"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/597 E., 2022/2020 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/334 E., 2021/395 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle (süresinden sonra sunulan dilekçede talep edilen duruşma isteğinin reddine karar verilip); kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, 2. Bölge, ... Mahallesi 515 parsel sayılı arsanın 15.6.1979 tarihinden beri maliki olduğunu, davalılardan ... ile taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, inşaatın bitim ve teslim tarihinin ruhsat alımından itibaren bir yıl olduğunu, kendine düşen edimini ifa edip arsayı temiz olarak davalıya teslim etmesine rağmen o tarihten bugüne kadar kendisini oyaladıklarını, davalının davacıdan elden 200.000,00 TL para aldığını, ...'deki iki adet dükkanı kendisine satması karşılığında davacıya arsa vermesi hususunda kendisini (davacıyı) ikna ettiğini, dükkanların satılmasına rağmen o günden beri ne elden alınan para ve ne de bu dükkanların bedeli 450.000,00 TL'nin kendisine ödenmediğini, inşaat başlamayınca arsayı satmaya karar verdiğini, yapılan araştırma ile arsa üzerinde satış vaadi sözleşmesi şerh edilmediğini ve üzerinde Finansbank lehine 3.100.000,00 TL'lik ipotek olduğunu, arsanın 2016 aralık ayında satıldığının öğrenildiğini, arsanın 23.12.2016 tarihinde satış vaadi sözleşmesinden 3 ay sonra kendi adamları olan ... tarafından ...'e, daha sonra ...'in 22.2.2017'de ... Yapı San ve Dış Tic. A.Ş'ye, 29.11.2017'de ... Yapı San. ve Dış Tic, A.Ş'nin 257/457 hissesini kendi üzerinde bırakıp 290/457 hisseyi tekrar ...'e, sonra bu yerin kendi adamları olan ...'a satıldığını, davacının satış vekaleti vermek yönünde bir iradesinin olmadığını, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek kendisini zarara uğrattıklarını ileri sürerek hata, hile ve çeşitli desiselerle elde ettikleri taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ..., ..., ..., ... Yapı San. ve Dış. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın satış vekaletnamesi vermediğini beyan ettiğini, noteri de suçlayarak sahte vekaletname işi içinde olunabileceği yönünde beyanda bulunulduğunu, bu durumun inandırıcılıktan uzak olduğunu, müvekkili ...'in Şirket yetkilisi olması ve Şirket adına işlem yapması nedeniyle şahsına dava yöneltilemeyeceğini, ...'in diğer davalı ... Şirketi ile resmi bağı bulunmadığını, alacak verecek meselesinden dolayı satış vekaletnamesinin verildiğini ve bu nedenle satış işleminin yapıldığı hususunun herkes tarafından bilindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; diğer davalılarla arasında doğrudan, dolaylı ya da organik bir bağ mevcut olmadığını, davalılardan ...'i tapu devrinden dolayı tanıdığını, ticari amaçlı olarak bu yerin satın alındığını, dava konusu taşınmazın ipotek taksitlerini ödemekte olduğunu, söz konusu ödemelerin kendisi adına ... İnşaat yetkilisi ... Tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli ve 2018/334 Esas, 2021/395 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından davacı ile davalılardan ... arasında 21.09.2016 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından her ne kadar satış yetkisi verme iradesi bulunmasa da bu yetkiyi içeren vekaletnamenin 23.12.2016 tarihinde ...'a verilmiş olduğu ve vekil tarafından aynı gün taşınmazın devrinin gerçekleştirildiği, davalılar tarafından davacının satış yetkisi vermediği iddiasının inandırıcı ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı, satışların gerçek satış olduğu belirtilmesine rağmen satış nedeniyle davacıya yapılmış bir ödemeden bahsedilmediği, kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş bir yer ile ilgili bu sözleşme feshedilmeksizin taşınmazın