"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS - TAZMİNAT -ECRİMİSİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen, tapu iptali ve tescil, ecrimisil, tenkis, tazminat davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, kök mirasbırakanları ...’in 04/07/1965 tarihinde öldüğünü, mirasbırakanın ve 5 parsel sayılı taşınmazlarını erkek çocukları ....ve Fikri’ye satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı va muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkis, bunun da mümkün olmaması halinde tazminata ayrıca ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılamada taleplerini 5 parsel sayılı taşınmaz ile sınırlandırmışlardır.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16/12/2015 tarihli ve 2015/11 E., 2015/990 K. sayılı kararıyla; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 06/03/2019 tarihli ve 2016/5250 E., 2019/1564 K. sayılı kararıyla;"…mahkemece kesin süreye ilişkin ara kararında; yapılması gereken işin ne olduğu yukarıdaki ilkelere uygun bir şekilde tam bir açıklıkla belirtilmemiştir. Bu hali ile ara kararın yasal unsurları taşıdığını söyleyebilme ve buna hukuki netice bağlayabilme olanağı da yoktur. Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafın yatırması gereken harç miktarının hesaplanarak açıkça ara kararında belirtilmesi ve ondan sonra eksik harcın tamamlatılması yönünde işlem yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; Mahkemece (belirlenen değer üzerinden) harcın tamamlanmaması durumunda 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 30. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK'nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması ve şartlar oluştuğu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, asıl ve birleştirilen davada birkısım davalılar ... vd. vekilinin karar düzeltme istemi Dairece 18/11/2019 tarihli, 2019/3159 Esas, 2019/5897 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09/12/2020 tarihli ve 2019/691 E., 2020/464 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davada mirastan mal kaçırma ve muvazaa iddiasının ispatlanmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, asıl ve birleştirilen davadaki taleplerin aynı olduğunu, muris muvazaasına dayalı davada mirasçılar adına tapu iptali ve tescil talebi ve bu talebe bağlı olarak terditli olarak da tenkis, ecrimisil ve tazminat talep ettiklerini, Mahkemece taleplerin ayrı ayrı ele alınarak her bir talep yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil, olmadığı takdirde tenkis, olmazsa bedel ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın “davaların yığılması” başlıklı 110. maddesinde; “ Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.”
Aynı Kanun'un “Terditli dava” başlıklı 111. maddesinde; “ (1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. (2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl ve birleştirilen davada davacılar bakımından ihtiyari dava arkadaşlığı, yargılamada ölen davacıların mirasçıları açısından mecburi dava arkadaşlığı olduğu, diğer yandan davacılar tarafından hüküm altına alınması istenen talepler dikkate alındığında; tapu iptali ve tescil, tenkis, tazminat taleplerinin terditli talep niteliğinde olduğu, terditli taleplerde netice itibariyle tek bir talebin bulunduğu, her talep bakımından ayrı dava olarak kabul edilemeyeceği, ne var ki ecrimisil talebi yönünden, tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmesi halinde ecrimisile de hükmedileceği nazara alındığında bu talep bakımından terditli talepten söz edilemeyeceği ayrı bir talep söz konusu olup davaların yığılması söz konusu olduğu açıktır.
6.3.2. Somut olayda, Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş, asıl ve birleştirilen davalarda, tapu iptali ve tescil, tenkis, bedel ve ecrimisil talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretlerine hükmedilmiştir.
6.3.3. Hal böyle olunca; usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek ihtiyari dava arkadaşlarının her birinin miras paylarına karşılık istemiş olduğu dava değeri bulunarak terditli talepler bakımından tek vakelet ücretine, ecrimisil talebi yönünden de ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleştirilen dava davacıları vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.