"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile bedel davası sonunda Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.11.2021 tarihli ve 2015/380 Esas, 2021/379 Karar sayılı kararın onanmasına ilişkin olan Dairenin 18.05.2022 tarihli ve 2022/672 E., 2022/3974 K. sayılı kararının düzeltilmesi süresinde tereke temsilcisi vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, kiracılarla ilgilenmesi amacıyla torununun kocası olan davalı ...'yı vekil tayin ettiğini, yaşlılığından ve cehaletinden faydalanan davalının satış yapma yetkisini de kapsayacak şekilde vekâletname düzenlenmesini sağladığını, yaşından dolayı yaptığı işlemin hukuki mahiyet ve önemini kavrayacak durumda olmadığını, bu vekâletnameyi iradesiyle vermediğini, söz konusu vekâletname kullanılarak maliki bulunduğu taşınmazların torunu Hafize ve diğer davalı ...'ye temlik edildiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek kendisini zararlandırdıklarını ileri sürerek, dava konusu 1614 ada 14 parsel sayılı taşınmaz ile 2839 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no.lu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerinin tespiti ile davalılardan tahsilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine bazı mirasçıların davaya muvafakat etmemesi nedeniyle terekeye temsilci olarak ... atanmış ve dava tereke temsilcisi aracılığı ile yürütülmüştür.
II. CEVAP
1. Davalı ..., Noterde düzenlenen vekâletnameye ve tapu kütüğündeki kayda güvenerek dava konusu 14 parsel sayılı taşınmazı 100.000,00 TL bedelle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Diğer davalılar ... ve Hafize, davaya savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.2013 tarihli ve 2010/232 E., 2013/536 K. sayılı kararıyla; vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığı, davalılar Hafize ve Hatice'nin iyiniyetle taşınmaz edinen 3. kişiler oldukları gerekçesiyle, davalılar Hafize Sezek ve ... hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine, diğer davalı ... hakkında açılan tazminat davasının kısmen kabulü ile 170.000,00 TL taşınmaz bedelinin davalı ...'den tahsili ile davacı ...’a ödenmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 24.06.2015 tarihli ve 2014/7980 Esas, 2015/9428 Karar sayılı kararıyla; “... tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtilmesi, ondan sonra 2659 sayılı Yasa'nın 7 ve 16. maddeleri göz önünde tutulmak ve gerekirse ambulans temin edilmek suretiyle davacı ... ile birlikte tüm dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek davacının vekaletnamenin verildiği tarihte ve akit tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğu saptanırsa vasi tayini için işlem başlatılması, vasi tayin edildikten sonra vasi marifetiyle yargılamaya devam edilmesi, ehliyetli olduğunun saptanması halinde yukarıda sözü edilen ilkeler uyarınca, vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiasının incelenmesi, vekâlet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı hususu araştırılırken, davalı ...'nin davacının torunu, davalı vekil .....nin baldızı olduğu, Hafize ile vekil ... arasındaki yakın sosyal ilişkiler, aynı evde ikamet ediyor olmaları, Hafize'ye temlik edilen taşınmazın gerçek bedeli 70.000,00 TL olduğu halde, taşınmazın 25.000,00 TL bedelle devrinin yapılması, davalı vekil ...'nin davalı ...'den 14 sayılı parselin satış bedeli olarak 100.000,00 TL aldığına ilişkin 22.1.2010 tarihli ibranamenin dikkate alınması, ayrıca taşınmaz bedellerinin Hakkı'ya ödenip ödenmediğinin araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.11.2021 tarihli ve 2015/380 Esas, 2021/379 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın ehliyetli olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı, vekalet görevinin kötüye kullanılması yönünden yapılan incelemede ise, davalı ...'nin davacının torunu, davalı vekil .....'nin ise baldızı olduğu, Hafize ile vekil ..... arasında yakın sosyal ilişkiler ve aynı evde ikamet ediyor olmaları karşısında el ve işbirliği içerisinde hareket ederek vekil edeni zararlandırdıkları gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2839 ada 9 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, davalı ...'ün ise ... ile el ve iş birliği içerisinde hareket ettiğine dair nesnel herhangi bir veri bulunmadığı, ediniminin tapu siciline güven ilkesine dayandığı nazara alınarak, 1614 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden ...'e yönelik tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Tereke temsilcisi temyiz isteminde özetle; davalı ...’e devredilen 1614 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, çünkü davacı ...’ın vekaletnamenin tanzim tarihinde bilincini kaybettiğini, yaptığı işlemlerin sonuçlarını idrak edebilecek durumda bulunmadığını, tarafların bu durumu fırsata çevirerek taşınmazı el ve iş birliği içerisinde hareket ederek devir ettiklerini, satış bedelinin davacı ...’a ödenmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Onama Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 18.05.2022 tarihli ve 2022/672 E., 2022/3974 K. sayılı kararıyla, dosya içeriğine, toplanan delillere göre, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmaması nedeniyle yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtayın onama kararına karşı süresi içerisinde tereke temsilcisi vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
