Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1083 E. 2023/4150 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mezarlık vasfındaki taşınmaz için hak düşürücü süre uygulanıp uygulanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Mezarlık vasfındaki taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi ve 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun'un 1. maddesi uyarınca özel mülkiyete konu olamayacağı ve bu nedenle hak düşürücü süre uygulanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili; ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ... Mezarlığının ... zamanına uzayan bir mezarlık olduğunu, bu alanın... adına tescil gördüğünü, eski mezarlık taşlarının taşınmazın mal sahibi ve hissedarı tarafından yok edildiğini, nizalı alanın kadim mezarlık vasfında bulunduğunu, nizalı alanın 548 ada 21 parsel numaralı taşınmazın tamamından ve 548 ada 8 parsel numaralı taşınmazın 1.681,61 m2 lik kısımdan oluştuğunu ileri sürerek, davaya konu 548 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile, mezarlık vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;bilirkişilerce taşınmazın tamamının mezarlık vasfında rapor edildiği, davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgeden 2015 yılında uygulama kadastrosunun geçtiği, davanın 2017 yılında açıldığı ve ‘’--3998 sy Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun'un Mülkiyet başlıklı birinci maddesindeki, "Devlet mezarlığı, ... Genel Müdürlüğü yönetimindeki tarihi mezarlıklar ile şehitlikler ve cemaatlere ait özel statüsü bulunan mezarlıklar hariç, umumi mezarlıkların mülkiyeti belediye bulunan yerlerde belediyelere, köylerde köy tüzelkişiliklerine aittir. Bu yerler satılamaz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile iktisap edilemez."--’’ hükmü nedeniyle, davanın kabulüyle nizalı taşınmazın tamamının tapusunun iptaline, mezarlık vasfıyla davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili; eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının davaya konu yerin öncesinde mezarlık olup olmadığını bilmediğini, davacı idarenin kamulaştırma bedelini ödemesi gerektiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/269 Esas, 2018/333 Karar sayılı dosyasında verilen kararın sonucunun beklemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, nizalı 548 ada 21 parsel sayılı taşınmaza komşu 548 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için aynı sebeple açılmış olan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/269 Esas, 2018/333 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinde Dairenin 2019/360 Esas sayılı dosyasında mahkeme kararının kaldırılarak davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16/05/2022 tarihli ve 2022/2735 Esas, 2022/3874 Karar sayılı kararı ile onandığı hususu ile birlikte Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26/01/2018 tarihli ve 2015/21395 Esas, 2018/228 Karar sayılı emsal kararı da dikkate alınarak, dava konusu yeni 548 ada 21 (eski 2309) parsel sayılı taşınmazın 08/06/1958 tarihli tapulama tutanağı ile dava dışı Ekrem Küpeli adına tespit edildiği, ... Tapulama Mahkemesinin 19/10/1965 tarihli ve 1959/172 Esas, 1965/58 Karar sayılı ilamı ile tespite itiraz edilmemiş sayılma kararından sonra tespit maliki adına tapuya tescil edildiği, 21/10/1992 tarihli satış işlemi ile davalı tarafından satın alındığı, eldeki davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak 24/10/2017 tarihinde açıldığı ve 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, Mahkeme kararı kaldırılarak davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; nizalı yerin kadim mezarlık olduğunu, 6360 sayılı Yasa'yla kurulmuş olan Belediyenin kuruluş tarihinin de nazara alınarak dava açma haklarının kısıtlanmaması gerektiğini, emsal alınan dosyanın farklı olduğunu belirterek kararın hükmen bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 715. maddesinde; “Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz. Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait malların kazanılması, bakımı, korunması, işletilmesi ve kullanılması özel kanun hükümlerine tâbidir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesinde; “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği, adlarına tespit olunur.

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.

C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır”

3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun 1. maddesinde; "Devlet mezarlığı, ... Genel Müdürlüğü yönetimindeki tarihi mezarlıklar ile şehitlikler ve cemaatlere ait özel statüsü bulunan mezarlıklar hariç, umumi mezarlıkların mülkiyeti belediye bulunan yerlerde belediyelere, köylerde köy tüzelkişiliklerine aittir. Bu yerler satılamaz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yolu ile iktisap edilemez.’’ şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının incelenmesinde; taşınmazın senetsiz kaydıyla 60 seneden fazla zamandan beri ... oğlu ...’un malı olduğu, vefatıyla evlatlarına kaldığı ve en son taksimen ve satış sonucunda davalı adına 08.06.1958 tarihinde tespit ve tescil edildiği, yapılan bu kadastro tespitine 17.11.1958 tarihinde ... Köyü muhtarı ve ... köyü azası tarafından nizalı yerin içindeki türbeyle birlikte köyün orta malı olduğuna ilişkin olarak itiraz edildiği, ancak ... Tapulama Mahkemesinin 1959/172 Esas, 1965/58 karar sayılı kararıyla itiraz edenlerin itiraz sebep ve delillerini dilekçe ile bildirmemesi ve ilk duruşma oturumuna gelmedikleri gerekçesiyle 509 sayılı Tapulama Yasası'nın 63. maddesi gereğince itiraz edilmemiş sayılmasına karar verilerek 11.01.1966 tarihinde davacının babası olan ... oğlu Ekrem Küpeli adına hükmen tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.

2.Dava konu taşınmazla ilgili olarak dosyaya kazandırılan fen bilirkişi raporunda; taşınmazın 1956 tarihli memleket haritası ve 1949 tarihli hava fotoğrafının incelenmesinde; taşınmazın tamamının mezarlık görünümünde olduğu, ziraat bilirkişi raporunda; taşınmazın eski mezarlar ve kızılçam ağaçlarıyla kaplı olduğu tarımsal amaçlı kullanılmadığı, arkeolog bilirkişi raporunda; taşınmazda eski ve yeni tarihli mezarların olduğu, mezarlık bitişiğinde tel örgüyle çevrili alanda türbenin bulunduğu, bazı mezarların geç ... dönemine ait olabileceği, tamamının mezarlık vasfında olduğu, sit alanında bulunmadığı ve anıt eser olarak tescilli yapının olmadığı yönünde görüş bildirdikleri, nitekim mahalli bilirkişi ve tanığın da bilirkişi raporlarını destekler mahiyette beyanda bulundukları anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmaz tarla vasfında kadastro tutanağı düzenlenmiş ise de, 3402 sayılı Yasa'nın 16. maddesi ve 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun 1. maddesindeki düzenlemeler karşısında bu tutanağın hukuki geçerliliği bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukuken değer taşımayacağına ve hak düşürücü süre uygulanamayacağına göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi kapsamında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.