Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8370 E. 2023/5881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile birlikte yaşayan davalının, davacıyı kandırarak adına kayıtlı taşınmazı devralıp devri resmiyete döktükten sonra terk etmesi sebebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının içinde bulunduğu üzüntülü durumu ve olası adli sonuçları kullanarak, resmi evlilik vaadiyle davacıyı kandırdığı, iradesini sakatlayarak taşınmazın devrini sağladığı ve sonrasında da evlenmekten vazgeçerek davacıyı terk ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin hile unsurunu değerlendirmemesi isabetsiz bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/651 E., 2022/1578 K.

DAVA TARİHİ : 05.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/319 E., 2021/467 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak vekalet ücreti bakımından düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, gayri resmi birlikte yaşadığı davalının kendisini kandırıp iradesini yanıltarak adına kayıtlı olan dava konusu 194 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümünün 23.11.2016 tarihinde satış göstermek suretiyle bedelsiz olarak devrini sağladığını, davalının baskılar yaparak oturdukları evi kendi üzerine yapmasını istediğini, psikolojisi ile oynadığını, yargılanıyor olması nedeniyle duygusal çöküntü içinde bulunması, korkularının üzerine gidilmesi ve evlilik vaadi ile kandırılması sonucu taşınmazı devrettiğini, sonrasında davalının sudan sebeplerle kavga çıkardığını, evi terk etmekle tehdit ettiğini ve resmi nikaha yanaşmadığını, çekip gittiğini, davalı ile konuşmaya çalıştığını, evi geri istediğini, davalının ise evi vermeyeceğini söylediğini, bu aşamadan sonra davalının kendisini hile ile kandırdığını, asıl amacının evi gasp etmek olduğunu anladığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının yakın akrabaları aracılığı ile davacıyla tanıştığını, davacıdan maddi anlamda bir talebi olmadığını, sonraki konuşmalarında davacının "altın, eşya istemezsen kredi borcunu ben öderim" dediğini, 23.08.2015 tarihinde aralarında yüzük takıldığını, mehir olarak ortada kalmaması için evini üzerime yapacağını söylediğini, birlikte yaşamaya devam ettiklerini ancak davacının resmi nikah yapmaktan kaçındığını, iddiaların gerçek dışı olduğunu, dava konusu taşınmazın bedelsiz devrinin davacının ailesinin bilgisi dahilinde yapıldığını, davacının kendi özgür iradesi ile taşınmazı verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından yapılan değerlendirmenin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, terditli tazminat talebi yönünden değerlendirme yapılmadığını, dinlenen tanıkların açıkça davalının hileli davranışlarını ortaya koyduğunu, davanın süresinde açıldığını, delillerin eksik toplandığını, davalının maaş ve kredi kayıtlarının tam olarak getirtilmediğini, değerlendirme dışı tutulduğunu, davalının aldatmaya yönelik eylemlerini huy haline getirdiğine dair sunulan delillerin değerlendirmediğini, iddianın sabit olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerçek değerinin yapılan keşif neticesinde belirlendiğini ve eksik harcın ikmal edildiğini, davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek vekalet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının evden ayrılma tarihine ve davacı iddialarının ileri sürülüş biçimine göre davanın yasal bir yıllık süre içinde açıldığı, davacının iradesi ile devir işleminin yapıldığı, öte yandan devrin davalının aldatmaya yönelik eylemleri ile yapıldığı iddiasının usulünce kanıtlanamadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak dava değerinin harçlandırıldığı, buna rağmen davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiği gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile (aldatma) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı TBK'nın 36/1 inci ve 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, davacı ...'nin 194 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 1 numaralı bağımsız bölümünü 23.11.2016 tarihinde satış suretiyle davalı ...'a devrettiği anlaşılmaktadır.

2. Somut olaya gelince; davacının 21.09.2014 tarihinde kendisinin kullandığı araç ile kaza yapması neticesinde araç içerisinde bulunan eşi Sevim'in ve arkadaşı...in yaralandığı ve 22.09.2014 tarihinde öldükleri; dinlenen davacı tanıkları, davacının ceza davası nedeniyle taşınmazı kaybetmemek için davalıya devrettiğini, tarafların bir süre birlikte yaşadıklarını, davalının davacıyla birlikte yaşadığı evi terkettiğini, davacının davalının eve geri dönmesini ve barışmak istediğini, ancak davalının geri dönmek ve resmi nikah yapmak istemediğini beyan etmişler; davalı ise, dava konusu taşınmazın kendisine mehir olarak verildiğini, 23.08.2015 tarihinde aralarında yüzük takıldığını, birlikte yaşadıklarını savunmuş; davalı tanıkları da davacının kendi isteğiyle davalıyla evlenmeleri nedeni ile dava konusu taşınmazı davalıya devrettiği yönünde beyanda bulunmuşlardır. Davalı 23.08.2015 tarihinde nikah yapıldığını beyan etmiş, bu evlilik nedeni ile devredildiğini söylediği dava konusu taşınmaz ise 23.11.2016 tarihinde temlik edilmiştir. Tüm bu hususlar, toplanan diğer deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalının, davacıyı içinde bulunduğu üzüntülü durumu ve muhtemel adli sonuçları kullanarak kendisiyle resmen evleneceği hususunda iradesini sakatlayarak devri sağladığı, sonrasında da evlenmekten vazgeçip, davacıyı terk ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları itibariyle bağımsız bölüm şeklindeki taşınmazın mutat nişan hediyesi olarak değerlendirilemeyeceği, davalının devrin bedelsiz olduğunu kabul ettiği, bu şekilde hilenin bütün unsurları itibariyle gerçekleştiği, davacının iradesinin sakatlanmasıyla taşınmazın devrinin sağlandığı sonucuna varılmaktadır.

3. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.