"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 15.02.1991
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 18/01/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı gelmedi. Temyiz edilen davacı ... ..., davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ... ...’in malvarlığının tamamını oluşturan 7, 75, 1649, 1653, 1688, 1714, 1822, 1823, 1985, 2299, 2453, 2455, 2751, 2883 ve 3055 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, asıl amacının bağış olduğunu, yapılan bu tasarruflar ile saklı paylarının zedelendiğini ileri sürerek tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastının bulunmadığını, satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.12.1991 tarihli ve 1991/47 Esas, 1991/274 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile her bir davacı için 12.281,493 ETL tenkis bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 02.06.1992 tarihli ve 1992/2979 Esas, 1992/6480 Karar sayılı kararı ile; "…Davacı dava konusu taşınmaz malın murisle davalı arasındaki sağlar arası tasarrufla, mahfuz hisse kurallarının ihlal edildiğini, sonuç itibarıyla M.K. 507/4 maddesine uygun biçimde tenkisini istemişlerdir. Söz konusu tasarruf tapu sicilinde satış olarak yapılmıştır. Her şeyden önce davacı murisin bu kasıt altında hareket ettiğini isbat etmesi gerekir. Bu yön her türlü delille ispatlanabilir. Taraflardan bu konuda delilleri sorulup toplanmadan, muristen kalan ve tasarruf dışı diğer mallar hakkında taraflardan bilgi alınmadan, bu konu hakkında ihtilaf çıkarsa, bu ihtilaf hadise şeklinde çözümlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır…" gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayıları belirtilen kararı ile; tarafların imzasını taşıyan 26.06.1996 tarihli “keşif zaptı” ile davacılar ve davalı arasında sağlanan anlaşma gereğince davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardan 7, 1649 ve 1653 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle, mirasbırakan babasının maddi açıdan geçimini sağlayabilmek amacıyla dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında sattığını, baba toprağını yabancı kişilere satılmaması için taşınmazları satın aldığını, mirasbırakan babasının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını ve ona baktığını, davacıların saklı paylarına tecavüz edilmediğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, murisin Osmaneli hudutlarında yer alan taşınmazlarının dosya arasına alınmadığını ve tenkis hesabına dahil edilmediğini, davacıların dava konusu taşınmazların değeri üzerinden harç yatırmadıklarını, bir kısım tanıkların dinlenilmediğini, dinlenen tanıklara da gerekli soruların sorulmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan 746 sayılı ... Kanunu Medenisi'nin 426 ıncı maddesinde "Tereke mevcudunu veya vasiyeti ifa ile mükellef kimseye edilen teberru miktarını veya tasarruf nisabını tecavüz eden vasiyetlerin mütenasiben tenkisi talep olunabilir. Vasiyeti ifa mükellefiyeti kendisine tahmil edilen kimse, mirasçılığı veya lehine vakı teberruu ret yahut müteveffadan evvel vefat veya mahrumiyetine karar sudur etse bile, vasiyet tenfiz olunur. Kanuni veya mansup mirasçı, mirası reddetmiş olsa bile kendi lehine vasiyet edilen şeyi talep edebilir."; 502 nci maddesinde "Mahfuz hisselerinin baliğ olduğu miktarı alamıyan mirasçılar, tasarruf nisabını tecavüz eden teberruun tenkisini dava edebilirler. Müteveffanın, hilafını kasdettiği tasarruftan anlaşılmadıkça kanuni mirasçıların hisselerine dair tasarrufta mevcut hükümler, alalade taksim kaideleri gibi telakki olunur." 