"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1370 E., 2022/1198 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/291 E., 2022/84 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacı ...'nun bir kısım taşınmazlarını diğer davacı ...'a geçici olarak devrettiğini ancak taşınmazları tasarrufunda tutmaya devam ettiğini, davacı ...’nın paraya ihtiyacı olması nedeniyle 2013 yılında davalı ... ile inanç sözleşmesi yaparak anılan davalıdan aldığı borcun teminatı kapsamında dava konusu 13 nolu bağımsız bölümü davalı ...'nin isteği üzerine diğer davalı ...'e vekaleten temlik ettiğini ve davacı ...’nın dava konusu taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, 2013 yılı Kasım ayına kadar borç ödemelerini yaptığını fakat daha sonra ödeme güçlüğüne düştüğünü ileri sürerek öncelikle inanç sözleşmesindeki faizin yasal sınırlara çekilmesini ve önceki ödemeler de dikkate alınarak depo kararı verilmek suretiyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tescilini, depo kararının ikmal edilememesi halinde ise inanç sözleşmesindeki faizin yasal sınırlara çekilmesi ve önceki ödemeler de dikkate alınarak hesaplanan miktarın taşınmazın rayiç değerinden mahsup edilmesi ile bakiye bedelin faizi ile birlikte davalıya ödenmesini talep etmiş, aşamada taşınmazın el değiştirmesi üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 125 inci maddesi uyarınca seçimlik haklarını bedel yönünden kullanmış, davacı ...’nun ölümü üzerine mirasçısı davaya dahil olmuştur.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; davalının, davacı ...'na 250.000,00 TL borç para verdiğini, bunun 15.02.2013 tarihli sözleşme ile teyit edildiğini, bunun için davalıya taşınmaz devredilmediğini, taşınmaz maliki ile taşınmazın temlik edildiği kişinin anılan sözleşmede yer almadığını, işlemin inançlı işlem olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmenin çok cüzzi bir kısmını ifa ettiğinden davalıyı mağdur ettiğini, alıcı ve satıcının inanç sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalının davacıya edimini ifa etmesi için başvurduğunu, taşınmazın kimin adına tescil edileceğinin dahi belli olmadığını, davacının 250.000,00 TL'yi ödemediğini ancak nemalarını sınırlı olarak ödediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının inanç sözleşmenin tarafı olmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, inançlı işlemin sonradan yapılamayacağını, davacının öncelikle kendi edimini yerine getirmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı ...’nın davalılardan ...'dan faizli borç para aldığı, buna karşılık dava konusu edilen taşınmazı davalı ...'ın yönlendirdiği diğer davalı ...’a devrettiği, yapılan bu işlem inançlı işlem olduğu ve davacı tarafın terditli talebi üzerinden yargılamaya devam edeceğini beyan ettiği, sözleşmede belirlenen faiz oranının yüksek olduğu, yasal sınırlara çekilmesi neticesinde ana para ve faiz toplamının dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinden düşülmesi sonucunda davacının davalılardan 113.754,00 TL alacaklı olduğunun saptandığı, davacı ...'in inanç sözleşmesine taraf olmadığı ve aktif husumeti bulunmadığı gerekçesi ile davacı ... yönünden davanın reddine, terditli bedel isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; soruşturma dosyasında alınan ifadelerin usul ve yasaya aykırı olarak alındığı hususunda itirazda bulunduklarını, takipsizlik ile sonuçlanan şikayet sürecinde alınan ifadelere dayanılarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığını, sözleşmede taraf olmayan davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ana para, gecikme faizi ve cezai şartın eksik hesaplandığını, yapılan kısmi ödemelerin ana para borcuna değil faiz borcunun bir kısmına mahsuben yapıldığını, ana para borcunun ödenmediğini, cezai şartın ise hesaplanmadığını, ikinci defa keşif yapılmasını gerektirir bir durum bulunmadığını, keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini, taşınmazın ikinci keşif tarihindeki mevcut durumunun ilk keşif tarihindeki durumuna göre çok farklı olduğunu, devri tarihinde taşınmazın metruk vaziyette olduğunu, ilk keşfe tarafların itiraz etmediğini, davacı tarafın daha akdi imzaladığı anda ödeyeceği faizi ve devamında da borcun ödenmemesi/gecikmesi durumunda nasıl bir borç ve yükümlülük altına gireceğini bildiğini, davacının öncelikle buna göre ödeme yaptığını, bu hususta hiçbir itiraz ve çekince ileri sürmediğini, faiz oranının yüksek kabul edilemeyeceğini, hesaplama yapılırken taşınmazın devir tarihindeki değerinin dikkate alınması gerektiğini, davacıların 15.09.2019 tarihinden itibaren temerrüde düştüklerini, belirtilen tarihten itibaren ödenmeyen alacaklar için sözleşmedeki cezai şartın tahakkuk ettirilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirtip İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın borç para temini amacıyla davalılardan ... adına tescil edildiği, davalı ...’ün 04.03.2015 tarihli verdiği ifadesinde taşınmazın devri sırasında herhangi bir bedel ödemediğini, taraflar arasındaki işlemin ne olduğuna sonradan vakıf olduğunu belirttiği, İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın değeri tespit edilerek yapılan ödemeler de düşüldükten sonra bedele hükmedilmesinin yerinde olduğu, davalı taraf taşınmazda bir takım iyileştirmeler yaptığını ileri sürmüş ise de taşınmazı iade edilmek üzere aldığından bu itirazların yerinde olmadığı gerekçesi ile davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğine esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88, 97 ve 120 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ... ’ın 15.02.2011 tarihinde davacı ...’nu vekil tayin ettiği, davacı Ramzan’nın dava konusu 6383 parseldeki 13 numaralı bağımsız bölümü 13.02.2013 tarihinde vekaleten davalı ...’e temlik ettiği ve davalı ... ile 15.02.2013 tarihinde “ANLAŞMA” başlıklı belgeyi düzenlediği, davalı ...’nın yargılama aşamasında 30.05.2014 tarihinde dava konusu taşınmazı dava dışı 3. bir kişiye devrettiği, davacılar vekilinin HMK’nın 125 inci maddesi uyarınca seçimlik haklarını bedel yönünden kullandıklarını bildirdiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK’nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 5.827,91 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.