Logo

1. Hukuk Dairesi2023/2275 E. 2024/6900 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ile mirasta denkleştirme davasında, birden çok talep içeren davada temyiz kesinlik sınırının nasıl belirleneceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davada objektif dava birleşmesi bulunduğundan her bir talep için ayrı ayrı temyiz kesinlik sınırı belirlenmesi gerektiği, davacıların her birinin miras payına isabet eden değerin ve mirasta iade talebine ilişkin değerin temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gözetilerek davalıların temyiz dilekçesinin değerden reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2441 E., 2023/380 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret-Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/461 E., 2022/746 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ile mirasta denkleştirme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat Mahmut Kamacı, davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat.... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hemen belirtilmelidir ki; HMK’nın “Davaların Yığılması” başlığını taşıyan 110-(1) maddesinde “Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” şeklindeki düzenleme ile aynı yargı sınırları içinde davacının, aynı davalıya karşı birden fazla talebini ileri sürme olanağı tanınarak dava şartları belirlenmiştir.

Aynı yargılama sınırları içinde birden fazla bağımsız davanın bulunması hali olarak nitelendirilen dava birleşmesini iki gruba ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi, davacı veya davalı yanda veya hem davacı hem de davalı yanda taraf çokluğu olması sebebiyle doğan “ subjektif dava birleşmesi”; diğeri ise aynı yargılama sınırları içinde ve taraflardan birinin diğerine karşı birden fazla davasının bulunması halinden doğan “objektif dava birleşmesidir”. (Yavuz Alangoya, Medeni Usul Hukukunda Dava Ortaklığı,S:30, Aynı yönde, Sabri Şakir Ansay, Hukuk Yargılama Usulleri, S:83,129.)

Bir davada objektif dava birleşmesinden bahsedebilmek için; taraflarının aynı olması, başka bir deyişle davacının, birden fazla talebini aynı davalıya karşı ileri sürmesi, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebin bulunması, taleplerin aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve aynı yargılama usulüne tabi olması gerekir.

Davaların yığılmasında (objektif dava birleşmesi) görünüşte tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava vardır ve yargılamada her bir dava (talep) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görür ve karara bağlanır (Kuru/Arslan/Yılmaz: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2011, S:284,285).Öte yandan, pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur

Somut olayda; davacılar dava dilekçesi ile davalılara karşı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis ile mirasta denkleştirme taleplerini aynı davada birleştirmiştir. Davacıların talepleri yönünden objektif dava birleşmesi söz konusu olup birden çok talep sonucu ve dava bulunduğuna göre her bir talep için ayrı ayrı temyiz kesinlik sınırı belirlenmelidir.

Dosya içeriğine göre, dava konusu 403 ada 5, 399 ada 4, 8 ve 9, 318 ada 38, 432 ada 39, 357 ada 7 parsel, 201 ada 1 parsel ile 18981 ada 2 parselde bulunan 33 nolu bağımsız bölümün (3. kişiye devri nedeniyle bedele karar verilen) dava tarihindeki keşfen saptanan değeri üzerinden davacıların her birinin miras payına (1/4) 151.532,98 TL isabet ettiği ve her bir davacının mirasta iade talebine ilişkin 112.308,75 TL’nin tahsiline karar verildiği, anılan değerlerin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalıların temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.