Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6689 E. 2024/1384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın terekesine ait taşınmazlar üzerinde davalıların tapu kaydının iptali ve tereke adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, mirasbırakanın zilyetliğinin şekli ve süresi, taşınmazların paylaşımı ve davalıların zilyetliğinin niteliği gibi hususları yeterince araştırmadan, çelişkili tanık ve bilirkişi beyanlarını gidermeden ve önceki davalardaki tespitleri dikkate almadan hüküm kurması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/642 E., 2021/242 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2017 tarih 2016/14493 Esas, 2017/1413 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; kararın tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Mirasbırakan ... terekesi adına tereke temsilcisi ... vekili, ... ili, Kandıra ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 117 ada 5, 126 ada 56, 136 ada 95, 77, 32, 116 ada 148, 105, 127 ada 191, 150 ada 3, 127 ada 253, 215, 125 ada 66, 15, 1 ve 116 ada 26 parsel sayılı taşınmazların davalıların mirasbırakanı ...; 136 ada 89, 1250 ada 128 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tespit edildiğini ancak dava konusu taşınmazların kök mirasbırakandan intikal ettiğini, mirasbırakan ... tarafından Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/143 Esas, 1986/45 Karar sayılı dosyasına taşınmazların bir kısmı hakkında müdahalenin men'i davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini, dava konusu taşınmazların 1975 yılına kadar ...’a kiraya verilmek suretiyle kullandırıldığını, 1975 yıllından sonra ise taşınmazların ... tarafından işgal edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına mirasbırakanlarından intikalen gelen miras payı oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş, 08.02.2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu 125 ada 128 parsel yönünden seçimlik haklarını bedel olarak kullandıklarını belirtmiş, dava konusu taşınmazların mirasbırakan... Terekesi adına tescilini talep ettiklerini açıklamış, Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/488 Esas sayılı dosyasında 1878 doğumlu ... ve... oğlu... terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış ve temsilci vekile vekaletname vermek suretiyle davaya dahil olmuştur.

