"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1313 E., 2023/48 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/369 E., 2019/236 K.
Taraflar arasında görülen muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi, duruşma isteği değerden reddedildi, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının mirasbırakan babası ...'ın 06.11.2009 yılında vefat ettiğini, davacının da uzunca bir zamandır bakıma muhtaç pozisyonda hasta olduğundan babasının mallarının ne durumda olduğunu kontrol edemediğini, mirabırakanın vefatından yaklaşık 3-4 ay öncesinde ... köyünde bulunan 210, 209, 137 ve 5 parsel sayılı taşınmazları davacıdan mal kaçırmak amacıyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya devrettiğini, yine aynı saik ile aynı köyde bulunan 105 parsel sayılı taşınmazı da daha öncesinde satış yoluyla davalıya devir ve temlik ettiğini, bu durumu dava tarihinden kısa bir süre önce öğrendiğini, hileli şekilde gerçek iradeyi gizleyerek yapılan işlemlerden sonra mirasbırakanın başkaca hiçbir malvarlığının kalmadığını, bu durumun da mal kaçırma iradesinin en açık göstergesi olduğunu, ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan 105 parsel, 210 parsel, 209 parsel, 137 parsel ve 5 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasbırakan ile müvekkili arasında yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali hususunda mirasbırakan tarafından sağlığında açılmış her hangi bir dava bulunmadığını, mirasbırakan ve tarafların annelerinin ölünceye kadar müvekkili ile yaşadığını, bu durumun davalı tarafından da ikrar edildiğini, bahse konu ölünceye kadar bakım sözleşmesi tanıklar ... ve ... huzurunda ve tapu sicil müdürlüğünde yapıldığını, bu nedenle sözleşmenin muvazaalı olduğunu ispat etme külfetinin davacıya ait olduğunu, gerektiğinde yukarıda yazılı şahısların tanık olarak da dinlenebileceğini, mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmasını gerektirecek bir husus bulunmadığını, müvekkilinin ölünceye kadar bakma sözleşmesinde üzerinde düşen yükümlülüğü sonuna kadar yerine getirdiğini, her ne kadar davacı mirasbırakan babalarının bakıma muhtaç olmadığını iddia etmiş ise de bu sözleşmenin geçerli olması için bakıma muhtaç olma şartı aranmadığını, ayrıca mirasbırakanın bakıma ihtiyacı olmadığından bahsetmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, eğer mirabırakan mal kaçırma kastında olsa idi davacı adına ev satın alınmasını istemesinin söz konusu olamayacağını, mirasbırakanın davacı adına da ev alınmasını sağlayarak duyduğu minnet duygusu ile taşınmazları müvekkiline devrettiğini, davacıya alınan evin alım tarihindeki değeri ile müvekkile devri yapılan taşınmazların devir tarihi itibari ile değerlerinin tespiti gerektiğini, davacının ölünceye kadar bakım sözleşmesi ve diğer satış sözleşmesinden davacının haberdar oluğunu, bu sözleşmelere karşılık davacının kendisi için bir ev alınmasını istediğini ve almak için beğendiği evin bedelinin müvekkili tarafından yatırıldığını, bu evin alınmasının dahi davacının yapılan sözleşmelere onay verdiğinin ispatı olduğunu, müvekkili tarafından davacıya alınan evin bedeli ... Proje Hafriyat İnş.Taah. Müh. Nak.San. ve Tic. AŞ hesabına yatırıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu ... ili, Çan ilçesi, ... köyü, 210, 209, 137, 5 ve 105 parsellerinin tamamının evveliyatının mirasbırakan ... 'a ait olduğu, geriye mirasçı olarak bir erkek ve bir kız olmak üzere iki çocuğunun kaldığı, mirasbırakanın 105 parsel sayılı taşınmazın tamamını tapuda satış göstermek suretiyle davalı ...' a devrettiği, 210, 209, 137 ve 5 parsel sayılı taşınmazları ise Çan Tapu Müdürlüğünün 07.08.2009 tarihli 1629 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya bıraktığı, mirasbırakanın davalı ... ile beraber bir süre yaşadığı sonrasında ise aynı avlu içinde yer alan evlerde ayrı ayrı yaşadıkları, mirasbırakanın geçimini emekli maaşıyla ve çiftçilik yaparak sağladığı, mirasbırakanın bakıma ihtiyacının olmadığı, kendi ihtiyaçlarını kendisinin sağladığı, dava konusu 210, 209, 137 ve 5 parsel sayılı taşınmazları ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı oğluna bırakmasındaki amacının davacıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu; mirasbırakanın 105 parsel sayılı taşınmazı satmaya ihtiyacının olmadığı, her ne kadar yapılan devir tapuda satış olarak gösterilmiş ise de mirasbırakanın asıl amacının mal varlığını köyde yan yana yaşadığı davalıya hibe etmek olduğu, öte yandan temlik tarihinde 105 parsel sayılı taşınmazın satış bedeli ile taşınmazın satış tarihindeki değerinde bir tutarsızlık olmasa da bildirilen miktarın mirasbırakana verildiğinin