"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/497 E., 2021/447 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile bedel istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 15.06.2020 tarih, 2017/1101 Esas, 2020/2639 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş; karar bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...'ın Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmediklerini, bahsi geçen veraset ilamı esas alınarak mirasbırakan Bekir'e ait dava konusu 65, 69, 70, 71, 75 ve 78 parsel sayılı taşınmazların davalı mirasçılar adına intikali ettirildiğini, çekişme konusu taşınmazlarda davalı mirasçıların aralarında yaptıkları pay temliki, taksim ve satış işlemleri sonucunda 65 parsel sayılı taşınmazın davalı mirasçılardan ...'a, 69 parsel sayılı taşınmazın davalı mirasçılardan ...'a devredildiğini, 70, 71, ve 78 parsel sayılı taşınmazların 914 parsel sayılı taşınmaz olarak tevhit edildiğini, sonrasında ifraz edilerek 915, 916, 917 ve 918 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, 918 parsel sayılı taşınmazın davalı mirasçılardan ...'a, 916 ve 917 parsel sayılı taşınmazların davalı mirasçılardan ...'un kayınvalidesi davalı ... 'e, 915 parsel sayılı taşınmazın davalı mirasçılardan ..., ... , ..., ... ve ...'ye devredildiğini, 75 parsel sayılı taşınmazın ise miras dışı Cumhur İnak'a satış suretiyle devredildiğini, yapılan tüm bu işlemlerin davalı mirasçıların bilgisi dahilinde yapıldığını, anılan veraset ilamının iptali için Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını ileri sürerek 65, 69, 915, 916, 917 ve 918 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, miras dışı üçüncü kişi ...'a satışı yapılan 75 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise miras payları oranında taşınmaz bedelinin ... dışındaki davalılardan tahsilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ... ve ...; davacıların davayı açarken kötüniyetli hareket ettiklerini, davacıları, veraset ilamında yer almadıklarından yeni bir veraset ilamı almaları konusunda uyardıklarını, 915 parsel sayılı taşınmazın davacıların payına karşılık olarak verildiğini ve davayı kabul ettiklerini bildirmişler, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamayı talep etmişlerdir.
Bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ... ise davacıların köyüniyetli olduklarını, talepleri kabul edilecekse bile taşınmazların bedellerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.05.2016 tarih, 2014/231 Esas, 2016/186 sayılı kararı ile; Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamı ile davacıların ketmedildiği, anılan veraset ilamının iptal edildiği ve davacıların da mirasçılar arasında yer aldığı gerekçesi ile davanın tapu iptal ve tescil isteği yönünden kabulüne, bedel isteği yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 15.06.2020 tarih, 2017/1101 Esas, 2020/2639 Karar sayılı kararı ile; ketmi verese olgusu saptanmak suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı ancak dava konusu 75 parsel (yeni 155 ada 4 parsel) sayılı taşınmaz ile ilgili düzenlenen 04.04.2016 tarihli bilirkişi raporunun 6100 sayılı HMK'nın 281 inci maddesine aykırı olarak taraflara tebliğ edilmediği, 75 parsel sayılı taşınmaz bakımından davacıların taşınmaz bedelinin tahsili isteği bulunduğundan yalnızca bu parseli temlik edenin istenilen bedelden sorumlu olması gerekirken davalı mirasçıların tamamının sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, ayrıca dava konusu taşınmazlarda davacıların Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/230 Esas ve 2015/121 Karar sayılı veraset ilamı gereği miras payları oranında tapu kaydının iptali ile tesciline karar verilmesi gerekirken taşınmazların tamamının tapu kayıtlarının iptaline ve davacıların payları oranında tesciline karar verilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamı ile davacıların ketmedildiği, anılan veraset ilamının iptal edildiği ve davacıların da mirasçılar arasında yer aldığı gerekçesi ile davanın tapu iptal ve tescil isteği yönünden kabulüne, bedel isteği yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar Hülya Işık, ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı yapıldığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, 75 parsel yönünden dava tarihine göre taşınmazın bedelinin belirlendiğini, ancak taşınmazın satış tarih itibari ile bedelinin belirlenmesi ve faiz işletilmesi gerektiğini, davanın açılmasına davalıların sebebiyet vermediğini, davaya verdikleri cevap dilekçesi ile davalıların haklarına düşen miktarı ödemeye hazır olduklarını bildirdiklerini, davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların davalılar arasında paylaşıldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden tüm davalılar yerine adına kayıtlı taşınmazlar iptal edilen davalıların sorumlu tutulması gerektiğini, tüm davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ketmi verese (yolsuz tescil) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü, 1024 üncü ve 1025/1-2 nci maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamına göre mirasbırakan ...'