Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6284 E. 2023/2826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit edilen taşınmazın, Hazine'ye ait olup olmadığı ve davalının zilyetliğinin asli mi yoksa fer'i mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmaz için Hazine'ye ödediği ecrimisilin, icra tehdidi altında yapıldığını ispat edememesi ve bu nedenle zilyetliğinin Hazine'nin mülkiyet hakkını kabul ederek sürdürülen fer'i zilyetlik olarak değerlendirilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve Hazine adına tescil kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; ... ili, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 39 parsel sayılı 9.900,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tek katlı kargir ev, ahır ve zeytinlik vasfıyla tespit ve tescil edildiğini, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davalının taşınmazda asli zilyetliğinin bulunmadığını, Hazine’ye ecrimisil ödediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

... Kadastro Mahkemesinin 19.10.2015 tarihli ve 2015/73 Esas, 2015/50 Karar sayılı kararıyla, davanın askı ilan süresi geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizliğe, talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. ONAMA İLAMI

A.Onama Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.12.2015 tarihli ve 2015/20159 Esas, 2015/16349 Karar sayılı kararıyla davacının temyiz itirazları reddedilerek, hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. GÖREVLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2017 tarihli ve 2016/147 Esas, 2017/777 Karar sayılı kararıyla, taşınmaz üzerinde yaklaşık 30 yıllık ... bulunduğu, uzun yıllardır zeytin bahçesi şeklinde davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2020 tarihli ve 2018/1278 Esas, 2020/4671 Karar sayılı kararıyla; "Davacı Hazine, davalı tarafın taşınmaz üzerinde zilyetliğini ecrimisil ödemek suretiyle sürdürdüğünü buna göre zilyetliğinin asli değil fer'i nitelikte olduğu iddiası ile dava açmış olup, davalı ... 21.03.2017 tarihli duruşma beyanında "Devletçe istenmiş olması nedeniyle ödemek zorunda olduğunu düşünerek çekişmeli taşınmaz için devlete ecrimisil ödediğini" beyan ettiğine göre ödemeyi icra tehdidi altında yaptığını iddia ve ispat edemeyen davalının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatı ile değil, Hazinenin üstün (mülkiyet) hakkı kabul edilerek sürdürülen fer'i zilyetlik şeklinde olduğunun kabulü gerekir. Hâl böyle olunca, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme

Davalı vekilinin karar düzeltme talebi, Dairece 14.09.2021 tarihinde reddedilmiştir.

C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.01.2022 tarihli ve 2021/555 Esas, 2022/28 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın kadastro çalışmaları neticesinde davalı adına tespitinin yapıldığını, Milli Emlak tarafından kadastro tespitine yapılan itiraz üzerine Kadastro Komisyonu tarafından itirazın reddedildiği, otuz günlük ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesine dava açılmadığından tespitin ve kadastro tutanağının kesinleştiği, davacının davalının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin fer’i nitelikte olduğu iddiasında bulunduğu, davalı ...’in de 21.03.2017 tarihli duruşmada dava konusu taşınmaz için devlet istediğinden dolayı ecrimisil ödediğini beyan ettiği, davalının dava konusu taşınmaza ilişkin ecrimisil ödemelerinin icra tehdidi altında yapıldığını ispat edemediği, davalının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatı ile değil, Hazine’nin üstün mülkiyet hakkını kabul edilerek sürdürülen fer’i zilyetlik şeklinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olduğunu, bu nedenle kadastro çalışmalarında davalı adına tespit edildiğini, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığını, davalının ecrimisil bedellerini ödemek zorunda olduğunu düşünmesi sebebiyle ödediğini, davalıdan istenen ecrimisil bedellerin haksız olup, davalının mağdur olmasına sebep olduğunu, davalı tarafça ilk ecrimisilin 1995 yılında ödendiğini, bu tarihe kadar davalı yararına zilyetlikle edinim koşullarının gerçekleştiğini, davalının cebri icra tehdidi altında Hazine’ye ecrimisil ödemesinin Hazine’nin mülkiyet hakkını kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.