Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5806 E. 2023/1174 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışlarının muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın terekesinin büyük bir bölümünü devretmiş olması, devredilen taşınmazların değeri ve davalıya minnet duymasını gerektirecek bir durum olmaması hususları değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 29/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ... ile temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi eksikliklerin ikmali için verilen geri çevirme kararı üzerine dosya tekemmül etmiş olmakla gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan anneleri ...'in asıl davada dava konusu Kayseri ili ... ilçesindeki 10, 5, 6 ve 15 numaralı bağımsız bölümlerini 22/12/2017 tarihinde, birleştirilen davada dava konusu Mersin ili Mezitli ilçesindeki 10 ve 30 numaralı bağımsız bölümlerini 25/12/2017 tarihinde satış göstermek suretiyle davalıya devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalının Mersin'deki 10 numaralı bağımsız bölümü dava dışı ... ...'a sattığını, mirasbırakanın taşınmazlarını satma ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını, mirasbırakanın tedavi gördüğünü ve bir takım ağır ilaçlar kullandığını, medeni haklarını kullanmasının yasal olarak mümkün gözükmediğini, tapu işlemleri sırasında doktor raporu alınmadığından işlemin bu yönüyle de sakat olduğunu ileri sürerek, asıl davada dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, birleştirilen davada; dava konusu 30 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, 10 numaralı bağımsız bölüm yönünden ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte miras payları oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, Kazakistan'da güzel giden bir işi bulunduğunu, 2010 yılında annesinin kalp rahatsızlığı ortaya çıkınca apar topar Kayseri'ye geldiğini, yalnız yaşayan ve yaşlılıktan ileri gelen rahatsızlıkları da bulunan mirasbırakan annesinin ilgisiz ve bakımsız kaldığından Kayseri'ye kesin dönüş yaptığını, annesinin bakım ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmek isteğinden Kayseri'ye döndüğünü, taşınmazları alım gücü bulunduğunu, bedelsiz almadığını, dava konusu taşınmazların öz babasından annesine intikal ettiğini, babasından hatıra olması nedeniyle belediyeden öğrendiği emsal değerlere göre satış bedellerini ödediğini, ödemelerin elden yapıldığını, mirasbırakan annesinin hastalıkları sürecinde tüm bakım ve ihtiyaçları ile kendisinin ilgilendiğini, taşınmazların bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı varsayılsa dahi mirasbırakanın minnet duygusuyla taşınmazlarını devrettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, davacı tarafın tüm iddialarının ve muvazaa iddiasının haksız olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakan ...'in işlem tarihinde akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti açısından Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı, fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisine sağlığında iken özenle bakan, tüm ihtiyaçlarını gideren, yanında olan, davalı oğluna minnet duyguları ile dava konusu taşınmazları temlik ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın muris muvazaasına isnaden açılan tapu iptali ve alacak davası olduğunu, davalının parası ile satın aldığını iddia etiği halde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 25. maddesine aykırı bir şekilde Mahkemece minnet duygusuna dayalı bağış olarak kabul edildiğini, mirasbırakanın ilk eşi ... ... ... kalan tüm mal varlığını davalıya satış yoluyla devretmiş olduğundan, murisin gerçek amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğunun Yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, zira HGK'nın 2017/1-1211 ESAS 2019/377 karar sayılı 28.03.2019 tarihli kararında miras bırakanın, bir parça taşınmazını devretmek suretiyle bakımını sağlayabileceği yerde, tüm mal varlığını ya da en değerli olan taşınmazlarını temlik ettiğinden asıl amacının bakımının temini değil mirasçılardan mal kaçırmak olduğunun kabulü gerektiğini, tanıkların tamamının mirasbırakanın son iki üç aya kadar sağlık durumunun iyi olduğunu, maddi durumunun iyi olduğunu, mala ve parasına düşkün olduğunu beyan ettiklerini, üvey kardeş olmaları nedeni ile uzun süredir görüşmemekte olup annelerinin çocuklar arasında kavga çıkmaması için davalı, annenin yanına yerleştikten sonra ...'un evinde görüştüklerini, davalının eşinden boşandıktan sonra evi de olmadığından annesinin yanına sığındığını, onun geliri ile geçindiğini, minnet duyması gerekenin davalı olduğunu, beraber kaldığı evde annenin parası ile anneye bakılmasının minnet duygusu olarak nitelendirilemeyeceğini, minnet duygusunun mirasbırakana davalının babası ... ... ...'den intikal eden bütün mal varlığını devretmesi ile bağdaşmadığı gibi davalının ısrarla satın aldıklarına dair iddiası ile de bağdaşmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mirasbırakanın amacının taşınmazları davalı ...'e bedelsiz devretmek ve davacılardan mal kaçırmak olduğu, minnet duygusu karşılığı daha az taşınmaz devretme imkanı bulunmasına rağmen terekesinin büyük bir bölümünü devretmiş olması ve devredilen taşınmazların değeri değerlendirildiğinde minnet duygusu ile hareket etmediği, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka aykırı, yerleşik Yargıtay içtihatları göz önüne alınmadan, yetersiz inceleme ile verildiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, Bölge adliye mahkemesi tarafından, İlk Derece Mahkemesi kararının verilmesinde etken olan kalemler hiç dikkate alınmadan, yüzeysel inceleme ile acele bir karar verildiğini, istinafa cevap dilekçesinin gözardı edildiğini, ... yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, mirasbırakanın çok açık biçimde hissettiği minnet duygusunun bir tezahürü olarak dava konusu taşınmazları davalıya devrettiğini, muvazaa kastı olmadığını, mirasbırakanın davacı kızına da bir dükkanın yarı payını verdiğini, davacı oğluna ise kredisini kendisi ödemek suretiyle bir ev aldığını, muvazaa kastının var olduğuna dair hükme esas alınabilir bir delilin davacılar tarafından sunulmadığını, mirasbırakanın tüm giderlerinin davalı tarafından karşılanması nedeniyle maddi olarak bir ihtiyacı bulunmadığını, mirasbırakanın hem minnetini gösterme hem de paylaştırma saiki ile hareket ettiğini, yargılama hatası ve eksiklikleri sebebiyle yanlış kanaate varıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren ve 29/11/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Aşağıda yazılı 44.662,34 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.