"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... dava dilekçesinde; dava konusu 1267, 1271, 1273 ve 239 ada 31 parsel sayılı taşınmazların atalarından kendisine miras yoluyla kaldığını ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacı vekili bilahare dosya arasına sunduğu dilekçeyle, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde uygulama kadastrosu çalışması yapıldığı için taşınmazların parsel numaralarının değiştiğini, 1267, 1271 ve 1273 numaralarının, 217 ada 8, 10 ve 22 parsel sayılı taşınmazların eski parsel numaraları olduğunu belirtmiştir.
3. Davacı vekili 09.12.2014 tarihli duruşmadaki beyanında, dava konusu taşınmazlarda yapılan uygulama kadastrosu çalışmasına bir itirazlarının bulunmadığını, davanın taşınmazların mülkiyetine ilişkin olduğunu belirtmişir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... müşterek cevap dilekçelerinde; adlarına kayıtlı taşınmazların davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını, 239 ada 31 parsel sayılı taşınmazın babaları tarafından satın alındığını, diğer taşınmazların ise miras yoluyla kendilerine kaldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
2. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilleri adına kayıtlı taşınmazların miras yoluyla ve taksimen müvekkillerine kaldığını, taşınmazlarda davacının hakkının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Kadatro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 09.12.2014 tarihli, 2011/214 Esas, 2014/604 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olmayıp, taşınmazların mülkiyetine ilişkin olduğu gerekçesiyle; Mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; karar temyiz edilmeksizin 30.01.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararı üzerine, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 29.12.2016 tarihli, 2015/114 Esas, 2016/440 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 1984 yılından, eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli, 2017/215 Esas, 2017/184 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın taşınmazların aynına ilişkin olduğu, dava dilekçesinde davacı tarafından değer belirtilmediği, dava konusu taşınmazların değerinin Mahkemece de belirlenmediği belirtilerek, Mahkemece dava konusu taşınmazların değerinin belirlenmesi için bilirkişiden rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.12.2016 tarihli, 2015/114 Esas, 2016/440 Karar sayılı kararının HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi amacıyla ortadan kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar
... 7. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 29.12.2017 tarihli, 2017/444 Esas, 2016/440 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı uyarınca dava konusu taşınmazların değerinin belirlendiği, dosya kapsamına göre, eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 1984 yılından, eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, gerekçesiyle; davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
E. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince delilleri toplanmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi tarafından da dava konusu taşınmazların müvekkiline atalarından kaldığının açıkça beyan edildiğini, davalı tarafça dosya arasına sunulan senetlerin altındaki imzaların sahte olduğunu, bu durumun davalı tarafın mal kaçırma amacının olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2018 tarihli, 2018/251 Esas, 2018/534 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, eldeki davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 1984 yılından, davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 948 parsel sayılı 30.650,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve 26.09.1989 tarihinde tescil edilmiş; bilahare taşınmaz uygulama kadastrosu sonucunda 239 ada 31 parsel numarasını almıştır.
Dava konusu 1267 parsel sayılı 2.500,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit ve 20.11.1984 tarihinde tescil edilmiş; bilahare taşınmaz uygulama kadastrosu sonucunda 217 ada 8 parsel numarasını almıştır.
Dava konusu 1271 parsel sayılı 4.200,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına; 1273 parsel sayılı 14.250,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ise ... adına; tapu kaydı, taksim, ifraz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve 23.06.1986 tarihinde tescil edilmiş; bilahare uygulama kadastrosu sonucunda 1271 parsel sayılı taşınmaz, 217 ada 22 parsel numarasını; 1273 parsel sayılı taşınmaz ise 217 ada 10 parsel numarasını almıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 1984, 1986 ve 1989 yıllarından, eldeki davanın açıldığı 08.03.2011 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 144,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.