satışı iradesi ile vekalet verildiği iddiasının aslen hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, davalı konumunda yer alan tarafların birbirleri ile doğrudan ya da dolaylı bir bağları bulunmadığı ileri sürülmüş ise de mevcut delillerden tarafların birbirlerini tanıdıkları, birlikte iş yaptıkları ve ortak irade ile hareket ettikleri kanaatine varıldığı; tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanı ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davalıların fikir birliği içinde hareket ederek davacıdan satış yetkisi içeren vekaleti bir şekilde alarak taşınmazın devrini sağladıkları, son malik ...'ın da diğer davalılarla ortak hareket ettiği anlaşıldığından iyi niyet iddiasına itibar edilmediği ve taşınmazın muvazaalı olarak devredilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından her ne kadar hile hukuksal nedenine dayalı olarak taşınmazın satıldığı iddia edilmiş ise de dava konusu olayda davacının kendi hür iradesi ile 2016 yılında ...'a satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile bu hususun sabit olduğunu, ön inceleme duruşmasında davanın hata, hile iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil olarak nitelendirildiğini, ancak açılan davanın hile nedenine dayalı olduğunu, davacının satış vekaletini 23.12.2016 tarihinde verdiğini ve ilk satışın yapıldığı 23.12.2016 tarihinde tapu memurunun vekaletin alt kısmına kendi el yazısı ile düştüğü notta; " davacı ... ile bizzat görüştüğü ve vekaletin bizzat kendisi tarafından verildiğini teyit ettiği" hususunun kayda geçtiğini, dolayısıyla davacının vekaleten satış işleminden 23.12.2016 tarihinde haberdar olduğunu ve öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerinde dava açılmadığını, öğrenme tarihinin 16.7.2018 olduğu yönündeki beyanlara itibar edilemeyeceğini, gerekçeli karada davanın niteliğinin belirtilmediğini, müvekkilinin petrol ve hafriyat işleri ile uğraştığını, eldeki dava konusu taşınmazla ilgili olarak yalnızca dava dışı ...'ı tandığını, dava dışı ...'ın sahibi olduğu ... ... İnşaat firması ile birlikte Gebze Metro İnşaatının bir bölümünde 2017 yılında hafriyat işini üstlediklerini, müvekkili ...'in bu ortaklıktan kaynaklı olarak ...'a duyduğu güvenden dolayı bu ticareti sırasında çeklerle işlem yaptığını, bu çeklerin tamamının da müvekkilinin aile şirketi olan ... Petrolleri adına verildiğini, ancak bir süre sonra bu çeklerin ödenmediğini, bu çeklerle birlikte müvekkili ...'in ...'a birden fazla kez ödünç para verdiğini, bunun üzerine müvekkilinin ... ile görüşme sağladığını ve ...'ın ticareti konusunda bir takım sıkıntılar yaşadığından ödemelerde aksamaların olduğunu, kendisine olan borcuna karşılık elinde bulunan bir arsayı verebileceğini, kalan borcunu da kredi çekip ödeyeceğini söylediğini, bunun üzerine arsanın alımı konusunda tarafların anlaştıklarını, ancak bir süre sonra, bankadan kredi çıkmadığını, toplu para da bulamadığını, isterse arsa üzerine ipotekle kredi çekip müvekkiline olan borcunu ödeyeceğini, kredi taksitlerini de kendisinin ödemesini teklif ettiğini, bu teklif üzerine bankadan kredi hesabı açıldığını ve ...'ın müvekkiline olan borcuna karşılık bankadan kredi çekerek kredi taksitlerini ödemeyi de kendisinin üstlendiğini, dosya arasında bulunan Finansbak a ait dekontlardan da anlaşılacağı üzere ...'ın yetkilisi olduğu ve şahıs firması olan ... tarafından kredi kullanıldığını ve bu kredilerin ödendiğini, yargılama safahatında her ne kadar müvekkilinin dava dışı ...'la olan ticaretinin yargılama konusu dışında kaldığı düşüncesiyle bu çekler ve alacak konusu dosyaya sunulmamış ise de Yerel Mahkemenin hiç bir araştırma yapmadan müvekkilinin taşınmazı bila bedel satın aldığına yönelik kabulü karşısında anılan çeklerin istinaf dilekçesi ekinde sunulduğunu, müvekkilinin iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2022 tarihli ve 2022/597 Esas, 2022/2020 Karar sayılı kararıyla; dosya içeriği ve toplanan delillerden davacı ...'