"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVACILAR : ...
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli, 2016/299 Esas, 2018/558 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 21/10/2021 tarihli, 2019/876 Esas, 2021/1901 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun alınması gereken harç yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.06.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ... Öncül'ün 19 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını 04/06/2004 tarihinde, geriye kalan 1/2 payını ise 25/08/2006 tarihinde mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı bedelini banka aracılığıyla ödeyerek satın aldığını, taşınmaza üst katı yaptırarak ailesi ile birlikte orada oturmaya başladığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/11/2018 tarihli, 2016/299 Esas, 2018/558 Karar sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı, cevap dilekçesinin içeriğini yineleyerek davacının tanık listesinin HMK'nın aradığı şartlara uygun olmadığını, tanıkların hangi hususta beyanlarının alınacağının da açıkça yazılmadığını, mirasbıraknın yasal mirasçısı olmadığı için aleyhine muris muvazaası nedenine dava açılamayacağını, annesi halen sağ olup annesinin mirasçısı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile hukuka aykırı karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2021 tarihli ve 2021/978 E. 2021/995 K. sayılı kararıyla; davalının mirasçı olmamasının davanın açılmasına engel teşkil etmediği, İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik buluhmadığı ne varki mahkemece fazla harca hükmedildiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, alınması gereken harç düzeltilerek davanın kabulüne yönelik yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde olmayan hususların davacı tanıklarından ...'a sorulduğunu, bu tanıkların iddiayı genişletme niteliğindeki beyanlarına itibar edilmemesi gerekirken mahkemece aksi yönde karar oluşturulduğunu, davacının tanık listesinin HMK'nın aradığı şartlara uygun olmadığını, tanığın hangi hususta beyanda bulunacağının da açıkça yazılmadığını bu nedenle tanıkların delil olarak kabul edilmemesi gerektiğini, davacı tanıklarından ... ile tüm davalı tanıklarının savunmalarını doğrular nitelikte beyanda bulunduklarını, davalıya karşı bu davanın açılabilmesi için davalının yasal mirasçı olması gerektiğini, taşınmaz bedeli ile satış bedeli arasında da herhangi bir orantısızlık olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, 2006 yılında yapılan 1/2 payın devrinde mirasbırakanın imza atmadığını aldatıldığına dair beyanlarının da muris muvazaası iddiasından çok taraf muvazaası niteliğinde olduğunu, davanın kötüniyetle açıldığını, sürekli kredi kullanan mirasbırakanın ... Bankası Avonos Şubesindeki hesabına yatırılan 03/14/2004 tarihli 17.500,00 TL'nin de bu ödemeden kaynaklandığını, murisin geride kalan taşınmazların aktif – pasif kayıtlarının getirtilmediğini, mirasbırakanın 2002 ile 2008 yılları arasındaki hesap dökümlerinin araştırılmadığını, mirasbırakanın boçlarının olduğunu, davalının alım gücünün bulunduğunu, bildirilen ve dinlenmesinden vazgeçilmeyen tanıkları ... ...'nun mahkemece dinlendiğini, yine yargılama süresince listede ismi olan ...'in öldüğünü, bu tanığın yerine yeni bir tanık ismi bildirme hakları olmasına rağmen haklarının kullandırılmadığını, listelerinde bildirilen 10 numaralı adres kaydına ilişkin delilin, 12 numaralı davalıya ait işyerlerine ilişkin belgelerin, ... öncüle ait bütün banka hesaplarının ve kredi ve kart bilgilerinin ... Merkezinden getirtilmediğini, deliller toplanmadan karar verildiğini, davacı lehine gerekçeli kararda 24.745,70 TL vekalet ücretine hükmedilmişse de bu hesabın davacıların talep etmediği kısımlar ve muhtesat vb. herşeyi kapsar nitelikte oduğunu, hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Asıl davadaki davacılar ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
3.3.1. Bilindiği üzere; 6100 sayılı ...nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de, "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
3.3.2. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
3.3.3. Somut olayda, mirasbırakan tarafından davalıya devredilen taşınmazın (temlik tarihindeki niteliği dikkate alındığında) dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 397.600,00 TL değeri üzerinden davacılar ... ve ... ’nin talep ettiği 1/6’şar payın karşılığı ayrı ayrı 66.266,67 TL olup, anılan değerlerin ayrı ayrı 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
3.3.4. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
3.3.5. Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan davacılar ... ve ... yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
3.3.6. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2). paragrafta yer verilen yasal ve hukuksal gerekçeye, ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı lehine düşük vekalet ücreti takdir edildi ise de bu husus davacı tarafından temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmadığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV.3.) numaralı paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar ... ve ... yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, davacı ... yönünden davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 12.756,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.