503 üncü maddesinde "Mahfuz hisseli mütaaddit mirasçılara ölüme bağlı tasarruf tarikı ile yapılan ve tasarruf nisabını tecavüz eden teberrular, bu mirasçılardan herbirine mahfuz hissesinden fazla düşen miktarlarla mütenasip olarak tenkise tabidir"; 504 üncü maddesinde "Mahfuz hissesine tecavüz edilen mirasçıya ait tenkis davası; iflas halinde masasına ve borcu ödemekten aczi takdirinde miras açıldığı zaman acze dair icra vesikasını hamil bulunan alacaklılarına; alacakları nisbetinde intikal eder. Bunlar tarafından ihtar edildiği halde mirasçı davayı ikame etmemiş ise onun hakkında mer'i müddet zarfında kendi namlarına dava ikame edebilirler. Miras ... iskat olunan mirasçı, iskata itiraz etmediği takdirde dahi hüküm bu veçhiledir."; 505 ... maddesinde "Tasarrufu yapan kimsenin, hilafını kasdettiği tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasçı nasbolunan veya kendilerine diğer bir surette teberru edilen kimselere ait hisseler, mütenasiben tenkise tabidir. Muayyen şeyleri teslim mükellefiyetiyle mukayyet olarak yapılan teberrular tenkise tabi oldukları takdirde, tasarrufu yapan kimsenin hilafını kasdettiği anlaşılmadıkça; kendisine teberru vaki olan kimse, teslimi ile mükellef olduğu muayyen şeylerin dahi mütenasiben tenkisini talep edebilir."; 506 ncı maddesinde "Kıymetine noksan gelmeksizin taksimi kabil olmayan muayyen bir mal vasiyet edilip te işbu vasiyet tenkise tabi olursa; lehine vasiyet yapılan kimse, dilerse tasarruf nisabı miktarını nakden alır dilerse tenkisi lazımgelen miktarın kıymetini verip o malı talep eder."; 507 nci maddesinde "Aşağıdaki tasarruflar, ölüme bağlı teberrular gibi tenkise tabidir. 1 –İadeye tabi olmamak üzere miras hissesine mahsuben cihaz, teessüs masrafı yahut mal terki şeklinde vaki ölüme bağlı olmayan teberrular. 2 – Miras haklarının berveçhi peşin tasfiyesi maksadiyle yapılan teberrular. 3– Hibe edenin, kayıtsız ve şartsız rücua ... olan hibeler ile adet üzere verilen hediyeler müstesna olarak, vefatından evvelki bir sene içinde yapılmış hibeler. 4 – Mahfuz hisse kaidelerini bertaraf etmek kasdiyle yapıldığı aşikar olan temlikler."
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 151 ... maddesinde "Zabıt katibi hakimin nezareti altında tahkikat ve muhakematın cereyanını zabıtnameye kaydeder. Zabıtname, mahkemenin ve hakimlerin isimlerini, tahkikat ve muhakematın cereyan ettiği mahalli, celsenin açıldığı gün ve saati, iki tarafın ve vekillerinin isimlerini, cereyan eden muhakeme ve muamele ile iki tarafın ne gibi evrak ibraz ettiklerini, muhakemenin aleni icra kılındığını veya aleniyetin ref'ini icap eden esbabı, ikrarı veya sulhu veya davaya kısmen veya tamamen nihayet veren feragati, hulasai iddia ve müdafaatı, şuhut ve ehli hibrenin beyanatını, münaziunfihin keşif ve muayenesi halinde rapor hulasasını ve ittihaz olunan kararla sureti tefhimini ihtiva eder. Zabıtnamade raptedildiği zikrolunan vesikalar münderecatı da zabıtname metni hükmündedir. Hakim tarafından mezuniyet verilmedikçe iki taraf veya vekilleri ifadelerini zabıtnameye imla suretiyle yazdıramazlar. ..., iki tarafın ifadeleri hülasasını alenen söyliyerek zabıtnameye yazdırır. Zabıtnamenin, şahitlerin ve ehlihibrenin ifadelerine ve iki tarafın ikrar ve sulh ve feragatine taallük eden kısımları bunların huzurunda okunarak kendilerine imza ettirilir." hükümleri düzenlenilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.