"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/257 E., 2021/173 K.
DAVA TARİHİ : 03.06.2014
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.11.2019 tarihli, 2019/4715 Esas, 2019/6915 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 112 ada 84 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazın miras yoluyla kendisine kaldığını ve 100 yılı aşkın zamandır eklemeli şekilde kendisi tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiştir.
2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumetin vekil eden belediye yerine ...’na yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma kararı sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki dosya kapsamına göre taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.06.2015 tarihli, 2014/321 Esas, 2015/139 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla süredir davacı tarafından zilyet edildiği, taşınmazda zilyetlikle iktisap şartlarının davacı lehine oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 112 ada 84 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.11.2019 tarihli, 2019/4715 Esas, 2019/6915 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, dava konusu taşınmaza komşu 112 ada 85 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak örneği ile varsa dayanağı belgelerin getirtilmediği, taşınmazın doğu ve güney hudutlarında 112 ada 75 sayılı mera parseli bulunduğu halde taşınmazın komşu mera parselinden ne şekilde ayrıldığının ziraat mühendisi bilirkişi raporunda açıklanmadığı, taşınmazın niteliği gereği zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığının usulünce belirlenmediği, tapu kaydının oluşumuna esas Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen belirtmelik tutanakları ile varsa belirtmelik tutanağına esas alınan kayıt ve belgeler ile tevzi parseline ilişkin haritanın getirtilmediği, yerel bilirkişilerin zilyetliğe ilişkin soyut beyanları esas alınarak hüküm kurulduğu belirtilip sözü edilen eksikliklerin giderilerek dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi ve mahallinde yeniden keşif yapılarak Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 27.04.2021 tarihli, 2019/257 Esas, 2021/173 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın davacıya miras yoluyla taksimen kaldığı, yine taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup davacı tarafından en az 40-50 yıldır eklemeli şekilde zilyet edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 112 ada 84 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46 ncı maddelerinde öngörülen koşulların davacı lehine gerçekleşmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, ...ilçesi,...köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 112 ada 84 parsel sayılı 12.574,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmazın ... oğlu ...’in işgalinde olduğu gösterilerek Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşan tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi Mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma ve bozma ilamında işaret edilen hususları eksiksiz olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar. Hükmüne uyulan bozma ilamında; dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının oluşumuna esas Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen belirtmelik tutanakları ile varsa belirtmelik tutanağına esas alınan kayıt ve belgelerin getirtilmesi gereğine değinildiği halde bu kayıt ve belgeler getirtilerek dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 112 ada 75, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmemiş ve yöntemince mera araştırması yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının oluşumuna esas Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen belirtmelik tutanakları ile varsa, belirtmelik tutanağına esas alınan kayıt ve belgelerin getirtilmesi için Kadastro Müdürlüğü’ne, Tapu Müdürlüğü’ne, ...’na ve ...’na yazı yazılarak ilgili kayıt ve belgeler dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 112 ada 75, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilerek dosya arasına alınmalı, Harita Genel Müdürlüğü’nden dava konusu taşınmaza ait 1966 yılından geriye doğru temin edilebilen en eski streoskopik çift hava fotoğrafları getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Keşif sırasında, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı, zaman içinde meradan açma yapılmak suretiyle kullanılıp kullanılmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanların çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını, dava konusu taşınmazla sınırındaki mera parseli arasında doğal ya da yapay ayrıcı unsur bulunup bulunmadığını, meradan açma olup olmadığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında mevcut ve getirtilecek olan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, bilirkişiden taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir rapor alınmalı; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenip çakıştırma yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tevzi haritasındaki konumunu ve özellikle dava konusu taşınmaz ile komşu mera parselinin konumunu yan kesit krokisi ile gösteren denetime açık krokili rapor alınmalı; böylece tevzi tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 46/1 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususları araştırılmalı; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu taşınmaz Hazine adına kayıtlı olduğu halde, dahili davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması da isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.