"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
.....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinden verilen 04/11/2021 tarihli 2019/1316 Esas 2021/2012 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02/06/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Dava, yanılma (hata) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça davalıya 292 ada 7 ve 11 numaralı parsellerin satılmak istendiği fakat 7 no’lu parsel yerine hataen dava konusu 2 no’lu parselin temlik edildiği, 7 no’lu parselin zeminde boş olarak kaldığı, dava konusu 2 no’lu parselin ise davalı adına kayıtlı olduğu halde davalı tarafından kullanılmadığının ispatlandığı, eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 292 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile 1/3 payın ... mirasçıları (..., ..., ... adına) 1/3 payın ..., 1/3 payın Recep ve Ayşe mirasçıları adına (..., ..., ...) payları oranında aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile tesciline karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, davanın yanılma (hata) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, tarafların 292 ada 7 ve 11 parsel sayılı taşınmazların davalıya satışı konusunda anlaştıkları, ancak tapuda gerçekleştirilen 11/05/2015 tarihli resmi satış akdinde 7 parsel sayılı
taşınmaz yerine hataen dava konusu 292 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalıya temlik edildiği, davalının İlçe Tarım Müdürlüğüne Çiftçiyi Destekleme Fonundan yararlanmak için yaptığı 22/11/2017 tarihli başvuru üzerine, dava konusu 2 no’lu parsel üzerinde davalı tarafından tarım yapılmadığından davalının talebinin reddine 04/01/2018 tarihinde karar verilmesi üzerine hatalı işlemin öğrenildiği, eldeki davanın da öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde 20/02/2018 tarihinde açıldığı, zeminde fiilen 7 no’lu parselin teslim edildiği ve keşif tarihi itibarıyla boş olduğu, temlik edilen parsel numarasında hata yapıldığı, sözleşmenin konusunda esaslı hata yapıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, davalının 7 no’lu parsel bakımından davacılar adına kayıtlı pay yönünden tapu iptal ve tescil davası, üçüncü kişilere temlik edilen paylar bakımından ise bedele yönelik dava açmasının mümkün olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de “miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan birden fazla davacı tarafından yanılma (hata) hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davasında dava değerinin, davayı açan davacılardan her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, çekişme konusu 292 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1/3’er paylarla davacı ..., bir kısım davacının mirasbırakanı ... ve yine bir kısım davacının mirasbırakanı ... adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken, anılan payların 11/05/2015 tarihinde satış yoluyla davalı ...’e temlik edildiği; davacıların anılan payların adlarına tescili isteğiyle eldeki davayı açtıkları; çekişme konusu taşınmazın tamamının değerinin keşfen 165.242,94 TL olarak saptandığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılar tarafından davaya konu edilen 1/3’er paya isabet eden 55.080,98 TL’nin, 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.