"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Belediyeye ait Yeni mahalle 288 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile ihaleye tek başına katılan davalı ...'a 2.072.245,26 TL bedelle satıldığını, ihale şartnamesine göre 30 gün içerisinde bedelin ödenmesi gerekirken davalının 3 taksitle bedeli ödediğini, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdare Kontrolörlüğü'nün 125/6 sayılı Denetim Raporu'nda dava konusu taşınmazın gerçek değerinin 30.852.286,80 TL olarak tespit edildiğini, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle satılması nedeniyle kamunun zarara uğratıldığını, muvazaa olduğunu, tek amacın hileli yollarla dava konusu taşınmazın satışı olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 288 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin taşınmazın yolsuz tescil edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ihale öncesinde Belediye tarafından dava konusu taşınmazın piyasa değerinin tespit edildiğini, davalının ihale sürecine bir dahili bulunmadığını, davalı tarafından taşınmazın bedelinin tek seferde ödenmesinin mümkün olmadığını belirtmesi üzerine Belediye Encümen kararı ile kendisine taksitle ödeme imkanı verildiğini, davacı tarafın dayandığı İçişleri Bakanlığı Mahalli İdare Kontrolörlüğü'nün 125/6 sayılı Denetim Raporu'ndaki taşınmaz değerine ilişkin değerlendirmenin objektif olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Belediyeye ait taşınmaz malların satış yetkilisinin Belediye Meclisi olduğu, Belediye Encümeni’ne yetki verilmesi halinde de encümenin yetkili kılınabileceği, ancak bu konuda alınacak meclis kararlarının hangi unsurları kapsaması gerektiği hususunun önem arz ettiği, belediye meclislerinin "…Belediyenin taşınmazlarının satışına…" ya da "…Belediye başkanınca veya Belediye Encümenince uygun görülen taşınmazların satışına…" şeklindeki genel nitelikte olan ve yetki devri anlamına gelen kararlarının, hukuki sonuç doğurmadığını ve geçerli kabul edilmediği, somut olayda Belediye Encümenine verilen satış yetkisinin de bu nitelikte olduğu, bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı ve yolsuz tescil teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın değerinin tespit edildiği bilirkişi raporunun objektif ve denetlenebilir olmadığını, emsal taşınmaz değerlerinin araştırılmadığını, davaya dayanak satışlarla ilgili herhangi bir ceza soruşturması açılıp açılmadığının araştırılmadığını, davaya konu satışlar için Belediye Encümenine usulüne uygun yetki verildiğini, taşınmazın satışının yapıldığı dönemde bölgedeki sınır hareketliliği nedeniyle kimsenin yatırım yapmadığı dönemde davalının zorlanarak dava konusu taşınmazı edindiği, ihaleden önce dava konusu taşınmazların değerinin Belediye tarafından tespit edildiğini, Belediye Encümenine satış yetkisi veren Belediye Meclisinin 08.05.2015 tarih ve 28 nolu kararından sonra alınan 04.12.2017 tarih ve 79 numaralı meclis kararında satışa konu edilecek taşınmazların yer, mevkii ve fiyatlarının yer aldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu taşınmazın satışının Belediye Meclisi'nin 08.05.2015 tarih ve 28 nolu kararına dayalı olarak 25.07.2018 tarihli 46 sıra nolu encümen kararı ile yapıldığı, bahsi geçen Belediye Meclisi kararının “…Mülkiyeti Belediye Başkanlığımıza ait olan ... ilçesinde bulunan ve tapu kayıtlarında ... Belediyesi olarak geçmekte olan gayrimenkullerin satış işlemleri 2886 sayılı ihale kanununa göre encümen huzurunda yapılması için Belediye Encümenine yetki verilmesine yapılan görüşme ve oylama sonucu oybirliği ile karar verilmiştir…” şeklinde olduğu, kararda satılacak taşınmazların ada ve parsel numaraları, mevkii ve yüzölçümleri ile tahmini rayiç bedellerinin belirtilmediği, bu durumda Belediye Encümenine satış yetkisi veren bahse konu Belediye meclis kararının genel nitelikte olup, yetki devri içermediği, bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı, bu şekilde tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Belediye Encümenine satış yetkisi veren Belediye Meclisinin 08.05.2015 tarih ve 28 nolu kararından sonra alınan 04.12.2017 tarih ve 79 numaralı meclis kararında satışa konu edilecek taşınmazların yer, mevkii ve fiyatlarının yer aldığını, sonraki tarihli kararın Bölge Adliye Mahkemesince neden geçerli sayılmadığının gerekçelendirilmediğini, kararlarda yer alan Yargıtay kararlarının somut olaya uygun olmadığını, dava tapu iptali ve tescil davası olmasına rağmen davacı tarafın ıslahla dava konusunu artırmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın değerinin tespit edildiği bilirkişi raporunun objektif ve denetlenebilir olmadığını, emsal taşınmaz değerlerinin araştırılmadığını, davaya dayanak satışlarla ilgili herhangi bir ceza soruşturması açılıp açılmadığının araştırılmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse taşınmaz bedeline hükmedilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
2.Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince, davalı adına tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, hükmün ilk fıkrasında infazda tereddüte yol açabilecek şekilde "davacı adına tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline" dair hüküm kurulduğu, yapılan yanlışlığın maddi hata teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “... İli ... İlçesi ... 288/8 parseldeki taşınmaza 16/11/2018 tarih 3525 yevmiye nolu senetle satışı yapılan 15.123,67 m2'lik tam hissenin davacı adına olan tapunun İPTALİ ile davalı adına TESCİLİNE” cümlesinin çıkartılarak yerine “... İli ... İlçesi ... 288 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline" cümlesinin yazılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.