Logo

1. Hukuk Dairesi2022/954 E. 2023/5400 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil isteyen davacının, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini kadastro tespit tarihinden önceki dönem için ispatlayamaması ve tespit tarihinden sonraki zilyetliğin kazanım bakımından hukuki değer taşımaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/289 E., 2021/931 K.

HÜKÜM/KARAR : Dava ret / başvuru esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/34 E., 2018/161 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu ... İli,...ilçesi,... köyünde bulunan 114 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına, 8 parselin ise adına tescil edildiğini, ancak hatalı olarak kendisine ait ve kullanımında olan yaklaşık 3.000 metrekarelik kısmın dava konusu 7 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, 7 parsel sayılı taşınmazda davalının kullandığı kısım ile kendisinin kullandığı kısım arasında taşınmazları birbirinden ayıran sınır olarak nitelendirilebilecek kot farkı ve yol olduğu gibi kendisine ait yerde kadastro tespitinden çok önce tarafından dikilen ve yetiştirilen fındıklar da bulunduğunu ileri sürerek, 7 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 3.000 metrekare civarındaki kısmın tapu kaydının iptali ile adına kayıtlı 8 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların gerçeklerden uzak ve haksız olup hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazına kısmen tecavüzde bulunduğunu, defaatle uyarılmasına rağmen bu duruma devam ettiğini, taşınmazın kendisine dedesi İsmail Azak’tan intikal ettiğini, davacıya ait taşınmazın ise halası Ayşe Azak tarafından verildiğini, Ayşe Azak’ın İsmail Azak’ın eşi olduğunu, ninesinin isteği üzerine davacının müdahalesine rağmen bugüne kadar resmi mercilere şikayette bulunmadığını, dava konusu taşınmazın tamamının kendisine ait olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı lehine tek başına kazanma süresi ve koşullarının oluşmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında edinme sebebi kısmında belirtilen hususların doğru olmadığını, 1995 yılında Emin Azak tarafından dikilmiş fındık bulunmadığını, "taksimen" ifadesinin tanıklara ve mahalli bilirkişilere sorulmadığını, taşınmazın taksim edilip edilmediği, edildiyse kimler arasında nasıl taksim edildiği, dava konusu edilen kısmın kimden kaldığı hususlarının araştırılmadığını, davacı tarafından kullanılan kısımda sadece fındıkların yaşına bakarak zilyetlik süresi ve koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilemeyeceğini, mahkemece zilyetliğin başlangıcı, süresi, malik sıfatı ile zilyet olup olmadığı, kimin ne kadar zamandır kullandığı hususların tam ve ayrıntılı olarak tespit edilmediğini, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarının celp edilmediğini, komşu parsellerin maliklerinin kim olduğu hususunda inceleme ve araştırma yapılmadığını, davalının ve ona hibe ettiği iddia edilen Emin Azak’ın hiç kullanmadığı bir taşınmazın davalı adına tespit ve tescilinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazda zilyet olduğunun ispatlandığını, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ve önceki beyanlarını tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde tespit tarihine kadar bağımsız zilyetliğinin gerçekleşmediği, tespit tarihinden sonraki zilyetliğin ise kazanma bakımından hukuken değer taşımadığı, davacının davasını ispat edemediği, davanın reddine karar verilmiş olmasında ve harçlandırılan dava konusu taşınmaz bölümünün değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının hiç bir şekilde taşınmazı kullanmadığını, dava konusu taşınmazın davacıya babasından kaldığı tanıklarca ifade edilmiş olmasına rağmen zilyetlik süresinin tespitinde bunun dikkate alınmamasının, sadece taşınmaz üzerindeki fındık ağaçlarının nazara alınmasının eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığının göstergesi olduğunu, kadastro tespit bilirkişilerinin dinlenmediğini, hava fotoğrafları ile değerlendirilme yapılmadığını, keşif ve bilirkişi raporlarının da bu yönüyle eksik olduğunu, istinaf nedenleri incelenmeksizin karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu, davacı adına kayıtlı ... ili,...ilçesi, Danışmatlı köyünde bulunan, 114 ada 8 parsel sayılı 7.606,89 metrekare yüzölçümlü, fındıklık vasıflı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı adına tespit edildiği, kadastro tespitinin dava açılmadığından 24.07.2012 tarihinde kesinleştiği, dava konusu 114 ada 7 parsel sayılı, 4.908,72 metrekare yüzölçümlü, fındıklık vasıflı taşınmazın ise irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, dava açılmadığından kadastro tespitinin 24.07.2012 tarihinde kesinleşmesi ile davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddine temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 210,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.