"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/243 E., 2023/88 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 E., 2021/296 K.
Taraflar arasındaki bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.04.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen davalı vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; mirasbırakan babası ...’nin 1987 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümünü intifa hakkını üzerinde bırakarak davalı kızı ...’ye temlik ettiğini, devrin muvazaalı olduğunu ve mal kaçırma amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, davalı ...’nin, borçları nedeniyle taşınmazın satılmasını engellemek üzere dava konusu taşınmazı davalı ...’e muvazaalı olarak temlik ettiğini, ...’in de taşınmazı üçüncü kişilere devrettiğini ileri sürerek taşınmazın dava tarihindeki değerinin miras payı oranında isabet eden kısmının taşınmazın davalı ...’ye temlik tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde; mirasbırakan babalarının ve annelerinin ölene kadar yanlarında olduklarını ve onlarla ilgilendiklerini, davacının 20 sene annesi ve babası ile ilgilenmediğini ve görüşmeyi reddettiğini, mirasbırakanın tüm çocuklarına ev alırken yardımcı olmak istediğini, ...’nin uzun süredir oturduğu dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında ...’ye devrettiğini, ...’nin taşınmazı satın aldıktan sonra ağır tadilatlar yaptırdığını, mirasbırakanın davacıya Mecidiyeköy’den ev alırken yardımcı olacağını belirttiğini, davacının Bakırköy’den ev alırken yardımcı olmasını istediğini ve başka yerden ev almayı kabul etmediğini, bu olaylar sonrasında da mirasbırakan ve eşiyle görüşmeyi kestiğini, ...’nin taşınmazı alacak ekonomik gücü olduğunu, mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazların da olduğunu, devrin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığını, ...’nin de borçları nedeniyle taşınmazı ...’e devrettiğini, temlikin gerçek olduğunu, ...’in de ekonomik gücünün taşınmazı alacak düzeyde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanığının mirasbırakanın mal kaçırma iradesine yönelik olarak herhangi bir beyanının olmadığı, mirasbırakan ve taraflar arasında herhangi ihtilaf, sıkıntı olmadığı ve mirasbırakanın Giresun'da başka bir taşınmazının bulunduğu yönünde beyanda bulunduğu, davacı tarafından mirasbırakanın kendisinden mal kaçırmasını gerektiren bir nedenin varlığı konusunda somut bir olgu da ortaya koyamadığı, mirasbırakanın diğer çocukları ile aralarında bir problem olduğunun da bildirilmediği, devir tarihinde adına kayıtlı başkaca taşınmazları da bulunduğu ve mal kaçırma saiki ile hareket etmesi halinde bunları da devredebileceği, bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı HMK’nın 190 ıncı TMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda alım satım esnasında gösterilen bedel ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğunu, davalıların mirasbırakan ve eşinin bakımını üstlenmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın devrinin bedelsiz olduğunun sabit olduğu ancak mirasbırakanın davacıyla beşeri ilişkisinin iyi olduğu, kendi terekesinde ve eşinin terekesinde mal varlığı bulunduğu, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçısından mal kaçırma olduğu iddiasının yöntemince ispatlanamadığı, mirasbırakan ve eşinin hayattayken çocuklarına destek olmaya çalıştıkları, mirasbırakanın davalı kızının borçları nedeniyle taşınmazı devrettiği, satışın bedelsiz olmasının, resmi senetteki bedelin rayiç değerden düşük gösterilmesinin, devredilen taşınmazın terekede kalan taşınmazlardan değerli olması gibi sebeplerin tek başına tasarrufun muvazaalı kabul edilmesine yeterli olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dışı taşınmazların değerlerinin tespit edilip devrin makul sınırda kalıp kalmadığının tespiti gerektiğini, mirasbırakanın intifa hakkını üzerinde bırakarak taşınmazı temlik ettiğini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, mirasbırakan adına kayıtlı iki taşınmazın paylı malik olduğu köy evi ve tarla olduğunu, davaya konu devrin destek amacıyla değil mal kaçırma amacıyla yapıldığını, davalıların da satın alma savunmasında bulunduklarını, bedeller arasında fahiş fark olduğunu, davalıların mirasbırakanın bakımını üstlenmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesi; 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğinden, mirasbırakan ...'nin kayden maliki olduğu 1987 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümünün çıplak mülkiyetini 03.03.2000 tarihinde davalı kızı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, ...'nin taşınmazı 17.02.2005 tarihinde kardeşi ...'e devrettiği, ...'in de 2005 yılında taşınmazı dava dışı kişilere temlik ettiği, mirasbırakanın 20.10.2001 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile müşterek çocukları ..., ... ve ...'nin kaldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle HMK'nın 190 ıncı ve TMK'nın 6 ncı maddeleri uyarınca davacı tarafın iddialarını ispat edemediği gözetilerek davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Davalılar vekili duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
...