Logo

1. Hukuk Dairesi2023/148 E. 2023/6803 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vekilinin davadan feragat etmesinin ardından davacının rızası dışında olduğunu iddia ederek feragatin iptalini istemesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar vermesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin davadan feragatinin davacının rızası dışında yapıldığı iddiası ve bu konuda cezai soruşturmaların bulunması, feragatin geçersizliği hususunun HMK 311. maddesi uyarınca ön sorun olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve temyiz edilen kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/714 E., 2018/732 K.

EK KARAR TARİHİ : 01.11.2022

DAVA TARİHİ : 28.02.2017

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret - Temyiz Dilekçesinin Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/464 E., 2018/204 K.

Taraflar arasındaki muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 01.11.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili; vekil edenin, şirketlerinin idaresinde tespit ettiği sıkıntılara ilişkin hukuki destek almak amacıyla bir avukat arayışına girdiğini, ... tarafından kendisini avukat olarak tanıtan şikayetçi oldukları şüpheli ... ile tanıştırıldığını, şüpheli ...'ın vekil eden ile tanıştıktan sonra kendisinin avukat olduğunu ancak işleri nişanlısı yine şüphelilerden Av. ... in takip etmesi nedeniyle ... adına avukatlık vekaletnamesi verilmesini istediğini, müvekkilinin de Antalya 1. Noterliğinin 24.11.2015 tarihli vekalet ile şüpheli ...’i avukatı olarak tayin ettiğini, sonrasında Diyarbakır ilinde başlatılan 28.500.000,00 TL tutarlı takipte yaşayacağı haciz baskısı ve gayrimenkullerinin satılacağı kaygısı ve psikolojik rahatsızlığı sebebi ile gayrimenkullerinin satışını ...’ın güvenli olarak gösterdiği, yetkilisi ...'ın kız kardeşi Kübra Tokgöz olan Still Anonim Şirketine devrettiğini, bu işlemin gerçek bir satış işlemi olmadığını, Still Anonim Şirketinin yapılan devir işleminde sebepsiz yere zenginleştiğini, davada aslolanın, tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanması olduğunu ileri sürerek dava dilekçesinde belirttiği toplam 52 adet taşınmazın muvazaalı temlik işleminin iptali ile yeniden müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davacı vekili ... 12.04.2018 tarihli dilekçe ile vekil edenin davalı taraf ile sulh olduğunu belirten yazılı talimatnamesi karşısında dava dosyasından feragat ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Anonim Şirketi vekili; davacının kendi rıza ve talebi ile muvaazalı olarak satış işlemini müvekkilinin kabul ettiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, kimsenin kendi muvaazasına dayanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.04.2018 tarihli ve 2017/464 Esas, 2018/204 Karar sayılı kararıyla; feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı, istinaf başvuru dilekçesinde; haberi ve rızası dışında davadan feragat edildiğini, tebligat süresi içinde Av. ...'in vekaletten azledildiğini, avukat tarafından tebligatın tarafına yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli ve 2018/714 Esas, 2018/732 Karar sayılı kararıyla; 21.12.2017 tarihli vekaletnamede davadan feragat yetkisi bulunan davacı vekili Avukat ...’in 12.04.2018 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiği; İlk Derece Mahkemesince 24.04.2018 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği; davacı asılın, adı geçen vekilini 24.04.2018 tarihinde azlettiğinin görüldüğünü, feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesinin olanaksız olduğu koşulları var ise feragatin iptali davası açılabileceği belirlenerek davacı vekilinin davadan usulüne uygun olarak feragat ettiği, feragatin iptali nedenleri de ileri sürülmediğinden davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. EK KARAR

A. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. EK KARAR

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli kararı ile; Daire kararının İlk Derece Mahkemesince davacı vekili Av....'na 20.08.2018 tarihinde tebliğe çıkartıldığı ve 31.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, dosyanın 03.05.2018 tarihli kesinleşme şerhi ile 27.04.2018 tarihinde kesinleştiği, Daire kararının kesin nitelikte olduğu ve kesin kararların temyiz kabiliyeti bulunmadığı belirlenerak davacı vekili Av. ...'ın temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli kararında kanun yolu, merci ve süresi gösterilmediğini, kararda herhangi bir kanun yolu merci ve süresi belirtilmeyen hallerde süresiz başvuru hakkının bulunduğunu, yargılama aşamasında keşif yapılmadan ve taşınmazların dava tarihi itibarı ile değeri tespit edilmeden dosya karara bağlandığından Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli kararının kesin nitelikte olmadığını, müvekkilin Antalya 21. Noterliğince düzenlenen 24.04.2018 tarihli azilname ile davada vekili olan Av....'i azlettiğini, azledilen Av. ..., Yerel Mahkemenin gerekçeli kararı henüz tebliğ edilmeden ve yine müvekkilin herhangi bir talimatı olmadan 25.04.2018 tarihinde e-imzalı dilekçe ile istinaf ve temyiz kanun yolu sürelerinden feragat etttiğini, gerekçeli kararın azledilen vekil Av. ...’e 02.05.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.04.2018 tarihli ve 2017/464 Esas 2018/204 Karar sayılı hükmün 27.04.2018 tarihinde kesinleştiğine dair 03.05.2018 tarihli kesinleştirme şerhini düzenlendiği, davacı müvekkilin Yerel Mahkemeye sunduğu 15.05.2018 tarihli dilekçe ile haberi ve rızası dışında davadan feragat edildiğini, tebligat süresi içinde Av. ...'i vekillikten azlettiğini, avukat tarafından tebligatın tarafına yapılmadığını beyanla dosyanın bozulması gerektiğini bildirdiğini, bu dilekçenin istinaf dilekçesi olarak kabul edilerek dava dosyasının Antalya Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiğini, iş sahibinin bazı haklarının korunması yönünde vekillikten çekilen vekilin görev süresinin 15 gün daha devam edeceği ile ilgili düzenleme bulunmasına karşın azledilen vekilin sorumluluğu ile ilgili bir süre bulunmadığını, yine davacı müvekkilinin şikayeti üzerine Av. ..., davalı Şirket vekili Av. ..., Av. ... ve diğer avukatlar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Suçlar Soruşturma Bürosunun 2020/113 Bakanlık Muhabere sayılı dosyası ile yürütülen inceleme sonucunda "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya üye olma, Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik ve Görevi Kötüye Kullanma" suçlarından 26.09.2022 tarihinde fezleke düzenlendiği, fezleke içeriğinde davalı Şirketin, müvekkilin mal varlığını ele geçirmek üzere paravan olarak kurulduğu, Av. ...'in Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/464 Esas, 2018/204 Karar sayılı dosyasında davalı .... ile işbirliği yaparak sahte feragat talimatı ile hileli bir şekilde davadan feragat ettiğine dair ayrıntılı açıklamalara yer verildiğini, yine Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.04.2018 tarihli 2017/464 Esas, 2018/204 Karar sayılı dosyasında müvekkilin herhangi bir talimatı, bilgisi ve onayı olmadan davadan feragat eden, yaşlı ve hasta müvekkilin şikayeti üzerine onu tehditle şikayetinden vazgeçiren Av. ... hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.08.2022 tarihli olur yazısı ile Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/297 Esas sayılı dosyasına kayden kamu davası açıldığını, diğer yandan T.C. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.08.2021 tarihli olur yazısı ile davalı şirketin vekili olan Av. ... hakkında müvekkile karşı işlediği Resmi Belgede Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık, Görevi Kötüye Kullanma suçlarından Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlendiğini, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Suçlar Soruşturma Bürosunun 2020/113 Bakanlık Muhabere sayılı dosyası ile haklarında fezleke düzenlenen avukatların suç şerikleri olan davalı Şirket yetkilisi ve sahibi Kübra Tokgöz ve arkadaşları hakkında nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15.01.2019 tarihli 2016/54711 Sr. - 2019/3557 K. sayılı KYOK kararı, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 22.02.2021 tarihli ve 2020/9962 Esas, 2021/1707 Karar sayılı ilamı ile CMK'nın 309 uncu maddesi gereğince kaldırıldığını, tüm bunlar değerlendirildiğinde Av. ...'in Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/464 Esas, 2018/204 Karar sayılı dosyasında davalı taraf ile el ve işbirliği içerisinde hareket ederek hileli bir şekilde davalı lehine feragat ettiği, feragatin davacı müvekkilin gerçek iradesini yansıtmadığı, bu durum karşısında "Feragatin geçersizliği" hususunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 163 üncü maddesi uyarınca ön sorun şeklinde incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının ortadan kaldırılarak temyiz itirazlarının incelenmesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311 inci maddesi,

