Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2241 E. 2024/3386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı taşınmaz temliklerinin muris muvazaası olup olmadığı ve davacının miras payına karşılık gelen değerin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin bozma kararına uygun olarak verdiği hükümde ve karar gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı gözetilerek, davalıların temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/321 E., 2023/48 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali-tescil ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...’in 189 ada 52 parsel sayılı taşınmazını çocukları davalılar ... ve ...’a yarı yarıya doğrudan; 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı ...’i ara malik olarak kullanmak suretiyle davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ara malik Yüksel ile ...’un samimi arkadaş olup aynı işi yaptıklarını, taşınmazların her zaman davalıların kullanımında bulunduğunu, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa bedelinin davalılar ... ve ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ...; çocuk yaştan beri babalarının yanında çalıştıklarını, sağlık güvencesi olmayan mirasbırakan anne ve babalarının sağlık ve diğer tüm giderlerini üstlendiklerini, bu nedenle 189 ada 52 parsel sayılı taşınmazın bakım karşılığı, minnet duygusuyla, düşük bedelle temlik edildiğini, diğer taşınmazların ise kendilerine daha fazla yük olmak istemeyen mirasbırakan tarafından gerçek satışla bedeli karşılığında davalı ...'e temlik edildiğini, davalı ...'un baba yadigarı olan bu taşınmazları küçük bir kar payı karşılığında davalı ...'den satın aldığını, temliklerde muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalı ...; taşınmazları tapu siciline güverek ve bedelini ödeyerek iyiniyetli olarak satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2018 tarihli, 2015/137 Esas, 2018/215 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın tüm mirasçılarına taşınmazlar verdiği, temlikteki amacının mal kaçırma değil paylaştırma olduğu, davacının talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26.05.2021 tarihli ve 2019/1993 Esas., 2021/1009 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 19.04.2022 tarihli ve 2022/303 Esas, 2022/3250 Karar sayılı kararıyla; “...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle taşınmazın mirasbırakan tarafından oğulları olan davalılara mal kaçırma iradesi ile değil de bakım karşılığı minnet duygusuyla temlik edildiği gerekçesiyle 189 ada 52 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının 189 ada 52 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından davalı ... ile davalı ...’un yakın arkadaş oldukları, taşınmazların davalı ... tarafından hiç bir zaman kullanılmadığı, 12.02.2009 tarihli akitte satış bedelinin 27.000,00 TL olarak yer aldığı ve bu bedelin alıcı ... tarafından satıcı Yüksel’e banka aracılığıyla gönderildiği ne var ki taşınmazın satış tarihindeki değerinin 524.737,00 TL olduğunun keşfen saptandığı anlaşılmakla, çekişme konusu 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan tarafından ara malik kullanılarak davalı ...'e temlikinin muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davalıların paylaştırma savunmaları bulunmamasına rağmen Mahkemece paylaştırma savunması esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerindedir.Davalıların temyiz itirazlarına gelince: İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği halde karara karşı yalnız davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davalılar tarafından kararın istinaf edilmediği, davacının istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği anlaşılmaktadır. O halde, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın, aleyhine yeni bir durum oluşmadıkça temyiz yoluna başvuramayacağı açıktır. Açıklanan nedenle davalıların temyiz dilekçesinin reddi gerekir" gerekçesi ile davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuş, davalılar vekilinin temyiz dilekçesi reddedilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 08.05.2018 tarihli kararda açıklanan gerekçeler ile ve bozma kapsamı itibariyle dava konusu 189 ada 52 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu iptal tescil ve terditli alacak davasının reddine, diğer dava konusu 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise taşınmazların davalı ... tarafından kullanılmamış olmaları, satış tarihindeki değer ile satış bedeli arasındaki fark ve bozma kapsamı itibariyle muris muvazaasının varlığının kabulü gerektiği gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin önceki kararında açıkça muvazaanın bulunmadığının belirttiğini, buna rağmen Yargıtay bozma kararından sonra önceki kararında direnmediğini ve önceki kararı kendisi vermiş olmasına rağmen bozma ilamına uyarak kendisi ile çelişir şekilde karar verdiğini, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kısmın hatalı olduğunu, mirasbırakan ...'in, sağlığında mallarının üzerinde tasarruf yetkisini kullandığını, hacca gidip döndüğü 1992 yılını müteakip eşini kaybetmesinin sonrasında çalışamaz duruma düştüğünü ve son 10 yılını yardımsız ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda geçirerek vefat ettiğini, vefat etmeden önce tüm taşınmazlarını oğulları arasında paylaştırdığını, dava dışı 44 ve 45 parsellerin bedelleri mirasbırakan tarafından ödenerek davacı adına tescil edidiğini, bu aşamada kızlarını da unutmayan mirasbırakanın miras paylarına karşılık gelen bedelleri kızlarına ödediğini, 171 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de satış bedelinin 20.000,00'er TL şeklinde tüm mirasçılara mirasbırakanın sağlığında paylaştırıldığını, devirler nedeniyle tüm mirasçılara nakit miras payı ödemesi yapıldığını, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğunu, davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığını, taşınmazların davalı ... tarafından fiilen kullanılmadığı iddia edilse de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira bu iddianın, ...'ın kullanımı olmadığına yönelik davacının soyut iddialarından başka hiçbir delile dayanmadığını, davalı müvekkillerinin emek ve nakdi karşılığını ödedikleri taşınmazları mirasbırakanın "mal kaçırmaya yönelik olmayan" iradesi ile devraldıklarını, mirasbırakan hayatta iken davacının kendisi ile ilgilenmediğini, sağlık sorunları ve bakımı ile müvekkillerinin ilgilendiklerini, tanık beyanlarının da mirasbırakanın bakımının davalılar tarafından yapıldığı yönünde olduğunu, davacı tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

2. 4721sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu mirasbırakan ...’in 14.04.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları davacı ..., davalılar ... ve ... ile dava dışı ..., ..., ... ve ...’nin kaldığı; mirasbırakan ...’in 189 ada 52 (eski 1037) parsel sayılı taşınmazını 10.04.1990 tarihinde davalılar ... ve ...’e yarı yarıya; 171 ada 10 (eski 1157) ve 11 (eski 1156) parsel sayılı taşınmazlarını 01.05.2008 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, Yüksel’in anılan iki parça taşınmazı 12.02.2009 tarihinde davalı ...’e devrettiği, mirasbırakanın geride dava tarihindeki değeri 42.218,00 TL olan tek parça taşınmazının kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.976,49 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.