Logo

1. Hukuk Dairesi2022/953 E. 2022/3117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının kötü niyetli olup olmadığı ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın satışından artan bedeli almasından ve taşınmazın davalı adına tekrar tescil edilmesinden sonra uzun süre dava açmaması kötü niyetli hareket olarak değerlendirilerek mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2021 tarihli ve 2021/260 Esas - 2021/414 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı tarafından başlatılan ilama dayalı icra takibinde kendisi ile aynı isimde başka bir B.. P.. adına tebligat yapıldığını, anılan kişinin takibe ve ödeme emrine itiraz etmeyerek icra takibinin kesinleşmesi sonucu maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazının ihale yoluyla alacağına mahsuben davalıya satışın gerçekleştirildiğini ve davalı adına oluşan sicilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup icra takibinin usulüne uygun yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEMENİN İLK KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/12/2012 tarihli ve 2010/486 Esas - 2012/569 Karar sayılı kararıyla; İcra Müdürlüğünce yapılan ihalenin kesin olduğu ve aradan uzun süre geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Birinci Bozma Kararı

Dairenin 21/10/2015 tarihli ve 2015/11049 Esas - 2015/12260 Karar sayılı kararıyla; “...Nüfus Müdürlüğünden getirtilen kayıtlara göre davacının, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi nüfusuna kayıtlı, ... ve ...'den olma, ... 08.05.1960 doğumlu B.. P.. olup, 23.11.1995 tarihinde boşandığı ve halen bekar olduğu, boşandığı eşinin adının ise "..." olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, İcra Tetkik Merciinin 21.06.1999 tarihli yazısına göre, açılmış bir ihalenin feshi davası da bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca; yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, toplanan ve toplanacak olan taraf delillerinin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/03/2017 tarihli ve 2015/487 Esas - 2017/116 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan işlemlerin baştan aşağı yolsuz olduğu, davacının davalıya olan 250,16 TL lik borcu için davacının dava tarihindeki 42.000,00 TL değeri olan dükkanın alınmasının hakkaniyete uygun da olmadığı, yapılan işlemlerin tamamının usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 15/10/2020 tarihli ve 2017/2745 Esas - 2020/5107 Karar sayılı kararıyla; “ ...Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ... 2. İcra Müdürlüğünün 1998/890 esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine ilama dayalı olarak 17.04.1998 tarihinde toplam 251,16 TL alacak için icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya çıkartılan tebligat parçasının arkasına "birlikte sakin eşi Figen Pekşen'e bizzat tebliğ edilmiştir" kaydının düşüldüğü, icra takibinin kesinleşmesi sonucu 21.05.1999 tarihinde yapılan ihale ile davacıya ait dükkan niteliğindeki 7 nolu bağımsız bölümün alacağı mahsup edilerek davalıya satılıp adına sicil kaydının oluştuğu, taşınmazın satışından artan bedeli davacı tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacı (borçlu) taşınmazın satışından artan bedeli 06.06.2005 tarihinde almış, (her ne kadar ihalenin feshi için dava açma süresinin azami sınırı olan 1 yıl geçmiş ise de) bu tarihten sonra “yolsuz tescil hukuki sebebi”ne dayalı iptal tescil davası açmak için 5 yıl beklemiştir. Taşınmazın niteliği dükkan olup ...’da olduğu düşünüldüğünde bu dükkanın satışından davacının haberdar olmadığının kabulü de hayatın olağan akışına uymamaktadır. Bu dahi davacının icra ve ihale sürecinden haberdar olduğunu, en azından onay verdiğini göstermektedir. Hukuk düzeni hakkın suistimalini korumaz. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.

5. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ve 2021/260 Esas – 2021/414 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın vasfının dükkan niteliğinde olduğu, davacının tebligatların usulüne uygun yapılmaması nedeniyle cebri satışın usulüne uygun olmadığı, taşınmazın davalı tarafından ihaleden borca mahsuben satın alındıktan sonra başkaca kişilere devredildiği, bu nedenle tapu iptal tescil davasının cebri satış öğrenilir öğrenilmez açılamadığı iddiasında bulunmuş ise de ,davacının cebri satıştan artan bedeli 06/06/2005 tarihinde aldığı, her ne kadar dava konusu taşınmaz satıştan artan bedelin alındığı tarihte davalı adına kayıtlı değilse de, dava konusu taşınmazın 29/12/2008 tarihinde yeniden davalı adına tescil edildiği, mahkeme dosyasında görülen davanın ise davalının adına yeniden tescilinden 2 yıl sonra açıldığı, dava konusu taşınmazın vasfı, davalının cebri satıştan kalan parayı aldığı tarih ve dava konusu taşınmazın davalı adına yeniden tescil edildiği tarihten sonra da iş bu davanın açılması için uzun süre beklenmiş olması dikkate alınarak davacının iyi niyetli olmadığının anlaşıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

6. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Temyiz Nedenleri Özetle

Davacı vekili, önceki bozma ilamı ile müvekkili lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, bu hususun gözardı edilmesi suretiyle verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin dükkanının icra takibi hiç kesinleştirilmeden satıldığını, işlemin yolsuz tescil olduğunu, o ana kadar dosyada hiç bulunmayan bir adrese ve müvekkili ile aynı isim ve soy isim sahibi bulunan öteki "B.. P.."e davalının bilerek tebligat çıkarttığını, davalının dükkanı alır almaz seri bir şekilde devrettiğini, alan kişinin başkasına devrettiğini, bu şekilde bir kaç el değiştirdiğini, 2008 yılında artık olayın soğumuş olduğuna kanaat getirince tekrar üzerine aldığını, aradaki bu satışların hepsinin muvazaalı kurulan oyunun bir parçası olduğunu, bu durumun da davalının kötüniyetini kanıtladığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

8. Gerekçe

8.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

8.2. İlgili Hukuk

8.2.1. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " düzenlemelerine yer verilmiştir.

8.3. Değerlendirme

Kararın (IV/4.) no.lu paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.