2.Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.04.2023 tarihli ve 2021/5 Esas, 2023/2 Karar sayılı kararı (Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusu incelenmelidir.).

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2022 tarihli ek kararla davacı tarafça temyiz olunan kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle davacı tarafın temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmazlara ilişkin temlik işleminin iptali ve davacı adına tescili ile dava değerini bilirkişi raporundan sonra artırılmak üzere 40.000,00 TL üzerinden eldeki davayı açmıştır. Davacı alacağının miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının üzerinde kaldığı, yine Bölge Adliye Mahkemesi kararında kanun yolu gösterilmediği için adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında temyiz isteminin süresinde yapıldığı anlaşıldığından ek karar kaldırılarak davacı vekilinin ileri sürdüğü temyiz istemlerinin incelenmesine geçilmiştir.

2. Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307-315 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Özel hukuk, taraflara kendi hakları üzerinde tasarruf yetkisi ve imkânı vermiştir. Özel hukuktan kaynaklanan tasarruf yetkisi, uyuşmazlıktan önce başlayıp uyuşmazlığın yargı organına intikal ettiği ve onun önünde görüldüğü anda da devam eder. Hak sahibi, uyuşmazlık konusu hakkını dava edip etmemekte, dava ettikten sonra davalı ile yargılama içinde ya da dışında uzlaşmakta, arabulucuya gitmekte, sulh olmakta veya açtığı davadan feragat etmekte serbesttir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).

Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.

Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçmektedir.

Somut olayda; davacı ... Antalya 21. Noterliğinin 21.12.2017 tarih 14111 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile Avukat ...'i vekil tayin etmiş, Avukat ... 12.04.2018 tarihinde davacı müvekkilinin talimatnamesi üzerine davadan feragat ettiğini bildirmiş; davacı Antalya 21. Noterliğinin 24.04.2018 tarih ve 05821 yevmiye numaralı azilname ile Av. ...'i azletmiştir. Azilname Av. ...'e 30.04.2018 tarihinde tebliği edilmiş; Av. ... 24.04.2018 tarihli dilekçe ile de tüm yasal sürelerden de feragat ettiğini ve kararın kesinleşmesine karar verilmesini istemiş, davacı asil ise rızası dışında davadan feragat edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Temyiz aşamasında dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde; T.C. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 06.08.2021 tarihli olur yazısı ile Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/3878 Esas numaralı dosyasında Kerim Akbulut ve ...'in şikayeti üzerine davalı Şirketin vekili olan Av. ... hakkında Resmi Belgede Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık, Görevi Kötüye Kullanma suçlarından iddianame düzenlendiği, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Suçlar Soruşturma Bürosunun 2020/113 Bakanlık Muhabere sayılı dosyası ile müşteki ... ile haklarında araştırma yapılan avukatlar arasında Av. ...'in yer aldığı ve fezleke düzenlendiği, soruşturma izni verildiği, davalı Şirket yetkilisi ve sahibi Kübra Tokgöz ve Av. ... hakkında nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15.01.2019 tarihli 2019/3557 Karar sayılı takipsizlik kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 22.02.2021 tarihli ve 2020/9962 Esas, 2021/1707 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığı, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2022 tarihli ve 2022/3344 Esas numaralı dosyasında şüpheli Av. ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan iddianame düzenlendiği anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca; irade bozukluğu nedenlerinden herhangi biri nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 311 inci maddesi gereğince feragatin iptali talep edilebileceğinden bu hususun ön sorun olarak incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen 01.11.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.