Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8130 E. 2023/5544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince devrettiği taşınmazlar üzerindeki şahsi hakkının ayni hakka üstünlük sağlayıp sağlayamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı hakkının şahsi hak niteliğinde olduğu ve ayni hakkın önüne geçemeyeceği gözetilerek, davacı adına kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulüne, harç ve vekalet ücretine ilişkin düzeltmeler yapılarak kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2520 E., 2022/2515 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret / Kısmen Kabul Kısmen Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/188 E., 2021/17 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak davanın kısmen kabul- kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili ...'in müteahhitlik yapmakta iken işlerinin bozulması sebebi ile davalı ...’den aldığı 105.000,00 TL borcun teminatı olarak maliki olduğu 225 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 5 no.lu bağımsız bölümleri davalı ...’ye, yine...’in talimatı ile maliki olduğu 225 parsel sayılı taşınmazdaki 3 no.lu bağımsız bölümü...’in yakın arkadaşı olan davalı ...’a, 13 no.lu bağımsız bölümü ise...’in eşi olan davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini,...’in temlik aldığı bağımsız bölümleri iade etmesi karşılığında oğlu ...’in maliki olduğu 2946 ada 59 ve 56 parseller ile 2945 ada 90 parsel ve 760 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 9 no.lu bağımsız bölümün davalı ...’e satış suretiyle devredilmesine rağmen davalıların taşınmazları iade etmediğini, davalı ...’in ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/827 Esas, 2014/642 Karar sayılı dosyasında tefecilik suçundan cezalandırıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına tesciline, ayrıca yaşananlar nedeni ile 100.000,000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalılar... ve Ayla iddiaların yersiz olduğunu, davacı ...’in yükümlülüklerinden kurtulabilmek için... hakkında tefecilik yaptığı iddiası ile açılan davaya katılan sıfatı ile dahil olduğunu, dava konusu taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını, iddiaların yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ..., davalı ... ile bir bağının bulunmadığını, taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli ve 2015/416 Esas, 2020/104 Karar sayılı kararıyla; iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle iptal tescil isteklerinin kabulüne, manevi tazminat isteğinin reddine, Mahkeme veznesine depo edilen bedelin davalı ...’ye ödenmesine ilişkin olarak verilen kararın davalılar tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, HMK’nın 31 inci maddesi gereğince davalı ...’in dava konusu taşınmaz devirlerine karşılık davacı ...’e borç verip vermediği, vermiş ise tutarı ve kısmen ya da tamamen geri ödenip ödenmediği konularında izahat ve bu konudaki delilleri sorulup bildirilir ise deliller toplanıp gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taraflardan bu hususta bilgi alınmadan ve taraf delilleri toplanmadan yaptırılan bilirkişi incelemesine dayalı olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iptal tescil isteklerinin kabulüne, manevi tazminat isteğinin reddine, davacılar tarafından Mahkeme veznesine depo edilen bedelin davacılara iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2021 tarihli ve 2021/992 Esas, 2021/1276 Karar sayılı kararı ile; davalılara yapılan devirlerin inançlı temlik niteliğinde olup davalıla... ve...’in davalı ... adına hareket ettiklerinden iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ancak ilk hükmünde depo edilen 10.200,00 TL‘nin davalı ...’e ödenmesine karar verilmiş olup bu karar davacı tarafça istinaf edilmediğinden davalı ... lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle depo edilen 10.200,00 TL‘nin davacılara iadesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak iptal-tescil isteklerinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine, Mahkeme veznesine depo edilen bedelin davalı ...’ye ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 06.04.2022 tarihli ve 2022/548 Esas, 2022/2860 Karar sayılı kararı ile “…Davalılar ... ve ...'ın temyiz dilekçesinin değerden reddine, davalı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;.... Hemen belirtmek gerekir ki, davacı ... adına kayıtlı dava konusu 2946 ada 56 ve 59 parsel, 2945 ada 90 parsel sayılı taşınmaz ile, 760 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün inançlı işlem gereği davalı ...’ye devredildiğinin dosya içeriğindeki belgeler, davalı ...’in beyanları ve ceza dosyası gereği usulünce ispatlandığı gözetilerek anılan taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in bu taşınmazlar yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Davalı ...’nin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava konusu 225 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no.lu bağımsız bölüm dava dışı ... 5 no.lu bağımsız bölüm dava dışı ... adına kayıtlı iken vekilleri ... eliyle davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, davacı ... tarafından her ne kadar dava dışı kayıt malikleriyle arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak taşınmazların kendisine ait olduğu iddia edilmiş ise de bu sözleşmeye dayalı hakkı şahsi hak niteliğinde olup ayni hakkın önüne geçemeyeceği gözetilerek bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilerek, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; dava konusu 225 parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulüne, davacılar vekili tarafından depo edilen 10.200 TL'nin davalı ...'ye ödenmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, davanın inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, Mahkeme kararında dava dışı ... ile ... adına vekaleten devredilen taşınmazlar yönünden davacının ayni hakkının olmadığının ileri sürüldüğünü, dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu 2 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin maliki konumunda olduğunu, taşınmazın kayden maliki görünen kişilerin vekaletname vererek tapu devrinin yapılmasını sağladıklarını, tefecilik dosyasının görüldüğü Ceza Mahkemesindeki verdikleri beyanlarında adı geçen şahısların bu hususları ifade ettiklerini, ayrıca İstinaf Mahkemesince davacı lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, yine istinaf duruşmasına katılmayan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek dava konusu 2 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle ; dava konusu taşınmazlardan 3 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin davacı ... adına tesciline ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın müvekkili üzerinde var olan bağımsız bölümlere ilişkin hiçbir talep hakkının olmadığını, tamamen haksız kazanç için talepte bulunan davacının davasını hiçbir şekilde ispatlayamamasına rağmen verilen tüm kararlarda müvekkilinin ceza dosyasının ön planda tutulup yazılı olarak ispatı gereken inançlı temlikin delili olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahiyeti gereği tanık dinlenmesi mümkün olmayan işbu dosyada, davacının müvekkili ile ceza davasında husumeti olan ceza davasının şikayetçisi olan kişilerin tanık sıfatı ile hukuka aykırı olarak dinlendiklerini, dava konusu taşınmazların müvekkili tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, yapılan işlemlerde bir usule aykırılık ya da muvazaa bulunmadığını, davacının taahhütnamede belirtilen edimlerini yerine getirmediği hususunun dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali, tescil ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 26 ncı, 27 nci ve 97 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 nci maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmında gerekçenin bir kısmının tekrar edilmesi suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine şeklinde hüküm tesis edildiği, böylece 6100 sayılı HMK'nın 297/2 nci maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

