"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
.....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istekli dava sonunda Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli 2017/1016 Esas, 2021/209 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/12/2021 tarihli 2021/1343 Esas 2021/1322 Karar sayılı kararıyla HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen adli yardım talebine dayalı ve duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 02/06/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili gelmedi. Temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ..... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... Kapuz v.d. gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu dava konusu 322, 311, 321, 749, 512, 310, 908 ve 275 parsel sayılı taşınmazları, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 12/02/2016 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğlu Şemsi’ye temlik ettiğini, davalı ...’nin de bu taşınmazları mirasbırakanın ölümünden bir gün sonra 07/07/2017 tarihinde diğer davalı ...’a muvazaalı olarak satış yoluyla devrettiğini, özellikle kız çocuklardan mal kaçırıldığını ileri sürerek, dava konusu 322, 311, 321, 749, 512, 310, 908, 275 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, olmazsa davalı ...’dan dava konusu taşınmazların bedeli olarak şimdilik 5.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında atanan tereke temsilcisi, davanın kabulünü istemiştir.
II. CEVAP
1.1. Davalı ..., mirasbırakana baktığını, mirasbırakandan satış yoluyla edindiği dava konusu taşınmazları birtakım borçları nedeniyle diğer davalıya sattığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ... vekili cevap dilekçesinin ıslahına ilişkin 04/07/2018 tarihli dilekçesinde; mirasbırakanın her türlü bakım ve gözetiminin davalı ... tarafından karşılandığını, mirasbırakanın yaşlı ve hasta olup, 40 yıldır davalı ile aynı çatı altında yaşadığını, davacının ise ilgisiz olduğunu, başkaca taşınmazları da bulunan mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmediğini, bakım ve hizmetine karşılık minnet duygusuyla davalıya temlikte bulunduğunu, semenin mutlaka para olması gerekmediğini, davalı ...’nin de borcu nedeniyle dava konusu taşınmazları diğer davalıya sattığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davalı ...’ye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
1.2. Davalı ..., davalı ...’den alacağı olduğunu ve alacağa karşılık dava konusu taşınmazların teminat olarak kendisine devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli 2017/1016 Esas, 2021/209 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın dava konusu taşınmazları bakım ve hizmetine karşılık davalı oğlu Şemsi’ye minnet duygusuyla temlik ettiği, mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Temlikin ölünceye kadar bakma akdi ile değil satış yoluyla yapıldığını, davalının bedel ödemediğini, bakım karşılığı taşınmazların kendisine verildiğini savunduğunu, tanıkların anlatımının da bu şekilde olduğunu, ancak taraflar arasında usulünce düzenlenmiş bir ölünceye kadar bakma akdi bulunmadığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu, davalı ...’nin de dava konusu taşınmazları mirasbırakanın ölümünden bir gün sonra diğer davalı ...’a satış göstermek suretiyle muvazaalı şekilde devrettiğini, dava konusu 311 parsel üzerinde davacının evi bulunduğunu, dava konusu taşınmazlar üzerinde çay tarımı yapması konusunda davacının çiftçi kaydı bulunduğunu, dava konusu taşınmazların toplam değerinin 627.314,00 TL olarak keşfen saptandığını, terekedeki diğer taşınmazların değerinin ise bu bedelin 1/20’si kadar bile olmadığını, davalının bir an için mirasbırakana baktığı kabul edilse dahi temliklerin orantısız olduğunu, makul sınırı aştığını, davalının mirasbırakana bakmadığını, davacının ise mirasbırakanla ilgilendiğini, mirasbırakanla davalı arasında soruşturma dosyası dahi bulunduğunu, taşınmazların halen davalı ...’nin kullanımında olduğunu, davalı ...’nin ekonomik durumunun araştırılmadığını, mirasbırakanın ölümünden kısa bir süre önce temliki yaptığını, davalı ...’nin davalı ...’a borçlu olduğu savunmasının da ispatlanmadığını, mirasbırakanın kız evlatlardan ve gurbette olan davacıdan mal kaçırmak amacıyla mal varlığının büyük bir çoğunluğunu davalı oğluna devir yaptığını, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hatalı tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 06/12/2021 tarihli 2021/1343 Esas, 2021/1322 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın mirasçıdan mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgunun ortaya konulmadığı, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı, mirasbırakanın bakım ve hizmetine karşılık minnet duygusuyla davalıya temlikte bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Temyiz harçları konusunda adli yardım talebi olduğunu, nitekim Bölge Adliye Mahkemesinin de adli yardım talebini kabul ettiğini belirttikten sonra istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda; davacı, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak mirasbırakan adına tescil isteğiyle, bir başka ifadeyle terekeye döndürülme isteğiyle eldeki davayı açmış; tereke temsilcisi atanmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş ve tereke temsilcisi huzuruyla görülen davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3.3.2. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer.
Hal böyle olunca; davacı vekilinin davayı takip yetkisi ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından işin esasına ilişkin temyiz itirazları yönünden temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3.3.3. Davacı vekilinin harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davacı aleyhine harç ve vekalet ücretine hükmedildiği için davacının bu hususta hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunduğundan hükmün ferilerine ilişkin olarak davacı vekilinin temyiz itirazları incelenmiş; hükmün ferileri yönünden Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin ferilere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. SONUÇ:
1. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin davayı takip yetkisi bulunmadığından işin esasına ilişkin temyiz itirazları yönünden temyiz isteğinin reddine,
2. Davacı vekilinin ferilere yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu yönden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı 292,10 TL temyiz başvuru harcı ile 80,70 TL maktu temyiz karar harcı olan toplam 372,80 TL'nin davacıdan alınmasına, 02/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.