II. CEVAP

Davalı ... ve dahili davalı ... vekili, taşınmazların davalının mirasbırakanı ... tarafından 1967 ve 1968 yıllarında satın alınarak o tarihten itibaren ölümüne (1991) kadar kullanıldığını, ölümünden sonra da kadastro tarihine kadar yine ... mirasçıları tarafından kullanıldığını, taşınmazların kök mirasbırakan...’den geldiği kabul edilse dahi...’nin ölümünden sonra taşınmazların çocukları ... ve ... arasında paylaşıldığını, ... mirasçıları ... ve ... tarafından ...’ın kardeşi ...’a karşı açılan davanın dava konu taşınmazların ...’ın oğlu... tarafından ...’e satıldığından bahisle reddine karar verildiğini, ...’nin satın aldığı taşınmazları kardeşi ile birlikte 1968 yılından nizasız ve fasılasız olarak malik sıfatı ile kullanıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 06.06.2014 tarih, 2012/374 Esas, 2014/420 Karar sayılı kararıyla; kök mirasbırakan... terekesine temsilci atanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2017 tarih 2016/14493 Esas, 2017/1413 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 136 ada 32, 89 ve 135, 125 ada 163 ve 164 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar tapu maliki olmadıklarına göre bu parsellere karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği; davalı ...’ın çekişmeli 125 ada 128 parsel sayılı taşınmazı 13.11.2012 tarihinde dava dışı ...’a devrettiği, HMK'nın 125 inci maddesi uyarınca işlem yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı, dava konusu 116 ada 26, 105, 148, 117 ada 5, 125 ada 15, 66, 165, 126 ada 56, 127 ada 191, 215, 253, 136 ada 95, 136 ve 150 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise mirasbırakan...’nın 1921 yılında, başka bir ifade ile Medeni Kanun'un yürürlüğünden önceki tarihte öldüğü, bu durumda terekesinin müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, Mahkemece, mirasbırakan... terekesine temsilci tayini için davacı tarafa süre verilmesinin doğru olmadığı, mirasbırakan...’nın ölümü ile tek mirasçı olarak kalan...’nin, Medeni Kanun’un yürürlük tarihinden sonra 1934 yılında öldüğü ve terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak terekeye tabi bir taşınmaz için üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gerektiği, davacı ...'in tereke temsilcisi olan ...'in vekili aracılığı ile sunduğu dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakan...’den intikal ettiğini ve annesi ...’nın miras payı bulunduğunu iddia ettiği, aşamada taşınmazların kök mirasbırakan...’dan intikal ettiğine dair ıslah dilekçesi sunulduğu ancak Mahkemece davacıya isteğinin açık ve kesin olarak açıklattırılmadığı, davacının talebinin çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakan... terekesi adına mı yoksa mirasbırakan ... terekesi adına mı tescilini istediği hususunun açıkça saptanmadığı, davacının mirasbırakan... terekesi adına tescil talebinde bulunduğunu bildirmesi halinde davacıya, terekeye temsilci atanması veya dava dışı diğer... mirasçılarının muvafakatlerini alması yoluyla dava şartının sağlanması için mehil verilmesi, bu şartın sağlanması halinde davanın esasına girilmesi; davacının, mirasbırakan ... payı ile sınırlı olarak tescil isteminde bulunduğunu bildirmesi halinde mirasçılarından birisinin kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmış sayılamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların mirasbırakan...'den mirasçılarına intikal ettiği ve mirasbırakan... terekesine döndürülmesinin talep edildiği, ... ile mirasbırakan ...'nin kardeş oldukları, daha sonra taşınmazları aralarında paylaştıkları, ...'nin kendisine düşen taşınmazları aldığı, dava konusu taşınmazların ise ...'a taksim sonucu isabet eden taşınmazlar olduğu, ...'tan da oğlu...'ya intikal ettiği, ardından... tarafından taşınmazların davalıların mirasbırakanı olan ...'a satıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kök mirasbırakan...’ye ait olduğunu, bir dönem davalıların mirasbırakanına taşınmazların kiraya verildiğini, sonrasında davalıların mirasbırakanının dava konusu taşınmazları adına tespit ettirdiğini, tanık ve mahalli bilirkişilerin taşınmazların ... ve ... arasında paylaşıldığını ifade ettiklerini ancak kök mirasbırakan...'nin ölümünden 17 sene sonra ölen eşi ...’ye verilmiş bir taşınmaz olduğundan bahsetmediklerini, mirasın paylaşılmadığını, aksi halde dahi ortada usulüne uygun olarak yapılmış bir paylaşım bulunmadığını, aksinin kabulü halinde ise ... ...'in oğlu... ...’in 1960 yılında doğduğunu, ... ...’in ise 1924 yılında doğduğunu ve 1967 yılında öldüğünü, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların yaklaşık 50 yıl önce davalıların mirasbırakanına satıldığını ifade ettiklerini, bu durumda taşınmazların 1971 yılında satıldığı sonucuna varıldığını ancak... ...’in anılan yılda 11 yaşında olduğunu, esasında davalıların deneyimsiz, annesiz ve babasız olan 11 yaşındaki çocuğun saflığından ve iyiniyetinden faydalanarak ona miras olarak geçen tüm taşınmazları herhangi bir bedel ödemeksizin elinden aldıklarını, geçerli bir taksim olmadığını ve... ...’in yaşı itibariyle devrin geçerli kabul edilemeyeceğini, bir kısım tanık ve mahalli bilirkişilerin varsayıma dayalı ve çelişkili beyanda bulunduklarını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ... lakaplı...’nın 1921 yılında öldüğü geride oğlu...’nin mirasçı olarak kaldığı, ...’nin 1934 yılında öldüğü ve geride kızı ... ile oğlu ...’ın kaldığı, ...’nin 17.09.1948 tarihinde evlendiği, 16.10.1989 tarihinde öldüğü ve geride ...,...,...’nin mirasçı olarak kaldığı, ...’ın 15.11.1967 tarihinde öldüğü ve geride kızları ... ve ... ile oğlu 1957 doğumlu...’nın mirasçı olarak kaldığı, davanın ... terekesi adına tereke temsilcisi ... vekili tarafından açıldığı, vekilin aşamada dava konusu taşınmazların mirasbırakan... terekesi adına tescilini talep ettiklerini açıkladığı ve Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/488 Esas sayılı dosyası ile 1878 doğumlu... terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, tereke temsilcisinin davaya dahil olduğu anlaşılmaktadır.

2. Diğer taraftan; ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu dava konusu 117 ada 5, 126 ada 56, 136 ada 95, 77, 32, 116 ada 148, 105, 127 ada 191, 150 ada 3, 127 ada 253, 215, 125 ada 66, 15, 1 ve 116 ada 26 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde belirtilen ... adına tespit edildiği, tespitin 23.08.2005 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazlardan 125 ada 1, 136 ada 77 parsel sayılı taşınmazların 02.02.2007 tarihinde hükmen ifrazı ile oluşan 125 ada 165, 136 ada 136 parsel sayılı taşınmazların ... adına tescil edildiği, dava konusu 136 ada 32 parsel sayılı taşınmazın 12.03.2010 tarihinde dava dışı kişilere temlik edildiği; 136 ada 89 ve 125 ada 128 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edildiği, 125 ada 128 parsele ilişkin tespitin 23.08.2005 tarihinde kesinleştiği, 136 ada 89 parselin 23.10.2006 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği, dava konusu 125 ada 128 parsel sayılı taşınmazın 13.11.2012 tarihinde dava dışı kişiye devredildiği, tereke temsilcisi vekilinin 08.02.2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu 125 ada 128 parsel yönünden seçimlik haklarını bedel olarak kullandıklarını bildirdiği, Mahkemece dava konusu 136 ada 32, 89, 135, 125 ada 163 ve 164 (02.02.2007 tarihinde hükmen ifraz sonucu oluşan ve davalı adına kayıtlı olmayan taşınmazlar) parsel sayılı taşınmazlar yönünden 25.01.2018 tarihli karar ile anılan taşınmazların eldeki davadan tefrikine karar verildiği ve Mahkemenin 2018/46 Esas sayılı dosyasında davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.

3. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

4. Somut olaya gelince; Mahkemece, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazların evvelinde Kara... lakaplı ...'ın babasından kaldığı, ... ile mirasbırakan ...'nın kardeş oldukları, daha sonra taşınmazları aralarında paylaştıkları, ...'nın da kendisine düşen taşınmazları aldığı, dava konusu taşınmazların ise ...'a taksim sonucu isabet eden taşınmazlar olduğu, ...'tan da oğlu...'ya intikal ettiği, ardından... tarafından taşınmazların davalıların mirasbırakanı olan ...'a temlik edildiği, kadastro tespitinden önce de ... mirasçıları tarafından kullanıldığı, taşınmazların kök mirasbırakandan geldiği, fakat çocukları arasında paylaşım yapıldığı ve dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...’nın kardeşi ...’a kaldığı ondan da çocuklarına geçtiği ve ardından davalıların mirasbırakanına satıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflarca bildirilen Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/143 Esas, 1986/45 Karar sayılı dosyasında ...’in ... Köyünde bulunan 42 parça taşınmaz için 19.07.1976 tarihinde aralarında ...’ın bulunduğu kişilere karşı el atmanın önlenmesi davası açtığı, taşınmazların babası...’ye ait olduğunu, ölümü ile kardeşi ... ve kendisine kaldığını, ...’ın da ölümü ile geride ...’ın kızları ve oğlu...’nın kaldığını, taşınmazlarda ziraat yapamadıklarından taşınmazları dava dışı ... ile ...’a kiraya verdiklerini, 1975 yılından sonra icar bedelinde anlaşamadıklarından taşınmazları kullanmamalarını talep ettiklerini ancak ... ve ...’ın taşınmazları kullanmaya devam ettiklerini ve bir kısmını da diğer davalılara sattıklarını ileri sürerek el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ettiği, aşamada talebini 5 parça taşınmaza hasrettiği, Mahkemece hudutları hükümde belirtilen 5 parça taşınmaz yönünden mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazların ...’nin babası...’den kaldığını, davacının evlenmesi ile taşınmazların kardeşi ...’ın kullandığını, ...’ın da ölümü üzerine önce boş kalan evin ... tarafından işgal edildiğini ve taşınmazların ...’ın oğlu... tarafından ...’a satıldığını ifade ettikleri ancak taşınmazların... tarafından tek başına satılmasının hüküm ifade etmediği, taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği; ...’ın kızlarından ...’ın 02.06.1988 tarihinde 23 parça taşınmaz için ... mirasçıları ve ...’a karşı açtığı el atmanın önlenmesi istekli davada Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/126 Esas, 1992/300 Karar sayılı kararı ile davacıların delil olarak bildirdikleri “9 cemzauh ahir 1285 tarih sıra 105’den 129’a kadar olan tapu kayıtlarının .... bini... adına olduğu ancak davacının ... lakaplı... mirasçısı olduklarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/143 Esas, 2010/371 Karar sayılı dosyasında ise ...’ın kızlarından ... tarafından dava dışı 126 ada 109 ve 92 parsel sayılı taşınmazlar için dava açtıkları, davanın dava konusu taşınmazların... tarafından satıldığı gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmakta olup Mahkemece yukarıda ayrıntıları verilen dosyalardaki olgular değerlendirilmeksizin sonuca gidilmiş, ayrıca ...’in 1948 yılında evlendiği dikkate alındığında eldeki davada yaşları itibariyle iddia ve savunmada ileri sürülen olguları bilebilecek yaşta olmayan mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, ... ve kardeşi ...’ın taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin asli zilyetlik mi yoksa feri zilyetlik mi olduğu belirlenmeden sonuca gidilmiştir.

5. Hal böyle olunca; mahallinde, çekişmeli taşınmazları iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılarak, iddia, savunma ve özellikle ...’ın taşınmazları kiralamak suretiyle kullandığı da gözetilerek sürdürdüğü zilyetliğin şekli ve süresi konusunda tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarının alınması, beyanlar arasında çelişki doğması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi, yukarıda ayrıntıları verilen ve bir kısım mirasçılar tarafından ...’a karşı açılan davalardaki mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da dikkate alınması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tereke temsilcisi vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.