Tereke temsilcisi vekili karar düzeltme dilekçesinde; 09.03.2010 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran davacıya demans ve unutkanlık tanısı konulduğunu, 12.03.2010 tarihli raporda ise alzheimer hastalığı tanısının konulduğunu, bu raporlar dikkate alınmaksızın verilen İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kuruluna ait raporun eksik, hatalı değerlendirme sonucu tanzim edildiğini, salt değerinin çok altında belirlenen bedelin ödenmediği açıkça anlaşılan satış işlemlerine ilişkin olarak davalı ... aleyhine 1614 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukusal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Türk Medeni Kanunu'nun 15. maddesinde ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.6.1941 tarihli ve 4/21 sayılı kararı)
3.2.2. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup, buna göre, “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”
3.2.4. HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.
3.2.5. 4721 sayılı TMK’nın 28/1. maddesinde; “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.” düzenlemesine yer verilmiş olup, tapu sicilinde yapılacak tescil, terkin ve düzeltim gibi işlemler, doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince kamu düzenini ilgilendirdiğinden, bu hususların kendiliğinden göz önüne alınması gerekmektedir.
3.2.6. 04.05.1978 tarihli ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, Mahkemece dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre (III.) no.lu paragrafta yazılı şekilde davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tereke temsilcisinin bu yöne ilişkin karar düzeltme itirazı yerinde değildir.
3.3.2. Davacı ...’ın yargılama sırasında ölümü üzerine bazı mirasçılarının davaya muvafakat etmemesi nedeniyle terekesine temsilci olarak ...’ın atandığı ve davanın tereke temsilcisi aracılığı ile yürütüldüğü, dava konusu 2839 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no.lu bağımsız bölüm davalı ... Sezek adına kayıtlı iken hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle dava dışı ...’a 12.06.2017 tarihinde ihale edilmek suretiyle tescil işleminin sağlandığı, 11.05.2010 tarihli dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında ise öncelikle davacı tarafından dava konusu edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedele karar verilmesinin talep edildiği, ayrıca bu hususun Mahkemenin 11.10.2017 tarihli celsesinde de tutanağa geçirildiği anlaşılmaktadır.
3.3.3. Diğer yandan ölümle kişilik sona erdiği halde yargılama sırasında, ölen davacı ... adına tescil kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 2839 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no.lu bağımsız bölümün yargılama sırasında davalı ... .... hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle ....’a ihale edilerek 12.06.2017 tarihinde.... adına tescil kaydı oluşmasına rağmen, 2839 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no.lu bağımsız bölüm hala davalı ... adına kayıtlı imiş gibi tapu kaydının iptali ile davacı mirasbırakan ... adına tesciline karar verilmek suretiyle infaza elverişsiz hüküm kurulmasının HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olduğu, HMK’nın 297/2. maddesinin kamu düzeni ile ilgili olduğu, infaz edilemeyecek bir hüküm verilmiş olması, açıkca temyiz nedeni yapılmasa da re’sen gözetilmesi gerektiği, ayrıca davacı gerek yargılama aşamasında, gerekse dava dilekçesinde tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde bedel isteğinde bulunmuş olmasına rağmen, bu istek hakkında bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından bu nedenlerle hükmün bozulması gerektiği halde, sehven onandığı anlaşılmakla karar düzeltme talebinin açıklanan nedenlerle kabulüne karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, re’sen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 440. maddesi uyarınca Dairemizin 18.05.2022 tarihli ve 2022/672 E., 2022/3974 K. sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli ve 2022/672 E. 2022/3974 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, sair karar düzeltme taleplerinin reddine, alınan peşin harcın yatırana iadesine, 01.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.