Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8041 E. 2023/2101 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletle satılan taşınmazın, vekilin vekalet görevini kötüye kullanması nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle açılan davada, taşınmazın devredildiği kişilerin iyi niyetli olup olmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Vekil tarafından satılan taşınmazın düşük bedelle devredildiği, alıcıların vekil ile bağlantılı oldukları ve satış bedelinin ödendiğine dair delillerin yetersizliği gibi durumlar değerlendirilerek, alıcıların iyi niyetli olmadığı ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sonucuna varılarak yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil talebini reddeden kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın tapu iptali ve tescil isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2015/15864 Esas, 2018/14671 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli talep olan bedel isteğinin kabulü ile 248.800,00 TL’nin davalılar ... ve ...’den müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiş, eksik harcın ikmal edilmesi için düzenlenen 23.06.2022 tarihli muhtıra 06.07.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, 14.07.2022 tarihinde harcın ikmal edilmesi üzerine 18.10.2022 tarihli ek karar ile bir haftalık kesin süre içerisinde harç ikmal edilmediğinden bahisle temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.

18.10.2022 tarihli ek karar davalı ... tarafından, 07.10.2021 tarihli karar ise davacı ve davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 07.06.2022 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden davalı ... vekili

Avukat ..., davalılar ... ... ve diğerleri vekili Avukat ... ... ile diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden diğer davalı ... vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 1410 parsel (yenileme ile 267 ada 1 parsel) sayılı taşınmazının satışı konusunda davalı ...’i ... Noterliğinin 11.03.2010 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin ettiğini, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle dava konusu taşınmazın diğer davalı ...’e çok düşük bedelle 26.03.2010 tarihinde satış suretiyle devredildiğini, kendisine bedel ödenmediğini, tarafların el ve ... birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın ...’e, ondan da ...’e satış suretiyle devredilmesi üzerine ... ve ... davaya dahil edilmiş, davacı HMK’nın 125.maddesi uyarınca talebini tapu iptali ve tescil isteğine hasretmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., maliki olduğu 114 ada 21 parsel sayılı taşınmazın satılması için davacıya aynı tarihte vekalet ile birlikte 45.000 TL para verdiğini, taşınmazların bu şekilde takas edildiğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı 100.000 TL bedel ödemek suretiyle satın aldığını, öncesine dayalı işlemlerden haberdar olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ... ve ..., dava konusu taşınmazın ... tarafından ...’dan 213.500 TL bedelle satın alındığını, bedelin ödendiğini, öncesine dayalı işlemlerden haberdar olmadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.01.2013 tarihli ve 2010/584 Esas, 2013/101 Karar sayılı kararıyla; tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın reddine, 25.000.00-TL tazminatın davalı vekil ...'den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 26.03.2014 tarihli ve 2014/3663 Esas, 2014/6473 Karar sayılı kararıyla; usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Karar Düzeltme

Davacı vekilinin karar düzeltme talebi, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 25.12.2014 tarihli kararıyla kabul edilerek; "...Somut olayda; davalı ... 248.800.00-TL değerindeki taşınmazı 100.000.00-TL'na satın alarak vekil ve alıcı el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırılma kastıyla hareket etmiş, dolayısıyla vekalet görevi kötüye kullanılmıştır. Nitekim bu husus mahkemenin de kabulündedir. Hâl böyle olunca tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulü gerekirken tazminata karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi kabule göre de, davacı tarafın taşınmazın gerçek bedelini istediği gözetilmeksizin akitteki bedele hükmedilmiş olması da isabetli değildir." gerekçesiyle 26.03.2014 tarihli ve 2014/3663 Esas, 2014/6473 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2015 tarihli ve 2015/72E., 2015/215 K. sayılı kararıyla; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davacıya bir bedel ödenmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 20.11.2018 tarihli ve 2015/15864 Esas, 2018/14671 Karar sayılı kararıyla; "...dava konusu 1410 parsel sayılı taşınmazın dava dışı üçüncü kişilere temlik edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usulü eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuştur.

F. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli ve 2019/30E., 2021/281 K. sayılı kararıyla; ilk el alıcı davalı ...’dan taşınmazı devralan ... ...’ın bedeli karşılığında taşınmazı devraldığı, öncesine dayalı işlemlerden haberdar olmadığı, davalı vekil ... ile davalılar ... ve Vahap arasında bir bağ tespit edilemediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davalı vekil ... ile taşınmazı devrettiği ...’ın davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettikleri, davacıya bedel ödenmediği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle terditli talep olan bedel isteğinin kabulü ile 248.800,00 TL’nin davalılar ... ve ...’den müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiş, eksik harcın ikmal edilmesi için düzenlenen 23.06.2022 tarihli muhtıra 06.07.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, 14.07.2022 tarihinde harcın ikmal edilmesi üzerine 18.10.2022 tarihli ek karar ile bir haftalık kesin süre içerisinde harç ikmal edilmediğinden bahisle temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların taraflar arasında kısa süre aralıklarla değerinin çok altında bedeller ile satış işlemine konu edildiğini, davaya dahil edilen ... ve ...'in baba oğul olduklarını, taşınmazın değeri 5.000.000 TL olmasına rağmen, 213.500,00 TL bedelle satın alındığı savunmasında bulunulduğunu, tarafların tamamının farklı yerlerde ikamet etmesine rağmen .../... şubesinden işlemlerin yapıldığını, davacıya satış işlemi sonrasında bedel ödendiğinin ispat edilemediğini, tarafların el ve ... birliği içerisinde davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettiklerini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının yeni malikler ... ve ...’e karşı tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğunu, bu durumda davalı ... hakkında bedel isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatılı olduğunu, davalı vekil ... ile davacının ortak ... kurma düşüncesi ile birbirlerini vekil tayin ettiklerini, yine birbirlerini haberdar etmek suretiyle dava konusu taşınmazı satış işlemine konu ettiklerini, davacının satış işleminden bilgi sahibi olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili ek karara yönelik temyiz dilekçesinde özetle; muhtıranın 06.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, tebligatın 07.07.2022 tarihinde yapıldığını, tebligatın yapıldığı yerin ... ilçesine 20 km. uzaklıkta olduğunu, yıllardan beri tebligat adresinin bulunduğu yere ... görevlisinin Perşembe günleri geldiğini, bu nedenle 07.07.2022 tarihinde tebligatın yapıldığını, harcın da süresi içerisinde yatırıldığını, kaldı ki bir günlük harcın geç yatırılmasının temyiz hakkından vazgeçme olarak sayılamayacağını, bu durumun hukuka ve hak arama özgürlüğüne aykırılık teşkil edeceğini belirterek, ek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında davacı tanığı olarak dinlenen ...'ın, dava konusu taşınmazı ...’e davacıya kredi çekilmesi amacıyla devredildiğini beyan ettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, davacının bilgisi ve onayı dahilinde devrin yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 s. ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390.) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK'nın 504/1. maddesi). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK'da daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK'da benzer alanda ... ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.

Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen ek karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ek kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Davalı ... vekilinin 18.10.2022 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının reddine.

2. Davacı vekili ile Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;

3. Dosya içeriğine göre; davacının, ... Noterliğinin 11.03.2010 tarihli ve 1829 yevmiye numaralı vekaletnamesiyle dava konusu 1410 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda davalı ...'i vekil tayin ettiği, 1410 parsel sayılı taşınmazın davalı vekil ... tarafından 26.03.2010 tarihinde diğer davalı ...'a, ... da yargılama sırasında 02.05.2012 tarihinde diğer davalı ...'e, ...'ın da 20.10.2014 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

4. Somut olayda; davalı ...'ın emlakçılık yaptığı, davalı ...'dan dava konusu taşınmazı ...'ın devraldığı, ... her ne kadar yargılama sırasında kendi hesabından para çekip diğer davalı ...'a satış bedelini verdiği savunmasında bulunmuş ise de, davalı ...'a vekaleten satış işlemine Sırtan'ın katıldığı, ... banka hesabına ise getirtilen dekontlardan Sırtan tarafından satış tarihinden iki gün önce 30.04.2012 tarihinde para yatırıldığı, diğer yandan ...'ın ikamet adresi, işlemlerin yapıldığı yer birlikte değerlendirildiğinde ...'ın iyi niyetli olduğundan söz edilemeyeceği, dava konusu taşınmazı devrettiği davalı oğlu Vahap'ın da bu işlemi bilen veya bilebilecek durumda olan kişi konumunda olduğu, diğer bir ifadeyle iyi niyetli olmadığı sonucuna varılmaktadır.

5. Hal böyle olunca; davanın tapu iptali ve tescil isteği yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin 18.10.2022 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davalı ...'dan alınmasına,

2. Davacı ve davalı ... vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile; hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Duruşmanın 07.06.2022 tarihinde yapıldığı göz önünde bulundurularak, duruşma günü yürürlükte olan ve 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalı ...'den alınmasına; davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.