"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1175 E., 2021/773 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul-Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Feke Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/228 E., 2018/57 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve müdahalenin men’i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, müdahalenin men’i davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ... müşterek dava dilekçesiyle; 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken kayden ...’na devredildiğini, taşınmazın sınırında bulunan dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın ise davalı Hazine adına kayıtlı iken diğer davalı ...’e satıldığını, ancak bu satış işleminin hiçbir şekilde taraflarına bildirilmediğini, 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olup uzun yıllardır taraflarınca zilyet edilen yaklaşık 2.400,00 metrekarelik bölümün de sanki dava konusu taşınmaza dahilmiş gibi Hazine tarafından Işık’a satıldığını, bu durumun davalı ... tarafından da bilindiğini, oysa taşınmazlar arasındaki doğal sınırın zemindeki dere yatağı olduğunu ileri sürerek dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, davalıların bu bölüme müdahalesinin men’ine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken ...’in başvurusu üzerine 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu gereğince açık teklif usulü ile davalıya satıldığını, taşınmazın satışında herhangi bir sakınca olup olmadığının araştırılması için kurumlarla yazışmaların ve ilanların yapıldığını, satış işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı açık ihale usulü ile satın aldığını, davacılar adına kayıtlı taşınmaz ile dava konusu taşınmaz arasında dere bulunmadığını, evvelinde taşınmazlar arasından yol geçerken bu yolun kapatıldığını, 1980 yılında yaşanan sel felaketinde bu yerin taşlarla dolduğunu, taşınmazı satın alacağının davacı tarafça anlaşılması üzerine kendi imkanlarıyla bu yere dere görünümü vermeye çalıştıklarını, öte yandan satış süreci 2,5 yıl sürdüğünden davacı tarafın satış işleminden haberdar olmamasının da mümkün bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacı tarafından imar-ihya edildikten sonra uzun yıllar boyunca kullanıldığı, kadastro tespiti sırasında taraflar adına kayıtlı taşınmazların müşterek sınırının hatalı şekilde belirlendiği, davalı tarafından davacıların taşınmazına müdahalenin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi Selim Kara'nın 20.11.2017 havale tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.131,97 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 1.075,31 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile 113 ada 31 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahalenin men'i davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, açık teklif usulü ile yapılan satış işlemine ilişkin ilanların köy kahvesinde, muhtarlıkta ve diğer vasıtalarla ilgililere duyurulduğunu, davacı tarafın satış işleminden haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını bilirkişilerden alınan raporların hükme elverişli olmadığını, dava kısmen kabul edildiği halde yargılama giderlerinin tamamının davalı taraf üzerinde bırakıldığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı ihale yoluyla satın aldığını, taşınmazın ecrimisil bedelini yıllardır ödediğini, davacı tarafın kendi arazileri olmadığını bildiği halde Hazinenin taşınmazını işgal ettiğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davacı ...’nun ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kadastro tespitinden sonra çapa dayalı olarak taşınmazını edindiği, kadastro tespitinden sonra taşınmazı çapa dayalı olarak edinen kişinin kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olarak hak talep etmesinin mümkün olmadığı, kişinin edindiği çapla sınırlı olarak hak talep edebileceğinin tartışmasız olduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı bulunduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekili ile davalı ...’in istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, Feke Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/228 Esas, 2018/57 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro tespitinden önce 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazın malikinin müvekkillerinden ... olduğunu, ...’nun ise ...’nun oğlu olduğunu, ...’ın taşınmazı babasından devralırken taşınmazı fiili durumuyla birlikte devraldığını, eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığını, Bölge Adliye Mahkemesince müvekkillerinin tespit öncesi sebebe dayanarak eldeki davayı açamayacağına ilişkin kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Adana ili, Feke ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı 8.836,99 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olmakla Hazine adına ham toprak vasfıyla tespit ve 10.07.2007 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz 25.10.2016 tarihinde ihale yoluyla satılarak ... adına kayıtlanmıştır.
Aynı çalışma alnında bulunan 113 ada 31 parsel sayılı 12.140,02 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise ifraz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Kemal Uyaroğu adına tespit ve 10.07.2007 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz 13.03.2015 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi uyarınca kayden ...'na temlik edilmiştir.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra ihale yoluyla kayden çapa dayalı olarak satın alındığı anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.
- KARŞI OY -
Dava, tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince (BAM), davacı ...'nun ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kadastro tespitinden sonra çapa dayalı olarak taşınmazı edindiği, taşınmazı çapa dayalı olarak edinen kişinin kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olarak hak talep etmesinin mümkün olmadığı, kişinin edindiği çapla sınırlı olarak hak talep edeceği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.
Davacılar ... ve ... müşterek dava dilekçesi ile 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken kadastro tespitinden sonra ...'na devredildiğini, taşınmazın sınırında bulunan dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın ise davalı Hazine adına kayıtlı iken diğer davalıya satıldığını, 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olan ve uzun yıllardır taraflarınca zilyet edilen yaklaşık 2400 metrekarelik bölümün de sanki dava konusu taşınmaza dahilmiş gibi Hazine tarafından diğer davalıya satıldığını, oysa taşınmaz arasındaki doğal sınırın zemindeki dere yatağı olduğunu ileri sürerek dava konusu 113 ada 32 parsel sayılı taşınmazın nizalı bölümünün iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı ...'nun 113 ada 31 parsel sayılı taşınmazı kadastro tespitinden sonra ...'ndan çapa dayalı olarak satın aldığı ve bu çerçevede çapa dayalı taşınmaz satın alan kişinin kural olarak kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olarak hak talep etmesinin mümkün olmadığı söylenebilir. Dolayısıyla Dairenin Sayın Çoğunluğunun bu kabulü yönünden bir muhalefetimiz bulunmamaktadır. Ancak söz konusu davada sadece çap satın alan ... davacı olmayıp aynı zamanda taşınmazı ...'na satan ... da davacı olup bu davacının kadastrodan önceki zilyetliğini dayanarak söz konusu davayı açmasının ve davasının dinlenmesinin önünde bin engel bulunmamaktadır. Nitekim İDM'ce de bu çerçevede araştırma yapılarak kabul kararı verilmiş ne var ki isabetli olmayacak biçimde iptal edilen kısmın davacı ... ait taşınmaza eklenmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle davacılar arasında çapa değil kadastrodan önceki hakka dayanan ...'nun bulunduğunun da gözetilerek bu davacı yönünden şartları var ise davanın kabul edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalı olup, BAM kararının kaldırılarak İDM kararının bozulması gerekmektedir. Bu nedenle Sayın Çoğunluğun aksi yönündeki onama kararına iştirak edilememiştir.