"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/222 E., 2022/165 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli, 2019/1049 Esas, 2019/3571 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda 138 ada 1, 141 ada 1, 142 ada 7, 143 ada 1, 144 ada 3 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazıldığını, oysa taşınmazların mera vasfında olmayıp ezelden beri vekil eden köy tarafından nüfusa bölünmek suretiyle çayır vasfı ile biçenek olarak kullanıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile çayır vasfı ile vekil eden adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.12.2014 tarihli, 2012/24 Esas, 2014/374 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümü ile diğer taşınmazların tamamının kadimden beri köy halkı tarafından nüfusa göre paylaştırılarak çayır olarak kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 138 ada 1, 142 ada 7, 143 ada 1, 144 ada 3 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile çayır vasfı ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tesciline, yine 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 13.09.2013 tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen 181.552,83 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile çayır vasfı ile davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli, 2019/1049 Esas, 2019/3571 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece davacı ... adına tesciline karar verilen taşınmazların toplam yüzölçümünün 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasının oldukça üstünde olduğu, hal böyle olunca; 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14 üncü maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin, daha önce davacı adına tespit edilip tespitleri kesinleşen taşınmazlarla birlikte sulu toprakta 40, kuru toprakta ise 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği gözetilerek öncelikle, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri getirtilip belgesiz zilyetliğe dayalı iktisap limiti dolmadı ise davacı tarafa tercih hakkının hatırlatılması, bundan sonra Yasa'nın 14 üncü maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek taşınmaz ya da taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 18.05.2022 tarihli, 2019/222 Esas, 2022/165 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca belgesiz araştırması yapıldığı ve davacının 3.608,97 metrekare yüzölçümünde taşınmaz edinebileceğinin anlaşıldığı, teknik bilirkişiden aldırılan raporla da bu yerin belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 144 ada 3 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinin 01.11.2021 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.608,97 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile çayır vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, çayır vasfında olan dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırıldığını, köy halkının bu çayırlar sayesinde geçimlerini sürdürdüklerini, bu yerlerin ellerinden alınması halinde köylerini terk etmek zorunda kalacaklarını, taşınmazların çayır vasfında olduğunun dosya kapsamına göre sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadsatro Kanunu’nun 14 ve 16 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Ardahan ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 1, 141 ada 1, 142 ada 7, 143 ada 1, 144 ada 3 ve 145 ada 1 parsel sayılı muhtelif yüzölçümündeki taşınmazlar, köy halkı tarafından biçilmek suretiyle kullanıldığı gerekçesiyle mera vasfı ile sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.
2. Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca dava konu taşınmazlardan 144 ada 3 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün çayır vasfında olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava konusu taşınmazların mera vasfında olmayıp ezelden beri vekil eden köy tarafından nüfusa bölünmek suretiyle çayır vasfı ile biçenek olarak kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış ancak Mahkemece 144 ada 3 parsel sayılı taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera mı, köy çayırı mı yoksa özel çayır mı olduğu hususunda yöntemince araştırma yapılmamış, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan 144 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün taşınmazın kalanından ne şekilde ayrıldığı, arada doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususlarını açıklayan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, bu hususta yapılan araştırmada hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece dava konusu taşınmaza ait temin edilebilen en eski tarihli ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğünün web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına konulmak suretiyle tespit tarihi olan 2008 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl (bulunamadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte davacıya, 3.608,97 metrekarelik taşınmaz bölümünün taşınmazın neresinden verilmesi istendiği sorularak seçimlik hakkı kullandırılmalı, bu hak kullandırılırken nizalı bölümün köy arazilerine yakın yerden, mera bütünlüğünü bozmayacak şekilde olmasına dikkat edilmeli, daha sonra yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın nizalı bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera mı, köy çayırı mı yoksa özel çayır mı olduğu, 3.608,97 metrekarelik taşınmaz bölümünün taşınmazın kalanından ne şekilde ayrıldığı, arada doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanağı kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında alınan hava fotoğrafları ve varsa ortofoto üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın nizalı bölümünün sınırlarını, niteliğini ve kullanım durumunu belirtir şekilde rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilme yapılmak suretiyle nizalı taşınmaz bölümünün toprak yapısı, eğimi ve bitki deseninin ne olduğunu belirten, dava konusu taşınmazın nizalı bölümü ile taşınmazın kalan bölümü arasında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını açıklayıp tarımsal niteliğini ve kullanım durumunu bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, Mahkemece dava konusu 138 ada 1, 141 ada 1, 142 ada 7, 143 ada 1 ve 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.