Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1158 E. 2024/5205 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların zilyetlik iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyecekleri.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların, kesinleşmiş bir başka davada Yargıtay tarafından kadim yaylak niteliğinde olduğunun tespit edilmesi ve yaylakların 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4/3. maddesi uyarınca özel mülkiyete konu edilememesi gözetilerek, davacıların zilyetlik iddiasının yerinde olmadığına ve istinaf mahkemesinin davacıların tapu iptali ve tescil taleplerini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/627 E., 2022/976 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/92 E., 2017/88 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacıların davalarının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacıların davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde davacı ... oğlu ..., davacı ..., davacı ..., yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ... ve ... ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme

sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ..., ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/114 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında 108 ada 1580 ve 1581 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların miras yoluyla kendisine kaldığını ve 25 yıldır zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacı ... 08.02.2011 tarihli duruşmada; 108 ada 1580 parsel sayılı taşınmazda muris babasından kalan ev de bulunduğunu, babasının sağlığında mallarını paylaştırdığını, bu taşınmazı da kendisine verdiğini, taşınmazı 25-30 senedir zilyet ettiğini beyan etmiştir.

2. Davacı ..., ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; atalarından taksimen kendisine kalan dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacı ... 24.06.2010 tarihli duruşmada; dava konusu taşınmazların kendisine muris babasından kaldığını, babasının sağlığında taşınmazlarını paylaştırırken bu taşınmazları kendisine bıraktığını ve taşınmazları meyve bahçesi olarak kullandığını beyan etmiştir.

Davacı ... 14.09.2010 tarihli duruşmada; dava konusu ettiği taşınmazların 108 ada 1580 ve 1581 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu beyan etmiştir.

3. Davacı ... oğlu ..., ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/74 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; atalarından taksimen kendisine kalan dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacı ... 24.06.2010 tarihli duruşmada; dava konusu taşınmazın muris babasından kendisine taksimen kaldığını, 20 seneden fazla süredir zilyetliğinin buluduğunu beyan etmiştir.

Davacı ... 14.09.2010 tarihli duruşmada; dava konusu ettiği taşınmazın 108 ada 1581 parsel sayılı taşınmaz olduğunu beyan etmiştir.

4. Davacı ... oğlu ..., ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/41 Esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; atalarından taksimen kendisine kalan dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, dilekçe ekinde sunduğu 77 ve 87 nolu taşınmazların yerinde keşif yapılmasını istemiştir.

Davacı ... 23.02.2011 tarihli duruşmada; dava konusu yere ilişkin olarak dava açan komşu taşınmaz maliklerinden, dava konusu ettiği taşınmazın numarasının 108 ada 1581 parsel olduğunu öğrendiğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiş; Hazine temsilcisi duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/41 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin Mahkemenin görev sınırının üstünde olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine yargılamaya ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/118 Esas sayılı dosyasında devam olunmuştur.

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/70 Esas, 2010/74 Esas, 2010/114 Esas ve 2011/118 Esas sayılı dosyalarında yapılan yargılama sonunda, davalar arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu gerekçesiyle davaların ayrı ayrı Mahkemenin 2010/66 Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/66 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, birleştirilen 2010/70 Esas, 2010/74 Esas, 2010/114 Esas ve 2011/118 Esas sayılı dosyalarında görülen davaların dosyadan tefrikine karar verilmiş ve yargılamaya Mahkemenin 2016/92 Esas sayılı dosyasında devam olunmuştur.

... Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 21.11.2017 tarihli ve 2016/92 Esas, 2017/88 Karar sayılı kararıyla; davacılar tarafından 108 ada 1580 ve 1581 parsel sayılı taşınmazların hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokilerde 9, 12, 27, 77 ve 87 numaraları ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edildiği, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazların nizalı bölümlerinin davacılar ve aileleri tarafından kullanıldığının beyan edildiği, bilirkişi raporlarına göre taşınmazların nizalı bölümlerinin tarıma elverişli olduğu, keşif esnasında etraflarında tarımsal faaliyet yapıldığının gözlemlendiği, sonucu itibariyle taşınmazlar özel mülkiyete konu yerlerden olup nizalı bölümlerde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davaların kabulüne 108 ada 1580 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişilerin 21.08.2017 tarihli rapora ekli ek-1 nolu krokide 12 numara ile gösterilen 445,94 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; aynı taşınmazın aynı rapora ekli ek-1 nolu krokide 9 numara ile gösterilen 744,09 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; 108 ada 1581 parsel sayılı taşınmazın aynı rapora ekli ek-2 nolu krokide 27 numara ile gösterilen 1.328,86 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... oğlu ... adına ve aynı taşınmazın aynı rapora ekli ek-2 nolu krokide 77 ve 87 numaralar ile gösterilen toplam 4.489,68 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazların zilyet ediliyor olmasının Hazineye ait olduğu gerçeğini değiştirmediğini, mahallinde dinlenen yerel bilirkişilerce taşınmazların bulunduğu yere yılda bir iki defa gelindiğinin beyan edildiğini, taşınmazlarda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2022 tarihli ve 2019/627 Esas, 2022/976 Karar sayılı kararıyla; dava dışı şahısların, 06.02.2009 tarihinde davalı Hazine aleyhine istinafa konu eldeki dava konusu 108 ada 1580 ve 1581 parsellerle ilgili olarak anılan taşınmazlar içinde kendilerine ait bölümlerin olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açtıkları, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2010 tarihli ve 2009/7 Esas, 2010/152 Karar sayılı kararıyla, dava konu taşınmazların kadimden beri yaylak olarak kullanıldığı, ... köylülerinin hayvanları ile birlikte bahar aylarında dava konusu olan yere geldikleri, yaz aylarını burada geçirip yanlarında getirdikleri hayvanlarını otlattıkları, taşınmazlardaki basit yapıdaki evlerde kaldıkları, sonbaharda tekrar hayvanları ile birlikte ... Köyü’ne geri döndükleri, taşınmazların zamanla mahalle görünümü kazandığı, hayvancılık Türkiye genelinde azalmaya başlayınca buna paralel olarak davacıların da zamanla hayvancılığı terk etmeye başladıkları, bunun yerine dava konusu taşınmazları tarım arazisi olarak kullandıkları, bir kısım davacıların kullandıkları taşınmazları meyve bahçesi haline getirdikleri, bir kısmını ise ekin tarlası olarak kullandıkları, ancak bu taşınmazların öncesi bilinmeyen bir zamandan beri yaylak olarak kullanıldığı, bu nedenle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilebilecek yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın bir kısım davacılar tarafından 1581 parsel içinde bulunan nizalı alanlara yönelik olarak bir kısım davacılar tarafından da 1580 parsel içinde bulunan nizalı alanlara yönelik olarak temyiz edildiği, temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04.12.2012 tarihli ve 2012/6178 Esas, 2012/13842 Karar sayılı ilamıyla kararın onanmasına karar verildiği, bir kısım davacılar tarafından karar düzeltme talebinde bulunulduğu ve yapılan inceleme sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.09.2014 tarihli ve 2014/626 Esas, 2014/7192 Karar sayılı ilamıyla karar düzeltme isteğinin reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen anılan karar eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturmamakta ise de güçlü delil niteliğinde olduğu, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen anılan karar dikkate alındığında, nizalı taşınmaz bölümlerinin içinde yer aldıkları dava konusu 108 ada 1580 ve 1581 parsel sayılı taşınmazların kadim yaylak niteliğinde olduğu, kadim yaylakların hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceği, 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 4. maddesinin 3. fıkrasında açıkça, mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete geçirilemeyeceği, zamanaşımı uygulanamayacağı ve amacı dışında kullanılamayacağının belirtildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacıların davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı ... oğlu ..., davacı ..., davacı ..., yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ... ve ... ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı ... oğlu ..., davacı ..., davacı ..., yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ... ve ... müşterek temyiz dilekçelerinde; dava dışı kişilerin dava konusu taşınmazlara yönelik olarak açtıkları davada verilen kararın eldeki dava açısından emsal teşkil edemeyeceğini, taşınmazların yaylak niteliğinde olmadığını, taşınmazların nizalı bölümlerinin uzun yıllardır kendileri tarafından zilyet edildiğini, içerilerinde hayvan otlatılan kısımlar olduğunu ancak nizalı bölümlerde kadimden beri tarım yapıldığını, taşınmazların sınırında özel mülkiyete konu bir çok taşınmaz bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

2. Yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ... temyiz dilekçesinde; Karaman’ın bazı ilçelerinde kadastro çalışmalarının taşeron şirketler tarafından yapıldığını, şirket elemanlarının işi kolaylaştırmak için özel mülkiyete konu bazı taşınmazları yaylak, kışlak ve mera vasfıyla Hazine adına tespit ettiğini, dava konusu taşınmazın sınırında bir çok şahıs taşınmazları olduğunu, taşınmazların mera veya yaylak olarak tespit edilmesinde kamu yararı bulunmadığını çünkü meralarda otlayacak hayvan kalmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16 ve 17. maddeleri; 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 4/3. maddesi

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Karaman ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 1580 parsel sayılı 7.313,38 metrekare ve 108 ada 1581 parsel sayılı 107.065,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle ayrı ayrı ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... oğlu ..., davacı ..., davacı ..., yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ... ve ... ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ...’nin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... oğlu ..., davacı ..., davacı ..., yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçılarından ..., ... ve ... ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ...’nin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının yargılama sırasında vefat eden davacı ... oğlu ... mirasçısı ...’den; 346,90 TL bakiye onama harcının ise temyize gelen diğer davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.