancak dava konusu taşınmazın bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili idare lehine tarifede belirlenen vekalet ücretinden daha azına hükmedilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davada TMK'nın 713/6 maddesi gereğince Hazine adına tescil talep etmelerine rağmen dava konusu taşınmazla ilgili lehlerine tescil hükmü kurulması gerektiği halde bu hususta herhangi bir karar verilmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından çekişmeli taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu bu haliyle özel mülkiyete konu olmadığı gibi tescile tabi yerlerden olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf taleplerinin esastan reddine; davalı Hazinenin istinaf taleplerine gelince ise, davalının işin esasına ilişkin istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı; ne var ki davacı tarafça, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 18.208,56 metrekare yüzölçümündeki bölümünün dava konusu edildiği, ziraat bilirkişileri tarafından bu bölüme ilişkin dava değerinin 402.773,34 TL olarak belirlendiği ve bedel üzerinden harç tamamlanmış olup, dava reddedildiğine göre davalı ... yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmiş olması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin istinaf isteminin bu yönüyle kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına; HMK m. 353/1-b.2 gereğince yeniden hüküm kurulması suretiyle, davanın reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin reddine, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeler gereğince hesap edilen 36.644,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında çay yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 01.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.