ispatlanamadığı gibi bir banka makbuzu sunulmadığından satışın hibe amacıyla yapıldığı kanaatine varıldığı, davalı tarafça, yapılan işlemlere karşılık olarak davacıya ... de daire alındığı iddia edilmiş olmasına ve davalı tarafça 31.000,00 TL 'nin davacı adına ... inşaata yatırıldığı tespit edilmesine rağmen bu miktarın hangi hukuki ilişki uyarınca gönderildiği ispatlanamadığı gibi davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bırakılan ve satış yolu ile devir edilen taşınmazların karşılığı olamayacağının açık olduğu gerekçesiyle davalı tarafın iddiasının yerinde görülmediği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu ... ili, Çan ilçesi, ... köyü, 210, 209, 137, 5 ve 105 parsel sayılı taşınmazların davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bırakılması ve satış yolu ile devredilmesinin muvazalı olduğu, mirasbırakanın asıl amacının diğer çocuğundan mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ispat yükünün davacıda olduğunu fakat davacının iddiasını ispatlayamadığını, tam aksine mirasbırakanın amacının mal kaçırma olmadığının, zira bu temliklere karşılık davacıya daire alındığı hususunun gerek banka dekontu gerekse tanık, mahalli bilirkişi beyanları ve diğer delillerle müvekkili tarafından ispatlandığını, davacıya alınan dairenin dava ve işlem tarihindeki değeri belirlenmeksizin ve dava konusu taşınmazlardaki hissesi ile karşılaştırılmaksızın bu dairenin dava konusu taşınmazların karşılığının olmayacağının belirlenmesinin dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca dinlenen davacı tanıklarının beyanları da dahil olmak üzere mirasbırakan ile davacı arasında bir sorun olmadığını ve iyi geçindiklerini, bu nedenle mirasbırakanın davacıdan mal kaçırması için bir neden bulunmadığını, yine mirasbırakan ve mirasbırakanın eşinin yaşlı olup aynı evde müvekkili ile birlikte yaşadıklarını, ihtiyaçlarının müvekkili ve müvekkilinin eşi tarafından karşılandığının tanık beyanlarıyla ispat edildiğini, somut olayda mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, kendisine özenle bakan müvekkile minnet duygusu ile çekişmeli taşınmazları temlik ettiği, temlikin bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın tüm taşınmaz mal varlığının davaya konu 5, 105, 137, 209 ve 210 parsel sayılı 5 adet taşınmazdan ibaret olduğu, mirasbırakanın bunlardan makul değere sahip birini temlik ederek bakımını sağlama imkanı varken dördünü birden 07.08.2009 tarihli tek işlemle ölünceye kadar sözleşmesi karşılığında davalıya temlik ettiği, birini ise farklı tarihte de olsa aynı mirasçıya satarak temlik ettiği, mirasbırakanın tüm malvarlığını iki mirasçısından birisine temlik etmesinin, temlik edilen mirasçıyı koruyup diğer mirasçıyı mirastan mahrum bırakma amacına yönelik olduğu, davalı, dava konusu temliklerden davacının haberdar olduğunu ve davacının bunların karşılığında bir ev satın alınmasını istediğini, bunun üzerine davacı adına 31.000,00 TL ödemenin inşaat firmasına kendisi tarafından yapıldığını ileri sürmüşse de dava konusu 31.000,00 TL ödemenin 19.08.2009 tarihinde yapıldığı, dava konusu taşınmazların 2009 yılı değerlerinin yaklaşık 342.288,00 TL olduğu, davacının ve davalının birer paya sahip olması nedeni ile bunun yarısı olan 171.144,00 TL'nin davacıya ait olduğu, davalı tarafından davacı adına yapıldığı bildirilen ödemenin ise bunun çok altında bir rakam olan 31.000,00 TL olduğunun görüldüğü, bu nedenle bu ödemenin denkleştirmeye karşılık olamayacağı; davalı taraf dava değeri ve yargılama giderlerinin yanlış hesaplandığını ileri sürmüşse de muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, dava konusu taşınmazların dava tarihi itibarı ile belirlenen değerinin davacının miras payına olan oranı olduğundan, dava konusu 5 adet taşınmazın dava tarihi itibarı ile toplam değerlerinin 600.882,28 TL olduğu, davacının miras payının 1/2 olması nedeni ile dava değerinin 300.441,14 TL olduğu, bu miktar üzerinden yatırılması gereken peşin harcın 5.130,78 TL olduğu, davacının dava açarken 68,31 TL yatırdığı, 14.03.2019 tarihinde 3.330,00 TL yatırdığı, 06.05.2019 tarihinde ise 1.831,00 TL yatırdığı, toplamda 5.229,31 TL yatırdığı görüldüğünden, yaklaşık 100,00 TL fazla harç yatırdığı, İlk Derece Mahkemesince de dava değerinin 300.441,14 TL olarak belirlenip harç, vekalet ücreti dahil olmak üzere yargılama giderlerinin bu miktar üzerinden hesaplanmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili duruşma talepli temyiz dilekçesinde özetle; davaya cevap ve istinaf dilekçelerindeki hususları tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken bakiye 15.392,35 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...