Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1902 E. 2024/3262 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf adına tescil edilen taşınmazların, mirasçı olduklarını iddia eden davacılar tarafından tapu iptali ve tescil talepli davada, davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, mirasçı oldukları kişilerin tüm mirasçılarını ve terekeye döndürme istemini içermeyen dava ile taşınmazların tamamı üzerinde hak iddia edemeyeceği ve davayı tek başına açamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/989 E., 2021/933 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/338 E., 2017/299 K.

Taraflar arasındaki mahluliyet kararının kaldırılması ve tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Paşa'nın beş çocuğundan biri olan ... Paşa'nın tek mirasçısı olduğunu, 388 ada 41, 42 ve 43 parsellerin geldisi olan 388 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların ... Paşa adına kayıtlı iken kadastro çalışmaları sırasında ... Paşanın üç evladı adına tescil edildiğini fakat ... ve ...'e ait payların alınan mahluliyet kararı ile davalı Vakıf adına tescil edildiğini, mahluliyet kararının gerekçesinin her iki mirasbırakanın çocuksuz vefat etmeleri olduğunu, 1926 yılında yürürlükte olan kanun gereğince mutasarrıfın çocuğu yoksa kardeşlerine ve onların çocuklarına tasarruf hakkının geçeceğini, kötüniyetli olarak mahluliyet kararı alındığını ileri sürerek dava konusu 388 ada 41, 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazların 282/360 payı ile ilgili olarak davalı Vakıf tarafından alınan mahluliyet kararının kaldırılmasına, taşınmazın adına iade ve tesciline karar verilmesini istemiş, 16.11.2015 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise, taşınmazın 144/360 pay sahibi ... ve ...’in kardeşi ...’ın tek mirasçısının kendisi olduğunu, 144/360 paya ilişkin dava açtığını, ... ve ...’in tek mirasçısı olmadığını, ölümleri ile mirasın kardeşleri ..., ... ve ...’e intikal ettiğini, hasımlı veraset ilamı alınmasına gerek olmadığını, 42 parsel yönünden davasını atiye terk ettiğini, bu taşınmaza ilişkin daha sonra başka taleplerle dava açacağını belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; mahluliyet kararının kaldırılması talebi idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, tek başına miras payı talepli dava açamayacağını, mirasçılardan Türk Vatandaşlığından çıkan olduğunu, davacının evlat edinme ile mirasçı olduğunu, tapu maliki ile mirasbırakanın aynı kişi olup olmadığının tespiti ve hasımlı veraset ilamı alınması gerektiğini, 144/360 payın ... ve ...’den mahlülen adına tescil edildiğini, hükmen tescil edilen 108/360 payın dava edilemeyeceğini, Vakıflar Kanunu yürürlüğe girmeden vakfın intikalinin üç safahatta düzenlendiğini, 1284 tarihine kadar sadece mutasarrıfın çocuklarına intikal ettiği, 1284-1328 arasında harcı yatırılarak çocukların yanında anne, baba ve kardeşler olarak genişletildiği, 1328 sonra harç yatırılmasa da tüm mirasçıları anne, baba, kardeş vs intikal edebileceğini, vakıf adına 1949 tarihinde tapu oluştuğunu, hükmen tescil edilen paylar yönünden mirasçı olduğu iddiası ile açılan derdest iki davanın devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarih 2015/338 E., 2017/299 K. sayılı kararı ile; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sırasındaki beyanlarını tekrarla iddianın ispatlandığını, hasımlı veraset gerekmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarih 2019/989 E., 2021/933 K. sayılı kararı ile; hasımlı veraset ilamı alınmasına ilişkin Mahkemece verilen süreye rağmen dava açmayacağını beyan ettiği de gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, mahluliyet kararının kaldırılması ve tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705, 702, 599 ve 640 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

Dava konusu 388 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 108/360 payı ..., 144/360 payı ... Vakfı, 90/360 payı ... ve 18/360 payı ... kızı ... adına kayıtlı iken, ... ve ... payının da hükmen 22.07.1992 tarihinde vakfa geçtiği, 25.09.2001 tarihinde tevhit ile vakfın payının 252/360 olduğu, vakıf adına kayıtlı 144/360 payına dayanak 18.03.1949 tarih 59 no.'lu tapu kaydında “8/20 payı ... Vakfından olup ... Paşanın üstünde iken beş evladından ikisi olan ... ve ... Paşanın 50 sene evvel bila veled vefatı ile mahlulen ve tashihen vakfı namına tescili Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğünün 30.12.937 tarih 1722 nolu tezkeresi ile istenilmiş olup tescil edilmiştir.” şeklinde olduğu; taşınmazın 388 ada 41, 42 ve 43 parsele gittiği, 42 parselin yol olarak terkin edildiği, 388 ada 41 parsel sayılı 17.702 m² tarla ve 43 parsel sayılı 9.360 m² tarla nitelikli taşınmazların 252/360 payının ... Vakfı adına kayıtlı olduğu, .... Noterliğinin 10.12.1975 tarih 17485 yevmiyeli mirasçılık belgesine göre mirasbırakan ... ... Paşa’nın ölümü ile geride oğulları ..., ..., ..., ..., ...’un kaldığı, ...'in 1275 ve ...’in 1301 yılında çocuksuz vefat ettiği, mirasçı olarak kardeşlerinin kaldığı, ...’ın ölümü ile eşi ... ile çocukları ..., ... ve ölen kızı ...’nin eşi ... ile kızları ...’nin, ...’in ölümü ile eşi ..., müşterek çocukları ... ve ...’in, ...’un ölümü ile çocukları ..., ..., ... ve Hatice ...’nin mirasçı olarak kaldığı, Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.02.2010 tarihli ve 2009/1765 E., 2010/176 K. sayılı hasımsız veraset ilamı ile ... Paşa oğlu ... Paşa’nın tek mirasçısının davacı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle her ne kadar eldeki davada hasımlı veraset ilamı alınması ile işin esasının çözülmesi gerektiği açık ise de yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak taşınmazdaki ... ve ...’e ait 144/360 pay yönünden dava açıldığının beyan edildiği, kayıt maliki olduğu iddia edilen ... Paşa çocuklarından ... ve ...’in çocuksuz öldüğü, kardeşlerinden ...’ın tek mirasçısının davacı olduğu, ancak ... ve ... adında başka kardeşleri ve mirasçıların daha bulunduğu, tüm mirasçıların davada yer almadığı ve terekeye döndürme isteminin de bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, davacının eldeki davayı tek başına açamayacağı gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesinin bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.