"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/565 E., 2020/710 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili talepli davanın; önceki tarihli bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, 6110 ada 9 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan kök 930 parsel sayılı taşınmazın 1. derece doğal sit alanında ve bataklık sahasında kaldığını, taşınmaza kadastro çalışmaları sırasında Şubat 307 tarih ve 132 sıra numaralı tapu kaydının uygulandığını, uygulanan tapu kaydının miktarının 20.000 metrekare olduğunu, revizyon gören tapu kaydının kuzey hududunun Kopak Çayı, doğu hududunun ise genişletilmeye elverişli bataklık ve göl olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın 25.000 metrekare olarak tapuya tescil edildiğini, şu halde kaydın miktarından fazlasına revizyon gördüğünü açıklayarak 930 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olan kısmının ifrazından oluşan 6110 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın sit alanında kalmasının revizyon gören tapu kaydını geçersiz hale getirmeyeceğini, davalının kayden taşınmazı devralan iyi niyetli 3. kişi olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.11.2017 tarih, 2014/355 Esas-2017/275 Karar sayılı kararı ile taşınmaza uygulanan kaydın miktarından fazlasına revizyon gördüğü, fazlalığın taşınmazın gayri sabit nitelikteki doğu hududundan kaynaklandığı, bu hududun evveliyatının bataklık ve çay olduğundan bu tür yerlerin imar ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı, kayıt fazlasının Hazine adına tescili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 6110 ada 9 parsel 71400 hisse kabul edilerek, 14280/71400 oranındaki davalının hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 57120/71400 oranındaki hissenin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.07.2020 tarih, 2018/1697 Esas- 2020/4619 Karar sayılı kararıyla: "Uyuşmazlık konusu taşınmazın kök parsele revizyon gören kaydın miktar fazlası bölümünde kalmadığı ve sit alanına dahil olmadığı, bu şekilde devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereken bir yer olmayıp özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazlardan olduğu, ayrıca taşınmazın 21.07.1993 tarihli ve 9972 yevmiye numaralı satış işlemi ile davalı adına tescil edildiği, tapu kütüğündeki kayda iyiniyet ile dayanarak kazanımda bulunan 3. kişinin kazanımının korunması gerektiği, dosyadaki belgeler ile 3. kişi mahiyetindeki davalının kötüniyetle kazanımda bulunduğunun da ispat edilemediği bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne hükmedilmesinin isabetli olmadığı'' hususuna değinilerek önceki karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, uyuşmazlık konusu parselin miktar fazlası alanda kalmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereken bir yer olmayıp özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazlardan olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kadastro sırasında dava konusu taşınmaza uygulanan tapu kaydının gayri sabit sınırlı olduğu ve miktarından fazlasına revizyon gördüğü, taşınmazın evveliyatı sazlık ve bataklık nitelikte, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup herhangi bir nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceği ve özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanununun 20 nci ve 21 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda, Antalya ili, Merkez ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 930 parsel sayılı taşınmaz yörede 19.10.1957 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 25.000 metrekare yüz ölçümüyle, Şubat 307 tarih ve 132 sıra numaralı tapu kaydına istinaden Hakkı oğlu Abdullah Akdoğar ve Ömer Akdoğar adına tespit edilmiş, tespitin 21.03.1958 tarihinde kesinleşmesi üzerine bu şahıslar adına tapu kaydı oluşmuş, 25.04.1986 tarihinde satış suretiyle taşınmaz Adıgüzel Yoldaş’a geçmiş, imar uygulaması sonucunda gittiği 6110 ada 9 parsel sayılı taşınmaz 21.07.1993 tarihli ve 9972 yevmiye numaralı satış işlemi ile davalı adına tescil edilmiştir.
2.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin ''j'' bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.