ın 18.02.1963 tarihinde öldüğü, geride 1945 yılında ölen oğlu ...’ın mirasçıları olan davalılar ... ve ... ile davalı kızları ..., ..., ... ve 1986 yılında ölen kızı ...’nin mirasçıları olan davalılar ..., ..., ..., 2011 ölen kızı İffet’in mirasçıları olan davalılar ..., ..., ..., ..., .., ..., ..., ..., ... ve 2001 yılında ölen kızı ...’nin miraçsıları olan davalılar ..., ... ve ...’un mirasçı olarak kaldıkları, anılan veraset ilamında mirasbırakanın 2010 yılında ölen kızı ... ile 1986 yılında ölen kızı Vezire’nin mirasçısı olan dava dışı ...’e yer verilmediği, Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/230 Esas ve 2015/121 Karar sayılı kararı ile Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile davacıların da mirasçı oldukları belirlenmek suretiyle yeni bir veraset ilamının düzenlendiği, hükmün temyiz edilmeksizin 09.07.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın mirasbırakanın 2010 yılında ölen kızı ... mirasçıları tarafından açıldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu 65, 69, 70, 71, 75 ve 78 parsel sayılı taşınmazların Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 24.12.2002 tarihli 2002/406 Esas ve 2002/533 Karar sayılı veraset ilamına istinaden davalı mirasçıların adlarına intikal ettirildiği, intikal işleminden sonra dava konusu taşınmazlarda yine davalı mirasçıların katılımı ile pay temlikleri, taksim ve satış işlemleri yapıldığı, bu işlemler neticesinde 65 parsel sayılı taşınmazın mirasçılardan davalı ... adına, 69 parsel sayılı taşınmazın mirasçılardan davalı ... adına tescil edildiği; dava konusu 70, 71 ve 78 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile oluşan 914 parsel sayılı taşınmazın sonrasında ifraz edildiği, ifraz ile meydana gelen 915 parsel sayılı taşınmazın mirasçılardan davalılar ... adına 2/6 pay, ..., ..., ..., ve ... adlarına 1/6'şar paylarla, 918 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, 916 parsel sayılı taşınmazın 1/3'er paylarla mirasçılardan davalılar ..., .... ve ... adlarına, 917 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer paylarla mirasçılardan davalılar ... ve ... adlarına tescil edildiği; 916 ve 917 parsel sayılı taşınmazların adı geçen malikleri tarafından 05.07.2013 tarihinde satış suretiyle mirasçılardan davalı ...’un kayınvalidesi olan davalı ... 'e temlik edildiği; dava konusu 75 parsel sayılı taşınmazın ise 1/3'er paylarla mirasçılardan davalılar ..., ... ve ... adlarına tescilinden sonra 06.12.2011 tarihinde satış suretiyle dava dışı ...'a temlik edildiği, eski 65 parsel sayılı taşınmazın yeni 133 ada 27 parsel, eski 69 parsel sayılı taşınmazın yeni 156 ada 1 parsel, eski 915 parsel sayılı taşınmazın yeni 155 ada 5 parsel, eski 916 parsel sayılı taşınmazın yeni 155 ada 6 parsel, eski 917 parsel sayılı taşınmazın yeni 155 ada 7 parsel, eski 918 parsel sayılı taşınmazın yeni 155 ada 8 parsel, eski 75 parsel sayılı taşınmazın yeni 155 ada 4 parsel olarak değiştiği kayden sabittir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Somut olaya gelince; Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/230 Esas ve 2015/121 Karar sayılı hasımlı veraset ilamı ile 2010 yılında ölen Halime Karabeyoğlu’nun da mirasbırakan Bekir Özcan’nın mirasçısı olduğu dikkate alındığında, ketmi verese olgusunun kanıtlandığı gözetilerek dava konusu 69, 915, 916, 917, 918 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal tescile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.
4. Bilindiği üzere, Usul Hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, HMK’nın 125 inci maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Ne var ki, dava konusu 65 parsel (yeni 133 ada 27 parsel) sayılı taşınmaz mirasçılardan davalı ... adına tescil edildikten sonra yargılama aşamasında 16.12.2015 tarihinde dava dışı ...’e temlik edilmiş, re'sen gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre Mahkemece davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceğinin sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek sonuca gidilmiştir.
5. Hal böyle olunca, dava konusu 65 parsel (yeni 133 ada 27 parsel) sayılı taşınmazım yargılama sırasında dava dışı 3. kişiye devredildiği gözetilerek HMK'nın 125 inci maddesi hükmü uyarınca davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması, bu yöndeki usuli eksiklik giderildikten sonra işin esası hakkında karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre hükmün ferilerine ilişkin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden bir kısım davalılara iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.