"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
..........
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 02/12/2021 tarih 2020/1412 Esas - 2021/1685 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları ... ...’ın, dava konusu 383 ada 6 parsel sayılı taşınmazı 1988 yılında satın alırken özellikle tapuda kendi adına tescil ettirmediğini, miras paylaşımı dışında bırakmak maksadıyla muvazaalı olarak davalı ... adına tescil ettirdiğini, asıl satın alanın muris ... ... olduğunu, yine dava konusu 383 ada 8 parsel sayılı taşınmazın da muris ... ... tarafından satın alınarak tapuda doğrudan eşi ve tarafların annesi olan ... adına tescil edildiğini, bu taşınmazın ise muris ... ...’ın vefatından sonra 1993 yılında davalının yoğun telkinleri ile muris ... tarafından davalıya devredildiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, muris ... ...'ın en küçük çocuğu olduğunu, 12-13 yaşındayken ağabeyinin bıçaklanarak öldürülmesinden sonra okuldan alınarak muris ... ...'ın yanında iş hayatına başladığını, eşi ile birlikte, ... ... ve ...'ın yanında yaşlılıklarında onlara hizmet ederek, hastalıklarında bakımlarıyla ilgilenerek yaşadıklarını, ölene kadar da anne ve babalarına desteklerini sürdürdüklerini, ... ...'ın sağlığında hak dengesini gözeten bir paylaştırma yapmak istediğini ve ...'te bulunan dava dışı taşınmazını kendisine satarken, şu anda tapuda Sakarya ili, ... ilçesi 363 adada kayıtlı bulunan dava dışı fındık arazisini de davacı ile birlikte diğer çocukları olan ..., ...'a miras olarak bıraktığını, 383 ada 6 parsel sayılı taşınmazı 1988 yılında satın alırken özellikle tapuda kendi adına tescil ettirmediği iddiasının son derece asılsız ve mantık dışı olduğunu, dava konusu diğer taşınmaz olan 8 parselde bulunan taşınmazda murislerle hep birlikte yaşadıklarını, yer darlığı nedeniyle çok sıkıntılar çektiklerini, 1988 senesinde 8 parselde birlikte yaşadıkları eve bitişik olan 6 parselde bulunan ahşap binanın uygun fiyatla satılığa çıkması üzerine biraz olsun rahatlamaları ve kendi adına da bir yatırımın olması amacıyla söz konusu binayı satın aldıktan sonra ahşap yapıyı yıkarak yerine beton yapı yaptırdığını, annesi adına kayıtlı 8 parseldeki binaya ekleme yapmak suretiyle her iki binayı birleştirdiğini, tek binada ailesiyle yaşamaya başladığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamada 16/04/2021 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/01/2020 tarihli ve 2018/191 E. - 2020/5 K. sayılı kararıyla; muris ... ...'ın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar ve kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yaptığı, davalının muris ... ... ve eşi ...'a ölünceye kadar baktığı, muris ... ... tarafından dava konusu 363 ada 8 parseldeki taşınmaz davalı ...'a verilmiş olsa da, Sakarya ...’da bulunan taşınmazların da diğer mirasçılara verildiği, muris ... ...'ın sağlığında mirasçılar arasında ayrım yapmaksızın ve azami düzeyde dikkat ederek tüm mirasçılarına yerler verdiği, bu denli hak dengesini gözeten bir kişinin muvazaa yaptığından bahsetmenin mümkün olamayacağı, davalının aynı zamanda muris ... ... ile birlikte yaşamış olması nedeniyle muris ve muris ... ...'dan sonra vefat eden annesi ...'a da ölünceye kadar baktığı, bu tür davalarda bunun da dikkate alınmasının zorunluluk arz ettiği, olayda mutlak ve/veya nispi muvazaanın bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri Özetle
Davacı vekili, 8 no.lu parsel açısından; dava süresince 8 no.lu parselin devrini hukuken haklı gösterebilecek hiçbir iddia veya delil ortaya konulmadığını, savunmanın tamamen muris ... ...'dan intikal eden malvarlığı üzerinden olduğunu, oysa 8 parsel sayılı taşınmazın, ... ...'dan değil ...'dan satış yoluyla davalıya intikal ettiğini, muris ...'ın bu taşınmazdan başka herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, bu şekilde ...’ın tüm malvarlığını tek bir mirasçısına devrederek diğer mirasçıları bu paylaşımın dışında bıraktığını, söz konusu taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini, murisin kızı olan dava dışı tanık ... ...'ın birebir görgü tanığı olarak verdiği ifadeden anlaşılacağını, 6 nolu parsel açısından; dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın, muris anne ...'ın ve davalının yoğun telkinleri sonucu muris baba ... ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığını ve direkt davalı adına tapuda tescil edildiğini, davalının o tarihte babasının yanında çalıştığını ve kendine ait herhangi bir malvarlığı olmadığını, ...'da davalı dışındaki diğer mirasçılar adına kayıtlı taşınmazların bulunmasının muris ... ...'ın veya sonradan mirasçıların kendi aralarında yaptıkları bir mal paylaşımına delil olarak gösterilemeyeceğini, ...'daki taşınmazların değer olarak, dava konusu taşınmazlar ve İstanbul 12 Asliye Hukuk Mahkemesinde 2017/229 E. sayılı dosya kapsamında davası devam eden ...'teki taşınmaz dikkate alındığında son derece kıymetsiz, bir paylaştırma yapılmasına yetecek kıymette olmayan taşınmazlar olduğunu, hükme esas alınan hiçbir bilimsel veriye dayanmayan, somut verilerle oluşturulmamış bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02/12/2021 tarihli ve 2020/1412 E.- 2021/1685 K. sayılı kararıyla;davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın muristen satın alınmadığı, dava dışı 3 şahıstan alındığı, 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının uygulama yerinin bulunmadığı, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin dinlenemeyeceği gerekçesi ile bu parsele yönelik açılan davanın reddine, diğer dava konusu, 8 parsel sayılı taşınmazın muris ... ... tarafından davalı ...'a satış işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlandığı gerekçesi ile bu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri Özetle
2.1. Davacı vekili, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın, muris anne ...'ın ve davalının yoğun telkinleri sonucu muris baba ... ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığını ve fakat direkt davalı adına tapuda tescil edildiğini, bunun sebebinin sürecin bire bir görgü tanığı olan murislerin kızı ... ...'ın ifadesinde "hatta annem babama bu evi oğlanın üzerine yap, kızlar yarın hak ister, çocuğu uğraştırma dedi, ben bunu kulaklarımla duydum" şeklinde ifade edildiği üzere, diğer çocukların ilerde dava açmasının önüne geçmek olduğunu, ...’da davalı dışındaki diğer mirasçılar adına kayıtlı taşınmazların bulunmasının, muris ... ...'ın veya sonradan mirasçıların kendi aralarında yaptıkları bir mal paylaşımına delil olarak gösterilemeyeceğini, ...'daki taşınmazların sadece kızlara bırakıldığı iddiasının tamamen soyut, hiçbir gerçekliği veya delili olmayan bir iddiadan ibaret olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı (mirasçıları) vekili, murisin hiçbir zaman kızlarından mal kaçırma amacının olmadığını, murisin söz konusu temlik işlemini yapmasının sebebinin oğlunun kendileri için yaptığı fedakarlıklara karşı duyduğu minnet duygusu olduğunu, dinlenen tanık beyanları ile bu hususun doğrulandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gerekli 80,70 TL onama harcı peşin olarak alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, alınması gerekli 2.971,81 TL onama harcının davalı (mirasçılarından) alınmasına, 28/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.