ın, .... Noterliği'nin 23.12.2016 tarih ve 55720 yevmiye nolu vekaletnamesi ile kayden maliki olduğu kat mülkiyeti kurulu İstanbul ili Üsküdar (Ümraniye) ... köyü 513 parsel sayılı taşınmazı dilediği kişiye satış yetkisini içerir şekilde davalı ...'u vekil tayin ettiği, vekilin anılan vekaletnameye istinaden 513 parsel sayılı taşınmazı 22.02.2017 tarih ve 34501 yevmiye numaralı resmi senet ile 130.000,00 TL bedelle davalı ...’ne satış suretiyle temlik ettiği, bilahare ...'nin taşınmazın 257/457 hissesini uhdesinde bırakarak 200/457 hissesini 30.11.2017 tarih ve 5341 yevmiye numaralı resmi senet ile 50.000,00 TL bedelle davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiği, son olarak da ...'nin uhdesinde kalan 257/457 hisseyi 75.919,04 TL bedelle, ...'in de maliki olduğu 200/457 hissesini 59.080,96 TL bedelle 01.12.2017 tarih ve 34750 yevmiye numaralı resmi senet ile satış suretiyle kayıt maliki davalı ...'a temlik ettikleri, ...’nin yetkilisinin ... olduğu, ... tarafından ... ile ...'in şirketi münferiden temsil etmek üzere vekil tayin edildikleri, ayrıca dava konusu 513 parsel ile ilgili olarak ... ile ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 21.09.2016 tarihinde "düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi" düzenlendiği, yüklenici şirketi ...'in temsil ettiği, ... ile ...'in aynı hanede kayıtlı oldukları, öte yandan son kayıt maliki davalı ... ile dava dışı ...'ın arasında iş ilişkisi olduğu, ...'ın davalı ...’nin yetkilisi olduğu, belirlenen bu olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'in de durumu bilen ya da bilmesi gereken konumda olduğu, bu nedenle Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi anlamında iyiniyetli sayılamayacağı, keza, Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı; hal böyle olunca, davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizllik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; hile ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ve 1024 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ...'ın, .... Noterliği'nin 23.12.2016 tarih ve 55720 yevmiye nolu vekaletnamesi ile kayden maliki olduğu 513 parsel sayılı taşınmazı dilediği kişiye satış yetkisini içerir şekilde davalı ...'u vekil tayin ettiği, vekilin anılan vekaletnameye istinaden çekişmeli taşınmazı 22.02.2017 tarihinde satış yolu ile ve 130.000,00 TL bedelle davalı ...’ne temlik ettiği, bilahare ...'nin taşınmazın 257/457 hissesini uhdesinde bırakarak 200/457 hissesini 30.11.2017 tarihli satış işlemi ile ve 50.000,00 TL bedelle davalı ...'e devrettiği, son olarak da ...'nin uhdesinde kalan 257/457 hisseyi 75.919,04 TL bedelle, ...'in de maliki olduğu 200/457 hissesini 59.080,96 TL bedelle 01.12.2017 tarihinde satış suretiyle kayıt maliki davalı ...'a temlik ettikleri, ...’nin yetkilisinin ... olduğu, ayrıca ... tarafından ... ile ...'in şirketi münferiden temsil etmek üzere vekil tayin edildikleri, öte yandan dava konusu 513 parsel ile ilgili olarak ... ile ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 21.09.2016 tarihinde "düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi" düzenlendiği, yüklenici şirketi ...'in temsil ettiği, ... ile ...'in aynı hanede kayıtlı oldukları, son kayıt maliki davalı ... ile dava dışı ...'ın arasında iş ilişkisi olduğu, ...'ın davalı ...’nin yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 81.972,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi