"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/188 E., 2021/432 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.09.2018 tarihli ve 2016/3425 Esas, 2018/4897 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar ... vekili, Hazine temsilcisi, ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Mahallesinde 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılan, dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen 900,00 m2'lik taşınmaz bölümü hakkında tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili yargılama sırasında, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
...Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.06.2015 tarihli ve 2014/149 Esas, 2015/206 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, 19.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 765,67 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.09.2018 tarihli ve 2016/3425 Esas, 2018/4897 Karar sayılı kararıyla; “6360 sayılı Kanun gereğince ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması, 4721 sayılı TMK'nın 713/4 üncü - 5 inci maddeleri gereğince yerel ve gazete ilanlarının yaptırılması” gerektiği belirtilerek sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
...Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli ve 2018/188 Esas, 2021/432 Karar sayılı kararıyla; dava konusu alanın 1960-1970'li yıllarda ... isimli kişiye ait olduğu, ... tarafından kullanıldığı, 35-40 sene önce davacıya satıldığı, davacının 108 ada 20 parsel numaralı taşınmaz ile dava konusu alanı birlikte kullandığı, hava fotoğraflarında dava konusu alan üzerinde tarımsal faaliyette bulunulmadığı belirtilmiş ise de dayanak 06.06.1984 tarihli 3 sıra nolu tapu kaydının dava konusu alana uyduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 06.04.2021 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 765,67 m2'lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar; ... vekili, Hazine temsilcisi, ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E.Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, fen bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, yolların zilyetlikle mülkiyetinin kazanılmayacağını belirterek ve resen görülecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığını, Belediye adına tescil talep ettiklerini, bu konuda bir karar verilmediğini, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, vekil edeni lehine vekalet ücretine takdir edilmediğini,dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığını belirterek ve re'sen görülecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekil edeni aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, yollardan ilçe belediyesinin sorumlu olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, taşınmazın imar planı kapsamında kalması halinde zilyetlik ile kazanılamayacağını belirterek ve re'sen görülecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tespit harici yerin tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14,17 ve 20 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ve 713 üncü maddeleri,
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmaz bölümü, 2008 yılında ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında yol boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dayandığı tapu kaydının tescil ilamı ile 1984 yılında oluştuğu,dava konusu taşınmaz bölümünün doğusunda ...-Savur kara yolu olduğu,kamulaştırma tarihinin 1991 olduğu, yöredeki kadastro çalışmalarının ise 2009 yılında tamamlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümünün davacı tarafın dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan tapu kayıt uygulaması ile zilyetlik araştırması yetersiz olduğu gibi taşınmazın bir kısmını kamulaştırılmış olmasına rağmen kamulaştırma haritası dosya arasına getirtilip uygulanmadan, teknik bilirkişiden taşınmazın tamamının veya bir bölümünün kamulaştırma sahasında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Ziraat bilirkişi raporu ile Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi raporu taşınmaz bölümünün vasfı ve kullanımı bakımından çelişmesine rağmen bu çelişki giderilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 nci maddesine göre kayıt ve belgelerin harita, plan ve krokiye dayanması halinde bu kaydın kapsamı dayanılan harita, plan ve krokiye itibar edilmek suretiyle belirlenir. Kaydın haritası yok veya uygulama imkanı bulunamıyor ise hudutlara değer verilir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için, ilgili kamulaştırma kroki ve haritası ile davacı tarafın dayanak tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtilmeli, tapu kaydının revizyon gördüğü parseller ile komşu parsellere ait ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra yerel bilirkişi, taraf tanıkları, ziraatçı bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve teknik bilirkişi huzurunda yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Yasa'nın 20 nci maddesi göz önüne alınarak varsa haritalar uygulanmak suretiyle; haritaların bulunmaması halinde ise sınırlarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, tapu kaydının tüm sınırları tek tek okunup yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle mahallinde uygulanmaya çalışılmalı, uygulamada komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, keşifte gösterilen sınırlar teknik bilirkişiye işaret ettirilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır.
Teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmaz bölümünün tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile kamulaştırma paftasında ki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, buna göre çekişmeli taşınmaz bölümünün idarenin kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, kamulaştırma kapsamında kalıyor ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir.
Uygulama sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümünün tapu kayıt kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, o zaman tapu kaydının sınırlarının sabit sınır olup olmadığına bakılmalı, sınırlarında sabit sınır bulunmaması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C maddesi uyarınca tapu kaydının hudutlarıyla değil miktarıyla geçerli olacak şekilde kapsam tayin edilmesi gerektiği değerlendirilmeli;
Çekişmeli taşınmaz bölümünün tapu kayıt kapsamı ile kamulaştırılan alan dışında kaldığının anlaşılması halinde, yöntemince zilyetlik araştırması yapılmalı, bu bağlamda; çekişmeli kısmın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir, önceki raporları irdeler ve sınırlarının belirgin olup olmadığını açıklar şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine, kadastro tespit tarihine kadar zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı
Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden ...Belediye Başkanlığına ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine,
06.02.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.