"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalılardan ...'in kardeş olup babaları mirasbırakan ...'den miras kalan ... Köyü’nde bulunan taşınmazlarda ortak olduklarını, ... Köyünde kadastro tespit çalışmalarının 17.03.2008 yılında yapıldığını, davalı ...'in kadastro komisyonuna, dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğu şeklinde yanıltıcı beyanda bulunduğunu dava konusu taşınmazların, müvekkilinin babası mirasbırakan ...’e ait olup taşınmazların ½’sinde müvekkilinin payı bulunduğunu, diğer davalı ...'in ise (davalı ...’in oğlu) mirasbırakan ...’e ait olan ... Parsel’de bulunan taşınmaza Maliye Hazinesi’nden satın almak suretiyle sahip olduğunu, ilgili taşınmazın beyanlar hanesinde “Taşınmazın tamamı 1981 yılından beri ... oğlu ... tarafından kullanılmaktadır. ” ibaresinin yer aldığını, işbu taşınmazın da mirasbırakan ...’den intikal ettirilmesi gereken ve müvekkilinin miras hakkı bulunan taşınmazlardan olduğunun sabit olduğunu, dava konusu ... adına kayıtlı olan; ... 36 parsel, ... ada 38 parsel, ... parsel, ... ada 16 parsel, ... 45 parsel, ... ada 65 parsel, ... ada 1 parsel ile ... adına kayıtlı olan; ... parsel sayılı taşınmazların miras payı oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde özetle davalı ...'in 181 ada 61 parsel sayılı taşınmazı Hazineden satın aldığını, kendisine dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, Hazineye dava açılması gerektiğini, kadastro mahkemesinin davada görevli oluğunu belirterek davalı ... ise davacının kök mirasbırakan ...'den gelen miras payını kendisine sattığını, kadastro mahkemesinin davada görevli oluğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli kararıyla davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 31.12.2020 tarih, 2020/899 E. ve 2020/1608 K. sayılı kararı ile; çekişmeli 182 ada 15 parsel ve 183 ada 1 parselde dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişilerin dışında başka malikler de bulunduğu halde bu kişilerin davalı yapılmadığı, hal böyle olunca, Mahkemece davacı tarafa davasını yukarıda bahsi geçen parsel maliklerine yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf koşulu sağlanmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü adı geçene yöntemince tebliğ edilmeli, bu mirasçının varsa savunma ve delilleri incelenip toplanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava şartlarından olan taraf koşulu yerine getirilmeksizin işin esasına girmek suretiyle karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi davalı ...'in ... mirasçısı olmadığı ve terekeye karşı 3. kişi durumunda olduğu, davacının miras payı talebiyle ...'e karşı açtığı davada aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tartışılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle karar kaldırılmıştır.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava konusu taşınmazlarda gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldıktan sonra hiçbir şekilde zilyet bulunmadığının anlaşıldığını, yine tanık beyanlarından ve davacının keşifte alınan beyanında, davacının 11.11.1987 tarihli sözleşmenin imzalanmasından sonra İstanbul’a yerleştiği ve taşınmazların tamamının davalı ... tarafından kullanıldığının anlaşılmasına göre zilyetliğin devri koşulunun gerçekleştiği, tapusuz olan taşınmazlara ait mülkiyetlerin usulüne uygun davalı ...’e intikal ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının, davalı ... yönünden açılan davasının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine, davalı ... yönünden açılan davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının delillerinin değerlendirilmemesi gerektiğini, bu nedenle davalının tanıklarının, muhtar senedinin ve sunmuş olduğu tüm evrakların delil olarak geçerliliği bulunmadığını, Yerel Mahkeme kararında zilyetlik olgusuna da değinmiş olup zilyetlik olgusunun temelini 11.11.1987 tarihli sözleşmeye bağladığını, açıklamalarının doğrultusunda ilgili senedin delil olarak kabul edilemeyeceğinin sabit olduğunu, davalı tanıklarından ... taşınmazları 10 yılı aşkın süredir icar yoluyla kullandığını belirttiğini, mahalli bilirkişi ... de taşınmazları halen icar yoluyla kullandığını belirttiğini, davalı tanıkları dahi davalıların taşınmazda zilyet olmadığını belirttiğini, bu nedenle davalının 20 yılı aşkın süredir taşınmazları kullandığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, karardaki hukuka aykırılıklardan bir diğeri de mahalli bilirkişiler olduğunu, ilk oluşturulan mahalli bilirkişi listesinin Yerel Mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin değiştirildiğini, dava konusu taşınmazlar davalı ... tarafından yeni listeyle belirlenen mahalli bilirkişi ...'e icara verildiğini, bu hususu ... de açık bir şekilde ikrar ettiğini, davalıların taşınmazların satıldığını ispatlayamadığını iddia ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli 181 ada 61 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki ...'in davacının mirasbırakanı ... mirasçısı olmamasına, terekeye göre 3. kişi konumunda olmasına, davacının taşınmazın ... terekesinin elbirliği mülkiyeti şeklinde olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş olmasına, davacının tek başına 3. kişi durumunda olan davalı adına tescilli bulunan taşınmaza karşı dava açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmamasına, kaldı ki kullanım kadastrosu parseli olup 6292 sayılı Yasa'ya tâbi olan bu taşınmazda daha önceden mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine’nin dava tarihinden önce taşınmazı 6292 sayılı Yasa hükümlerine istinaden davalıya satıp satılan payın davalı adına tescil edilmesine, davacının kullanım iddiasından kaynaklanan şahsi hakkına dayanarak mülkiyet hakkı sahibi Hazine’den satın alma nedeniyle kayden malik olan davalıya karşı tapu iptal ve tescil davası açmasının mümkün olmamasına göre Mahkemece ...''e yönelik verilen usulden red kararında bir isabetsizlik bulunmadığından; öte yandan, çekişmeli ... parsel, 181 ada 38 parsel, 182 ada 4 parsel, 182 ada 15 parsel 1/2 payı, ... parsel ve 183 ada 1 parsellerin kök mirasbırakan ...'den geldiğinin, davacının çekişmeli taşınmazlardaki miras payını davalı ...'ye sattığının Mahkemece yapılan keşifler, dinlenen mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmasına, çekişmeli kullanım kadastrosu parseli olup 6292 sayılı Yasa'ya tâbi olan 181 ada 65 parsel sayılı taşınmazda ise daha önceden mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine’nin dava tarihinden önce taşınmazı 6292 sayılı Yasa hükümlerine istinaden davalı ...'ye satıp satılan payın davalı adına tescil edilmesine, davacının kök mirasbırakanın kullanımı iddiasından kaynaklanan şahsi hakkına dayanarak mülkiyet hakkı sahibi Hazine’den satın alma nedeniyle kayden malik olan davalı ...'ye karşı tapu iptal ve tescil davası açmasının mümkün olmamasına göre bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir .
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali - tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun; 14 üncü ve 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu ... mahallesinde irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile 181 ada 36 parsel, ... parsel,181 ada 45 parsel, 182 ada 4 parsel 182 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar ile 182 ada 15 ve 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 181 ada 61 parsel, 181 ada 65 parsel sayılı taşınmazlar ise kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun'un 2/b maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarıldığı belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş, kullanıcının davalı ... olduğu belirlenmiş, tespitler 14.02.2012 tarihinde kesinleşmiş olup 17.04.2014 tarihinde 181 ada 65 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 181 ada 61 parsel sayılı taşınmaz ise davalı ... tarafından satın alınmıştır.
3 Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Bakiye 368,30 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...