Logo

1. Hukuk Dairesi2022/870 E. 2022/4239 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'un 90 yaşında iken, temyiz kudretini etkileyecek derecede demans, prostat ve yaşlılığa bağlı birçok sağlık sorunu yaşarken, ölümünden kısa bir süre önce, 69, 121, 123, 139, 261(yeni 321 ve 322 parsel), 264, 96 parsel, 533 ada 27, 487 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını davalılardan görmüş olduğu maddi ve manevi cebir sonucunda, serbest iradesinin dışında muvazaalı olarak davalılar ..., ..., ... ve ...'e devrettiğini, davalılardan ...'in de 321 parsel sayılı taşınmazı ifrazından sonra diğer davalı ...'e devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, devirlerde muvazaa bulunmadığını, taşınmazların bağışlandığını, ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mal kaçırma olmadığını, semenin mutlaka para olması şart olmayıp, emek veya hizmet de olabileceğini, mirasbırakanın bakımı ve ihtiyaçları ile kendilerinin ilgilendiklerini, minnet sonucu taşınmazların devredildiğini, mirasbırakanın dava konusu 96 parsel sayılı taşınmazı devretmesinin nedeninin vicdan borcu olduğunu, davalı ...'in babası, mirasbırakanın torunu olan ...'nin mirasbırakanı tehdit eden kişilerce öldürüldüğünü, bu nedenle ... ...'in beş buçuk aylık iken yetim kaldığını, bu duruma üzülen mirasbırakanın anılan parseli davalı ... ...'ye bağışladığını, davacıların mirasbırakan babaları ile ilgilenmediklerini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, davalı ...'e yapılan satışın ise gerçek olduğunu, temlikler sırasında mirasbırakanın temyiz kudretini etkileyecek bir hastalığı bulunmadığını, 533 ada 27 ve 487 ada 4 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ile davalılar ... ve ...'in birlikte çalışıp kazandıkları paralar ile satın alındığını, davacıların iddialarının doğru olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2016/757 E., 2020/159 K. sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre mirasbırakanın işlemlerin yapıldığı tarihler itibari ile fiil ehliyetini haiz olduğu; öte yandan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle dava konusu (eski 321) yeni 155 ada 9 parsel, (eski 322) yeni 155 ada 8 parsel ve (eski 264) yeni 119 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar bakımından muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemi yönünden davanın kabulüne; TMK'nın 565/3 üncü maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde adet üzerine verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlama işlemlerinin mutlak suretle tenkise tabi olduğu gerekçesiyle dava konusu (eski 69) yeni 119 ada 10 parsel, (eski 139) yeni 113 ada 3 parsel, (eski 121) yeni 116 ada 2 parsel, (eski 123) yeni 116 ada 4 parsel, 487 ada 4 parsel ve 533 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; davalılardan ...'a yapılan bağışlama işleminin ise saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacı ile yapıldığı gerekçesiyle dava konusu (eski 96 parsel) yeni 116 ada 23 parsel sayılı taşınmaz yönünden tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme sonucu, delillerin değerlendirmesinde hataya düşülerek, tanık beyanlarının objektif değerlendirilememiş olması sebebiyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapu iptali ve tescil kararının doğru olduğunu, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden verilen tenkis kararına ilişkin istinaf talebinde bulunduklarını, bu taşınmazlar yönünden de tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tenkis hesabının hatalı olduğunu, öncelikle dava konusu 533 ada 27, ve 487 ada 4 parsel sayılı taşınmazların değerinin eksik ve hatalı hesaplandığını, buna göre saklı payın da gerçek değerinin altında belirlendiğini, mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğu belirlenmişse de, baskı altında olduğunun, şiddet gördüğüne dair ses kayıtlarının ve Tekirdağ 2. Sulh Ceza Mahkemesindeki hususların değerlendirme dışı bırakıldığını, muvazaanın varlığının açık ve dosya kapsamındaki deliller ile sabit olduğunu, ses kayıtları döküm raporuna hükümde yer verilmediğini, mal kaçırmanın sabit olduğunu, tenkis hükmü ile yetinilmemesi, tapu iptali ve tescil isteği yönünden dava konusu tüm taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kanunlara, içtihatlara, hukuka, dosya münderecatına uygun olmadığını, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilemeyeceğini, mirasbırakanın dava konusu eski 261 parsel sayılı taşınmazı bedeli karşılığında davalılar ... ve ...'e sattığını, davalı ...'in bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini, kararda hem ret hem kabul bulunduğunu, yargılama giderleri, harç ve masrafların davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanmadığını, davacılar lehine vekalet ücretinin fazla hesaplandığını, davalılar lehine de vekalet ücretine

hükmedilmesi gerektiğini, tenkis talebi yönünden de davanın reddedilmesi gerektiğini, 487 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki bina değerinin de hesaplamaya dahil edildiğini ancak arsa değerinin hesaplanması gerektiğini, davalılar ... ve ...'e emeklerinin karşılığının verildiğini, bağışlamaların nedeninin saklı pay kurallarını etkisiz kılmak olmadığını, temlikler ile davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini, bilirkişi ve mahkemenin hesaplamalarının yanlış olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 20/12/2021 tarihli ve 2020/1317 E., 2021/1781 K. sayılı kararıyla; Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; muris muvazaasının yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre ispatlanarak sabit olmasına, mirasbırakanın satış için ihtiyacı olmamasına, davalılarca bedel ödendiğine dair hiçbir belge ve bilgi dosyada bulunmamasına, mal kaçırılanların mirasbırakanın kızları, hukuk ve kanuna aykırı olarak edinenlerin mirasbırakanların erkek altsoyu olmasına ve muvazaanın tüm taşınmazlar yönünden sabit olmasına rağmen, miras payları oranında iptal-tescile hükmedilmeyen, tapu iptali ve davacılar adına tescile karar verilmesi gereken ancak tenkise tabi tutulan taşınmazlar yönünden kararın bozulmasına/düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talep etmiştir.

2.2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek, istinaf talepleri nazara alınmadan karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemlerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.

3.2.3. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil, tenkis davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

Dosya içeriğine göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından, ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ...'a devredilen (eski 264) yeni 119 ada 12 parsel sayılı taşınmaz yönünden anılan taşınmazın keşfen saptanan toplam 35.144,90 TL değeri üzerinden her bir davacının 1/4 miras payına karşılık gelen değer 8.786,22 TL olmakla; tenkis isteği bakımından bağış suretiyle davalı ...'a devredilen (eski 96) yeni 116 ada 23 parsel sayılı taşınmaz yönünden anılan taşınmazın keşfen saptanan toplam 292.969,50 TL değeri üzerinden her bir davacının 1/4 miras payına karşılık gelen değer 73.242,37 TL, kaldı ki bu taşınmaz yönünden tenkise hükmedildiği ve hükmedilen tenkis bedeli de toplam 21.855,86 TL olmakla; temyize konu edilen miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kalmaktadır.

3.3.2. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre dava konusu 155 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescile; 487 ada 4, 533 ada 27, 119 ada 10, 113 ada 3, 116 ada 2 ve 116 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tenkise karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

1. (V./3.2.3.) no.lu paragrafta yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca ve (V./3.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; dava konusu 119 ada 12 parsel ve 116 ada 23 parsel yönünden yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin REDDİNE,

2. (V./3.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; dava konusu 155 ada 8 ve 9, 487 ada 4, 533 ada 27, 119 ada 10, 113 ada 3, 116 ada 2 ve 116 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 23.667,91 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalılardan alınmasına, aşağıda yazılı 80,70 TL fazla yatırılan harcın da davacılara iadesine; 26/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.