Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6719 E. 2023/7508 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetliğe dayanarak tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılardan birinin kısıtlı olması nedeniyle vasiye husumet izni verilmesi gerektiği, davacılar ve mirasbırakanları adına senetsiz edinilen taşınmaz miktarının araştırılmadığı, taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığının tespit edilmediği, tefrik edilen dava konusu taşınmazlar hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı ve bazı taşınmazlar hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmediği gerekçeleriyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/549 E., 2022/30 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili Türkoğlu ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve dava dilekçesi ekinde sınırları gösterilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazın 1959 yılından itibaren davacıların babası ... tarafından ölünceye kadar kullanıldığını, mirasbırakanları öldükten sonra taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın eşit hisselerle davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Dahili davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 2013/136 Esas, 2014/1755 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın davacıların mirasbırakanları ... tarafından 50 yıldan fazla bir zamandan beri imar-ihya edilerek kullanıldığı, ...'ın ölümü ile mirasçıları olan davacılar tarafından kullanılmaya devam edildiği, zilyetlikle iktisap şartlarının davacılar lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün eşit hisseyle davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarihli ve 2015/20427 Esas, 2017/8238 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş; davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.06.2018 tarihli ve 2018/1423 Esas, 2018/4029 Karar sayılı ilamı ile; “yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakılma tarihi ve nedeninin tespit edilmediği, davacılar hakkında usulüne uygun belgesiz araştırması yapılmadığı, komşu parsel tutanaklarının getirilmediği, hava fotoğraflarının incelemesinin jeodezi mühendisi tarafından yapılmadığı, yeniden usulüne uygun keşif yapılarak belirtilen eksikliklerin tamamlanması ve taşınmazın fotoğrafları da eklenerek mahallinde alınan beyanların bilimsel verilerle denetlenmesi gerektiği, kabule göre de mirasbırakan ...'ın 12 mirasçısının bulunduğu, mirasçılarından ...'ın aynı vekile vekalet vermesine rağmen hükümde mirasçı ...'a pay verilmemesinin isabetsiz olduğu" gerekçesiyle onama ilamının ortadan kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazların hangi nedenle tescil harici bırakıldığının tespit edilemediği, mahallinde dinlenen bilirkişilerin davacıların iddialarını doğruladığı, hava fotoğraflarına göre imar-ihyanın 1950'li yıllarda tamamlandığı, 2000'li yıllarda ise taşınmazın bir kısmının bağ ve bahçeye dönüştürüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ihdas ve toplulaştırma işlemleri sonucunda 458 ada 15 parsel numarasını alan taşınmazın malik sütunundaki davalıdır şerhi kaldırılarak teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmazın tarla vasfıyla miras payları oranında davacılar adına tesciline, (D) harfi ile gösterilen taşınmazın 458 ada 11 parsel sayılı taşınmazdan, (E) ve (G) harfleri ile gösterilen taşınmazların 458 ada 14 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 458 ada 15 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine ve miras payları oranında davacılar adına tesciline, (H) harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkin davanın reddi ile bu taşınmazın yol olarak terkinine, (C) harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkin davanın reddine, davalı Hazine adına kayıtlı 458 ada 16 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan ve (K) harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişi raporlarının soyut ve yetersiz olduğunu, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, komşu parsellerin kadastro tespiti sırasında davacıların ziynetliği bulunmadığından taşınmazın tespit harici bırakıldığını, davacıların emek ve masraf sarf ederek taşınmazı imar-ihya ettiğinin kanıtlanamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosyanın incelenmesinden; davaya konu taşınmazın 1959 yılında başlayıp 1962 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığı, tespit harici bırakılma nedeninin kadastro müdürlüğünce bilinmediği, paftasında herhangi bir belirtme yapılmadığı, yargılama sırasında öncelikle ihdasen tescil edilen davaya konu taşınmazın toplulaştırma sonucunda davalı olarak 458 ada 15 vd. parseller kapsamında tarla vasfıyla tescil edildiği anlaşılmıştır.

2. Hemen belirtilmelidir ki; Mahkemece davacılar lehine eklemeli zilyetliğe dayalı olarak taşınmaz iktisabı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Davacılardan ...'ın Türkoğlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/13 Esas, 2019/108 Karar sayılı ilamıyla yargılama sırasında kısıtlandığı ve kendisine vasi olarak ...'ın atandığı, vasinin duruşmaya gelerek davanın kabulünü talep ettiği ancak vasinin husumet izninin bulunduğuna dair kararın dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 54 üncü ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8 inci maddeleri uyarınca husumete izin kararını temin etmek veya böyle bir karar mevcutsa dosyaya sunmak üzere vasi ...'a süre ve imkan tanınması, sonucuna göre aktif husumet ehliyeti üzerinde durularak yargılamaya devam olunması gerektiğinin düşünülmemesi isabetli değildir.

3. Diğer taraftan; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde senetsiz olarak tescil edilebilecek azami taşınmaz miktarları düzenlenmiş olup Mahkemece bu doğrultuda davacılar adına senetsizden edinilen taşınmaz miktarları araştırılmış ise de ilgili tapu müdürlüğünce gönderilen cevabi yazıda 2011 yılı sonrasına ilişkin bilgi verildiği, ayrıca eklemeli zilyetliğine dayanılan davacılar mirasbırakanı ... yönünden araştırma yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulamayacağından davacılar ve mirasbırakan ... yönünden 2011 yılı öncesine ait kayıtlar da incelenmek suretiyle senetsizden edinilen taşınmaz bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ve sulu/ kuru olup olmadıkları araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.

4. Öte yandan, Kılılı Belediyesince davaya konu taşınmazın ilçe mücavir alan sınırları içerisinde bulunduğu ancak herhangi bir imar planı kapsamında olmadığı bildirilmiş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca taşınmazın imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ilk olarak imar planına alınış tarihinin Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinden de sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.

5. Kabule göre de; Mahkemece 11.02.2021 tarihli duruşmada davaya konu (D), (E), (G) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden açılan davanın tefrikine karar verilmesine rağmen bu taşınmaz bölümleri yönünden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi 458 ada 15 parsel sayılı taşınmazın malik hanesinin davalı olarak bırakıldığı dikkate alınarak, hakimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü kapsamında teknik bilirkişi raporunda (B) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere;

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.