"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1441 E., 2022/1805 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/174 E., 2018/126 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali tescil ve tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının mirasbırakan babası ...’in ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin kurucu ortaklarından olduğunu, anılan şirketin faaliyet gösterdiği 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazı diğer ortak ... ile üçüncü kişilerden bedelini ödeyerek satın aldıklarını, ancak mirasbırakanın o dönem şeker hastalığına bağlı görme kaybı yaşaması ve kendisini işlerin takibinde yetersiz görmesi nedeniyle temlik aldığı taşınmaz payını henüz 18 yaşında olan davalı oğlu ... adına muvazaalı olarak tescil ettirdiğini, aslında payın mirasbırakana ait olduğunu, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı hareket edildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının çekişmeli taşınmazı mirasbırakandan temlik almadığını, üçüncü kişilerden bedelini ödeyerek parça parça satın aldığını, 1983 yılındaki ilk satın almada eşine takılan ziynet eşyalarını kullandığını, küçük yaşlardan itibaren çalışma hayatının içinde ve iyi bir mermer ustası olduğunu, alım gücünün bulunduğunu, kaldı ki o dönem dava konusu taşınmazın şehirden uzak ve değersiz olduğunu, taşınmazın değerlenmesi ile 32 yıl sonra kötüniyetli dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.04.2018 tarihli ve 2015/174 E. 2018/126 K. sayılı kararıyla; çekişmeli payların mirasbırakan tarafından davalıya devredilmediği, davalı tarafından üçüncü kişilerden temlik alındığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteminin reddine; 1983 yılında yapılan temlik sırasında pay bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle tenkis isteminin kabulüne ve 483.733,37 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli ve 2018/1413 Esas, 2019/701 Karar sayılı kararıyla; iptal-tescil isteminin yazılı gerekçeyle reddi ile tenkis isteminin kabulünün kural olarak doğru olduğundan davalı vekilinin kabule yönelik istinaf başvurusunun reddine, ancak tenkis yönünden mirasbırakan tarafından 1990 yılında yapılan kazandırmanın da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğinden davacı vekilinin başvurusunun kabulüne, hükmün ortadan kaldırılmasına, iptal-tescil isteminin reddine, tenkis isteminin kabulüne ve 881.124,29 TL’nin tercih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 01.07.2021 tarihli 2019/3133 E. 2021/3683 K. sayılı kararıyla; “... Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Tenkis istemi yönünden yapılan incelemede; dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle çekişmeli payları edinme tarihinde davalı ...’nın iş hayatının başlangıcında olduğu, yaşça büyük olmadığı, taşınmazı satın alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarına göre taşınmaz üzerinde faaliyet gösteren fabrikadaki işleri mirasbırakan ile ortağı ...’nin sürdürdüğü, müşteriler ile ilgilendikleri, esnaf odasından gelen kayıtlar ile de bu durumun uyumlu olduğu, tarafların annesi olan tanık ... tarafından da satış bedellerinin mirasbırakan tarafından ödendiğinin doğrulandığı, bu kapsamda hem 31.05.1983 tarihinde hem de 18.06.1990 tarihinde yapılan temlikler yönünden bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği ve saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacıyla hareket edildiğinin kanıtlandığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin tenkis isteminin kabulüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; hükme esas alınan 27.03.2017 tarihli tenkis raporunun doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; davacının, mirasbırakan babası ...’in gerçekte bedelini bizzat ödeyip üçüncü kişiden satın aldığı çekişmeli taşınmazdaki toplam 17/32 payı saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği davalı adına kaydettirdiği iddiasında bulunduğu, celp edilen tapu kayıtları ile de mirasbırakan tarafından davalıya doğrudan bir pay temliki yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Mahkemece, davalıya kazandırılan payın mirasbırakanın ölüm tarihindeki değeri keşif neticesinde belirlenmiş, belirlenen bu değer üzerinden yapılan tenkis hesabı ile (27.03.2017 tarihli rapor) davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulü yoluna gidilmiştir. Ne var ki, eldeki davada gizli bağış iddiası olduğundan, mirasbırakanın davalıya para bağışladığı gözetilerek elden bağışlanan bu paranın mirasbırakanın ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi ve tespit edilen bu değer üzerinden tenkis hesabının yapılması gerekmektedir. Öte yandan, davacı tarafından davalıya kazandırılan payın akitte gösterilen bedelden daha yüksek bir bedel ödenerek temlik alındığı hususu ispatlanamadığından akitte gösterilen satış bedelinin dikkate alınması ve mirasbırakanın ölüm tarihine göre güncellenmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere 31.05.1983 ve 18.06.1990 tarihli akitlerde çekişmeli paylar için ödenen satış bedellerinin mirasbırakanın ölüm tarihinde ulaşacağı miktarın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca tespit edilmesi, tespit edilen miktar üzerinden tenkis raporunun alınması, sabit tenkis oranının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usul ve yasaya uygun olan bozma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi raporlarına göre mirasbırakanın saklı payı aşan kazandırmasının bulunmadığı, tereke dışı kazandırma ile davacının saklı payı zedelenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davacının saklı payına el atıldığının sabit olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı çocuk yaşta iken devredildiğini, temlikten haberdar olmasının mümkün olmadığını, hak arama mücadelesinin ancak babasının ölümünden sonra başladığını, davada öncelikli taleplerinin tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis olduğunu, tenkis taleplerinin de taşınmazın payına ilişkin aynen ifa şeklinde olduğunu, Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden;1937 doğumlu mirasbırakan ...’in 21.07.1998 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ...’ı, davalı oğlu ...’i ve dava dışı eşi ...’i bıraktığı görülmüştür. Celp edilen tapu kayıtları incelendiğinde; dava konusu 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 209 sayılı parselin ( 5.156 m2’lik tarla ) 9/32 payının 31.05.1983 tarihinde, 4/16 payının ise 18.06.1990 tarihinde davalı ... tarafından 3. kişilerden satın alma yoluyla edinildiği, 31.05.1983 tarihli akitte şirket ortağı olan dava dışı ...’nin de pay temlik aldığı kayden saptanmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Bölge adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 189,15 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.