3.Öte yandan; Mahkemece kabul hükmü kurulan çekişme konusu 225 parseldeki 3 ve 13 nolu bağımsız bölümler ile 2946 ada 56 ve 59, 2945 ada 90 parseller ve 18 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değerleri toplamının 357.000 TL olduğu, bu değer üzerinden alınması gerekli harç miktarının ise 24.386,67 TL olduğu gözetilmeksizin daha az miktarda harca hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, yine 357.000 TL üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti 53.980 TL iken daha az miktarda vekalet ücretine karar verilmesi de doğru değildir.

4.Yine, istinaf aşamasında yapılan duruşmaya davalılar vekili katılmamasına rağmen ( bildirilen mazeretinin mahkemece reddedildiği anlaşılmakla) hükümde davalılar vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.

5.Ne var ki, anılan hususların yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1.Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; "... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2020 tarih, 2015/416 esas, 2020/104 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı) talebinin kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın dairemizce yapılan incelemesi sonucunda; 13/10/2020 tarih, 2020/1101 esas, 2020/1463 karar sayılı kararı ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine, dair, karar verilmesi sonrasında; ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2021 tarih, 2020/188 esas, 2021/17 karar sayılı dava dosyasında görülen tapu iptali ve tescil (inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı) talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine dair karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemizce dosyanın yapılan inceleme sonucunda; dairemizin 16/06/2021 tarih, 2021/992 esas, 2021/1276 karar sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, dair, kararına yönelik, davalılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 06/04/2022 tarih, 2022/548 esas ve 2022/2860 karar sayılı kararı ile, davalılar ... ve ...'ın temyiz dilekçelerinin değer yönünden reddine, davalı ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile, dairemiz kararının bozulmasına, dair, karar verilmesi sonrasında, bu ilama uyulup, HMK 297 maddesi gereğince, YENİDEN KARAR VERİLMESİNE," kısmının hüküm yerinden çıkarılmasına,

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; harca ilişkin (2/i) bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine 2/i bendi olarak ; "Tapu iptal ve tescil davası yönünden, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihi itibariyle alınması gereken 24.386,67 TL harçtan, peşin alınan 170.78 TL harç ile 7.411,63 TL tamamlama harcının toplamı olan 7.582,41 TL'nin mahsubu ile geriye kalan 16.804,26 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,"

3. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ; vekalet ücretine ilişkin (2/l) bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına ve yerine 2/l bendi olarak ; " Tapu iptal ve tescil davası yönünden davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ne göre kabul edilen miktar üzerinden takdiren belirlenen nispi 53.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,"

cümlelerinin yazılmasına,

4. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının istinaf aşamasındaki vekalet ücretine ilişkin 5.bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına,

hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

16.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

- KARŞI OY -

Dava, inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın tüm taşınmazlar yönünden kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesince de (BAM) istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Ancak Dairemizce "dava konusu 225 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no.lu bağımsız bölüm dava dışı ... 5 no.lu bağımsız bölüm dava dışı ... adına kayıtlı iken vekilleri davacı ... eliyle davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, davacı ... tarafından her ne kadar dava dışı kayıt malikleriyle arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak taşınmazların kendisine ait olduğu iddia edilmiş ise de bu sözleşmeye dayalı hakkı şahsi hak niteliğinde olup, ayni hakkın önüne geçemeyeceği gözetilerek, bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle" bozma kararı verilmiş, BAM tarafından anılan bozma ilamına uyularak anılan parseller yönünden davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş, Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da bu karar onanmıştır.

Kanaatimizce anılan parseller yönünden şahsi hakkın ayni hakkın önüne geçemeyeceği, bir başka ifadeyle davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı hakkını bu davada ileri süremeyeceği yönündeki kabul, yerinde olmayıp davacının söz konusu parseller yönünden mülkiyet hakkının oluştuğunu ispatlaması durumunda davanın bu parseller yönünden de kabul edilmesi gerekir.

Şöyle ki; davacı kayıt malikleri ... ve ... ile müteahhit davacı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş ve bu sözleşmenin 5. maddesinde arsa sahiplerine verilecek daireler dışındaki kalan daire ve dükkan tapularını istenildiğinde müteahhidin istediği kişi veya kişilere verileceği hüküm altına alınmıştır. Davacı da bu iki taşınmazı vekil sıfatıyla davalı ...'ye inançlı temlik kapsamında devrettiğini, davalının ... Asliye Ceza Mahkemesinin E.2013/827, K.2014/642 sayılı kararıyla tefecilik suçundan cezalandırıldığını ve davalının bu taşınmazları kendisine iade etmediğini ileri sürmüştür.

Gerek derece mahkemelerince gerekse de Dairemizce davada inançlı temlik hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil şartlarının oluştuğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Burada uyuşmazlık konusu olan husus söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının dava dışı kişiler adına olması nedeniyle bu davada söz konusu taşınmazlar yönünden iptal ve tescil kararı verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davacı vekili söz konusu taşınmazların dava dışı kayıt maliki sahiplerince gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca verilen vekaletnameye dayalı olarak davacı tarafından davalı ...'ye devredildiğini ileri sürmüş, ceza davasında söz konusu kayıt maliklerinin de bu durumu doğruladığını ifade etmiştir. İnançlı temlik sözleşmesi uyarınca bu taşınmazların haksız bir şekilde davalının elinde bulunduğu, bu sözleşmenin taraflarının davacı ve davalı ... olduğu, dolayısıyla inançlı temlik sözleşmesine dayalı bu hakkın ancak davacı tarafından bu davada ileri sürülebileceği, davacının başka bir hukuki nedene dayalı olarak davalıya karşı tapu iptali ve tescil davası açamayacağı anlaşılmaktadır. Öte yandan kayıt malikleri ... ve ... ile davalı ... arasında bir inanç sözleşmesi bulunmadığından bu kişilerin de ayrı bir dava ile inanç sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı tapu iptali ve tescil davası açmaları mümkün görünmemektedir.

Bu itibarla, bu davada söz konusu taşınmazlar üzerinde davacının mülkiyet hakkı koşullarının oluşup oluşmadığının usulüne uygun olarak yapılacak araştırma neticesinde tespit edilmesi durumunda anılan taşınmazlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği aşikar olup bu yönde açık bir tespit yapılmadan sırf şahsi hakkın ayni hakkın önüne geçemeyeceği biçimindeki kategorik bir değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi kanaatimizce yerinde değildir. Dolayısıyla belirtilen araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle kararın bozulması gerekirken, söz konusu taşınmazlar yönünden anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun onama yönündeki kararına iştirak edemiyorum.