Logo

1. Hukuk Dairesi2022/589 E. 2022/2851 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 266 ada 1 parsel sayılı taşınmadaki 4 no.lu bağımsız bölümü, güvendiği kız arkadaşı ...’nın yönlendirmesi ile ileride iade edilmek üzere ...’nın kız kardeşi olan davalı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, ayrıca ...’nın kendisine ekonomik yardım vaadinde bulunduğunu, ancak ...’nın taşınmazı iade etmeyerek üzerine Finansbank A.Ş. lehine 300.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettiğini ve muvazaalı olarak diğer davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde, taşınmazın değerinin belirlenerek temlik tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı yatırım amacıyla bedelini ödeyerek satın aldığını, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereğince iyi niyetli olduğunu, iddiaların doğru olmadığını, diğer davalıyı tapu devir işlemi dışında öncesinde tanımadığını, iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddine savunmuştur.

Davalı ..., iddiaların yersiz olduğunu taşınmazı 132.000,00 TL bedelle satın aldığını, davacı ile aralarında 20.01.2016 tarihli satış protokolü düzenlediklerini, inançlı temlikin söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesince, inançlı işlem iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Dava dilekçesinde yemin deliline dayanıldığını, ancak Mahkemece sadece davalı ...'ya yemin teklifi yapıldığını, davalı ...’a yemin teklifi yapılmadığını, yapılan yemin teklifinin ve davalı ... tarafından yapılan yeminin usulüne uygun olmadığını, mahkemece davalı ...’ya hangi hususta yemin edeceğinin hatırlatılmadığını, usuli hatalar yapıldığını, ayrıca delillerin eksik toplandığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09/11/2021 tarihli ve 2021/769 Esas, 2021/1701 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlı iken 20.01.2016 tarihinde 32.000,00 TL bedelle davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği, ...’nın da taşınmazı 15.01.2019 tarihinde satış suretiyle davalı ...’a devrettiği, taraflar arasında yazılı bir inanç sözleşmesi olmadığı, delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığı, inançlı işlemin yazılı delille kanıtlanması gerektiği, davacı ile davalı ... arasında her ne kadar adi yazılı sözleşme yapılmış ise de, bu sözleşmede taşınmazın iade edileceğine ilişkin, yani inançlı işleme ilişkin bir ibare bulunmadığı, davacının yemin deliline dayanması nedeniyle mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalı ...’nın usulüne uygun olarak yemin ettiği, diğer davalı ile davacı arasında inanç sözleşmesi olduğuna ilişkin bir iddia bulunmadığı, vakânın davalı ...’dan sadır olmadığı, bu nedenle ...’a yemin teklif edilmemesinin yasaya aykırı olmadığı, davalı ...’ın taşınmazı kötüniyetle aldığına ilişkin delil bulunmadığı, tüm delillerin toplandığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.

İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. (818 s. Borçlar Kanunu 818 s. Borçlar Kanununun (BK). m.; 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 97. m.). Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nin 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır. Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.

05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.2) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 06/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.