Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8028 E. 2023/663 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı satış işleminin muris muvazaası olup olmadığına ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi sayılıp sayılmayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, satış işleminin muvazaalı olmadığı ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi oldukları yönündeki kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca davalılardan birinin ölümü nedeniyle oluşan hüküm başlığındaki hatanın düzeltilebilir bir hata olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ... ...'un, 89 sayılı parsel sayılı taşınmazdaki 300/717 payını bir kısım davalıların murisi olan oğlu ...'a satış suretiyle 08.12.1988 tarihinde devrettiğini, satış işleminin murisin ölümünden 4 ay önce yapıldığını ve işlem sırasında murisin akli melekelerinin yerinde olmadığını, ayrıca murisin okuma yazma bilmediğini, resmi senette tanık olarak adı geçen ... ...'un da okuma yazmasının olmadığını, resmi senedin de şekil noksanlığı nedeniyle geçersiz olduğunu, öte yandan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı olarak yapıldığını, ... mirasçıları olan davalıların dava açılır endişesiyle çekişme konusu taşınmazı diğer davalılar ... ve ...'a 25.06.2013 tarihinde temlik ettiklerini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada davacı ...’nin ölümü üzerine mirasçılarının yargılamaya katılmadıkları gerekçesiyle anılan davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılarak davalarının tefrikine karar verilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ..., iyi niyetli üçüncü kişi olarak ve tapu kütüğüne güvenerek taşınmazı satın aldıklarını, muvazaanın söz konusu olmadığını, diğer davalılar ise; murisleri ...’nın dava konusu taşınmazı kök mirasbırakan ...’den bedeli karşığında satın aldığını, mirasçılar arasında imzalanan 13.04.1995 tarih ve 4055 sayılı rızai taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın da yer aldığını, davacıların rızai taksim esnasında herhangi bir itirazları olmamasına rağmen sonradan dava açmalarının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 25.04.2016 tarihli ve 2014/933 Esas, 2016/170 Karar sayılı kararıyla; davalılar ... ve ...'ın taşınmazı kötü niyetli olarak edindiklerinin kanıtlanamadığı, davalıların iyi niyetli üçüncü kişiler oldukları gerekçesi ile bu davalılar hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesi ile tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.12.2019 tarihli ve 2016/15879 Esas, 2019/6580 Karar sayılı kararı ile; “...Davacı taraf dava dilekçesinde ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuş ancak, 18.12.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında isteğini muris muvazaası hukuksal nedenine hasretmiştir. Bu nedenle 6100 sayılı ...nun 140/3. maddesi gereğince ehliyetsizlik iddiası bakımından bir inceleme yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur...Somut olayda, davacı tanıklarının dava konusu edilen temliki işlemin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu kanıtlayıcı beyanlarda bulunmadığı, ayrıca murisin dava konusu taşınmazda sadece pay temliki yaptığı, eğer mal kaçırma amacı olsaydı taşınmazın tamamını devredebileceği hususları bir arada değerlendirildiğinde amacın diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, gerçek bir satış işleminin söz konusu olduğu sonucuna varılmaktadır… Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemece 18.03.2021 tarihli ve 2020/174 Esas, 2021/156 Karar sayılı kararı ile hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili duruşma istemli olarak temyiz isteminde bulunmuş olup davacılardan ...'nin temyiz tarihinden önce 15.04.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, davacı ... mirasçılarına tebligat yapılmasına rağmen mirasçıların temyiz başvurusunda bulunmamışlar, aşamada taraflar duruşma isteminden vazgeçtiklerini bildirmişlerdir.

B. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, bozma ilamının Dairenin önceki kararları ile çelişki oluşturduğunu, bozma ilamına uyulmadan, yeniden yargılama yapılmadan davanın doğrudan reddine karar verildiğini, kök murisin ölümünden kısa süre önce dava konusu taşınmazdaki payını en büyük oğluna çok düşük bir bedelle satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, amacın bağış yapmak olduğunu, davalı ...'ın karar tarihinden önce ölmüş olmasına rağmen ölü kişi hakkında hüküm kurulduğunu, kararın bozulması gerektiğini, muris muvazaasının diğer unsurları üzerinde durulmadığını, temlike konu taşınmazın terekenin büyük bir kısmını oluşturduğunu, yörede kız çocuklarına mirastan pay verilmesinin ayıp olarak nitelendirildiğini, davalıların murisinin kök murisin en büyük erkek çocuğu olduğunu, tanık beyanlarının iddialarını ispata yeterli olduğunu, tanıkları ... ve ...'ın beyanlarının gözden kaçtığını düşündüklerini, bedeller arasında fahiş fark olduğunu, murisin temlikte haklı bir nedeni olmadığını, sundukları kırk adet içtihada aykırı karar verildiğini, aynı konularda kişilere göre değişen karar verilmesinin ... yargılanma hakkının ihlali olacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, her ne kadar davalı ... 26.07.2019 tarihinde ölmüş ve hüküm başlığında davalı olarak ölü ... yer almış ise de, davalı ...'ın mirasçılarının ... vekilini vekil tayin ettikleri ve hüküm başlığının yerinde düzeltilebilir bir hata olduğu anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bir kısım davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.