Logo

1. Hukuk Dairesi2022/8428 E. 2023/5017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararı sonrası yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için tebligatı çıkaran merci tarafından adresin Adres Kayıt Sistemi'ndeki adres olduğu hususunda bir şerh verilmesi gerektiği, bu şerh olmaksızın yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve davacıya yeni tensip zaptının usulsüz tebligat nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/423 E., 2022/2 K.

DAVA TARİHİ : 25.12.2014

HÜKÜM/KARAR : Davanın açılmamış sayılması

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asiller dava dilekçesinde; ..... İlçesi ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra, 18.09.2014 tarihinde 166.190,11 metrekare yüzölçümü ile hali arazi vasfıyla Hazine adına ihdasen tapuya tescil edilen 118 parsel sayılı taşınmaz hakkında, irsen intikal, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı olduğunu bu nedenle davanın idareleri yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; tapulama harici bırakılan taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için imar ihyasının tamamlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.04.2016 tarihli ve 2014/893Esas, 2016/644 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 118 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 20.11.2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 166.190,11 metrekare yüzölçümlü kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 14.09.2020 tarihli ve 2017/2510 Esas, 2020/2997 Karar sayılı kararıyla, eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozma Kararı Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dosyanın 15.09.2021 tarihli duruşmada işlemden kaldırıldığı, taraflarca yasal süresi içerisinde yenilenmediği ve davanın takip edilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 150/5 inci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; bozma ilamı sonrası tensip zaptının kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini, duruşma tarihinden haberi olmadığını, ilk tebligatın Tebligat Kanunu 21/2'ye göre gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescşl istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 ve 21 inci maddesi, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16 ve 30 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tebligat, yargılamada temelini Anayasada ve temel insan haklarında bulan adil yargılanma hakkı, onun devamı niteliğindeki hukukî dinlenilme hakkı, bu çerçevede kişinin kendisi ile ilgili yargılamadan haberdar olma ve bilgilenme hakkıyla doğrudan ilgilidir. Hukuki dinlenilme hakkı, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36 ıncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 27 nci maddesinde düzenlenmiş olan hukuki dinlenilme hakkının unsurları arasında olan bilgilenme hakkının, maddede sayılan diğer unsurlar olan açıklama ve ispat hakkı ile ilgili açıklamaları mahkemenin dikkate alarak değerlendirmesi, unsurlarının gerçekleşebilmesi için de öncelikle sağlanması gerekli olan bir haktır. Bilgilenme hakkının sağlanabilmesinin en temel aracı da tebligat olup, öğrenmeyi sağlayacak usulüne uygun tebliğler yapılmaksızın yargılama yapılıp karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesine ve sonuçta kişinin adil yargılanmamış olmasına neden olacaktır. Hak arama süreci tebligat ile başlar ve tebligat ile sona erer. Hukukî dinlenilme hakkının gereği olarak tebligatın, Tebligat Kanunu'nun öngördüğü usul dairesinde gerçekleştirilmesi gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 20.11.2020 tarihli, 2019/2 Esas, 2020/3 Karar. sayılı kararı)

2. 7201 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi (tebligatın bilgilendirme fonksiyonu) ve bu hususların belgeye (tebligatın belgelendirme fonksiyonu) bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, kanun ve yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. 7201 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Nitekim, kanunun ve yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı yerleşik yargısal içtihatlarda da açıkça vurgulanmıştır. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.02.2023 tarihli, 2022/6-976 Esas, 2023/32 Karar. sayılı kararı.)

3. Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Yönetmeliğin 16 ncı maddesi uyarınca bilinen en son adresin tespitinde tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.

4. Tebligat Kanunu’nun 10 uncu maddesine 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkrası ile bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılacağı düzenlenmiştir.

5. Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21 inci maddesine 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkrasında; gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayıldığı düzenlemesi yer almaktadır.

6. Yukarıda belirtilen düzenlemelerde terditli bir tebligat söz konusudur. Muhataba önce bilinen en son adresi esas alınarak (normal yolla) tebligat çıkarılması gerekir. Bilinen adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi (mernis adresi), bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, tebligat buraya yapılır. 7201 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre mernis adresi bilinen en son adres kabul edilerek çıkarılacak tebligatlarda, tebligatı çıkaracak merci tarafından yönetmeliğin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aynı yönetmeliğin 79 ncu maddesinin ikinci fıkrasına göre açık mavi renkte bastırılan tebligat zarfına, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanununun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir. Böylece gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğundan, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat yapılabilecektir. Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi, başkaca araştırma yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kabul edildiğinden, tebligatı çıkartan merci veya posta memuru başkaca bir adres araştırması da yapmayacaktır.

7.Tebligat Kanunu’nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işlem yapılabilmesi için tebligatı çıkaran merciin adresin, adres kayıt sistemindeki adres olduğunun kanun ve yönetmeliğe uygun olarak tebliğ evrakında belirtmesi (meşruhat vermesi, şerh düşmesi) gerekir (............, Tebligat Hukuku, Ankara 2018, s. 409). Tebligat evrakında bu hususla ilgili meşruhat (şerh, açıklama) yer almalıdır. Aksi hâlde tebliğ memurunun tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapıldığını ve buna göre hareket etmesi gerektiğini anlayamaz. Bu nedenle, 7201 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin sekizinci bendine göre "tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın" teblig mazbatasında gösterilmesi zorunluluğu vardır. Şayet, tebliğ evrakında bu adresin "adres kayıt sistemi"ndeki adres olduğu yolunda bir açıklama yoksa 7201 sayılı Kanunun 21/2 maddesi uygulanmaz; bu durumda tebliğ memuru 7201 sayılı Kanun'un 21/1 maddesini uygular (........., Tebligat Hukuku, Ankara 2022, s. 126).

8. Anılan yasal düzenlemelere göre tebligatı çıkaran merci tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.

9. Dosya kapsamından, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı sonrası Mahkemece duruşma gününü içerir yeni tensip zaptının davacı ... ve Emin'e, daha önce bilinen en son adrese herhangi bir tebligat yapılmadan ve Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca tebliğ yapılacağına dair şerh düşülmeden, doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2 hükmü uyarınca mahalle muhtarına yapıldığı anlaşılmıştır.

10. Doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2 hükmü uyarınca yapılan usulsüz tebligat sonrası 2021/423 Esas üzerinden görülen yargılamada, 15.09.2021 tarihli celseye davacıların duruşmadan haberdar olduğu halde, mazeret bildirmeden duruşmaya gelmediği gerekçesiyle HMK'nın 150/1 hükmü gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş; 06.01.2022 tarihinde de tarafların yasal süre içinde dosyanın yenilenmesini talep etmedikleri gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

11. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere muhataba önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat çıkartılmalı, bu tebligat yapılırken Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümleri göz önüne alınmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa o zaman adres kayıt sistemindeki adresine MERNİS adres olduğuna ilişkin şerh de düşülmek suretiyle Tebligat Kanunu'nun 21/2 nci maddesi uyarınca tebligat yapılması gerekir.

12. Hal böyle olunca, davacı ... ve Yusuf'a bozma kararı sonrası yeni tensip zaptının usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, yargılamaya katılımlarının sağlanması ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında işaret edilen eksikliklerin giderilmesi gerekirken, usulsüz tebligatla davayı takip etmediklerinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı asilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.