"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1134 E., 2023/516 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/561 E., 2022/101 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.01.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Avukat .... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 1147, 1149, 1150, 1180, 1185, 1195, 1226, 1229 ve 1267 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan babası ...’a ait iken, ölümü ile tüm mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti halinde intikalinin yapıldığını, okur-yazar olmadığını, imza atamadığını, ayrıca ruh sağlığının da yerinde olmadığını, davalı yeğeni Ersin’in işlem yapılacağını söyleyerek kendisini kandırdığını ve dava konusu taşınmazlardaki paylarının adına tescilini sağladığını, kendisine herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, 22.10.2018 tarihinde Tapu Müdürlüğüne gittiğinde taşınmazların davalıya devredildiğinden haberdar olduğunu ileri sürerek hile ve gabin hukuki nedenlerine dayalı olarak tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların rayiç değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının bedeli karşılığında ve isteyerek dava konusu taşınmazlardaki hisselerini kendisine sattığını, davacı adına kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümün bedelinin kendisi tarafından ödendiğini, belgeli olarak davacıya 215.781,30 TL ödeme yaptığını, dava konusu taşınmazlardaki davacının payını satın alabilmek için arabasını, hayvanlarını sattığı gibi, Garanti Bankasından da kredi kullandığını, ayrıca davacıya elden de ödemede bulunduğunu, davacının okuma-yazma bildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli, 2018/561 Esas, 2022/101 Karar sayılı kararıyla; davacının davalının halası olduğu, ortak murislerinden davaya konu taşınmazların hisseli olarak taraflara intikal ettiği, davacının maddi olarak zor durumda olduğu ve kendisine bir ev satın almak istediği, bu isteğini yeğeni olan davalıya bildirerek yardım talebinde bulunduğu, bunun üzerine davalının miras paylarının bir kısmının kendisine devri karşılığında yardım edeceğini bildirdiği, bu yönde aralarında anlaştıkları, sonrasında birlikte Tapu Müdürlüğüne gittikleri ancak davacının eğitimsiz olması, konumu, tecrübesizliğinden yararlanarak davalının davacının babasından kendisine intikal eden davaya konu taşınmaz hisselerinin tamamını 26.261,00 TL'ye devir aldığı, yapılan keşif neticesi alınan bilirkişi raporuna göre davacı tarafından davalıya devir edilen hisselerin satış tarihindeki gerçek değerinin 1.547.008,80 TL olduğu edimler arasında büyük bir orantısızlığın bulunduğu, dolayısıyla davalının davacının tecrübesizliği, ekonomik olarak zor durumda olması ve saflığından yararlanarak kendisi lehine büyük bir kazanım elde ettiği ve davacıyı sömürdüğü, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 29.03.2023 tarihli ve 2022/1134 Esas, 2023/516 Karar sayılı kararıyla; davacının davalının halası olduğu, her ikisinin de kök muris olan davacının babası ...'ın elbirliği mirasçılarından olduğu, davacının dönem dönem paraya sıkıştığı ve davalının da maddi olarak yardım amacı ile davacı halasına para gönderdiği, bunun farklı tarihleri içeren banka dekontları ile sabit olduğu, yine davacının ev alması nedeni ile paraya ihtiyaç duyduğu, bu ihtiyacın da yine diğer davacının maddi ihtiyaçları şeklinde olduğu, bu şekilde davacının davalı yeğenine güveninin olduğu, tapudaki intikalin daha önce yapılmasına rağmen davalının davacı halasına tapuda paylaşım yapacağız diyerek bu şekilde onu kandırarak güveninden ve deneyimsizliğinden faydalanarak davacıyı tapuya götürdüğü, her ne kadar akit tablosunda davacının yazı ve imzası bulunsa da davacının ancak bu kadar yazı yazabilme ve imza atabilme kabiliyetine sahip olduğu, davacının okuma yazmaya bilindiği şekli ile ve olması gerektiği şekli ile vakıf olmadığı dolayısı ile tapuda yapılan işleme vakıf olmadığının anlaşıldığı, her ne kadar davalı taraf satışın para karşılığında yapıldığını savunsa da davalının ödeme dekontlarında hiçbir şekilde taşınmazlara ilişkin ayırt edici somut bir açıklama olmadığı gibi satış günü (06.12.2017) ile uyuşan bir ödeme belgesinin de bulunmadığı, davalının davacıya satış nedeni ile verdiğini iddia ettiği paraların ancak başka bir davanın konusu olabileceği, dolayısı ile bedelsiz olarak satış şeklinde davacı paylarının davalıya devrinin sağlandığı, belirtildiği gibi davalı tarafından satış bedeli olarak iddia edilen ödemelerin davacının maddi ihtiyaçlarının teminine yönelik para niteliğinde davalı tarafından davacıya gönderilen paralar şeklinde nitelendirilmesinin gerektiği, bu şekilde davalının davacının güven duygusundan istifade ederek onun düşüncesizliğinden ve deneyimsizliğinden faydalanarak bundan yararlanmak kastı ile tapuda paylaşım yapılacağını söyleyerek onu kandırarak davacıya ait miras paylarının kendisine devrini sağladığı, keşfen belirlenen satış tarihi itibari ile değer ile yukarıda belirtilen değer arasında fahiş fark bulunduğu, kaldı ki davalının satış bedeli olarak ödediğini iddia ettiği toplam bedelin dahi bu fahiş fark unsurunu değiştirmediği, İlk Derece Mahkemesinin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, kandırılmasının mümkün olmadığını, davacının yaptığı tüm işlemlerin bilincinde olduğunu, okuma-yazma bildiğini, daha önceleri davalı ile birlikte hissedar olduğu taşınmazların satışı için vekaletname verdiğini, bu vekaletnamede de imzası ve yazısının bulunduğunu, davacının 18.11.2019 tarihli celsede Tapu Müdürlüğünde imzaları kendisinin attığını, yazıları kendisinin yazdığını ve kalemi kendisinin tuttuğunu beyan ettiğini, tanıkların da davacının okuma-yazma bildiğini beyan ettiklerini, davacı ile davalının paydaş oldukları 9 adet daha taşınmaz bulunduğunu, davalının kötüniyetli olması durumunda davacıya ait tüm taşınmazları devralabileceğini, davacının dava konusu satıştan iki ay önce de iki adet taşınmazını sattığını, bu nedenle paraya ve yardıma ihtiyacı bulunmadığını, hatta bu nedenle davacının toplam 18 adet taşınmazdaki paylarından 9 adedini davalıya sattığını, davacının önce hiç satış bedeli almadığını beyan ettiğini, daha sonra ise 26.000,00 TL aldığını beyan ettiğini, davacının hile iddiası yanında gabin iddiasında bulunmasının da kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davacıya banka makbuzları ile belgelenen toplam 152.907,02 TL ödemede bulunulduğunu, davacının da 26.000,00 TL aldığını beyan ettiğini, davacı tarafın sunulan makbuzlara bir itirazının olmadığını, tanıkların davacının dava konusu taşınmazları ev almak için sattığını beyan ettiğini, davacının 3 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü 150.000,00 TL bedelle 04.04.2017 tarihinde satın aldığını, davalı tarafça ödemelerin de davacıya bu tarihlerde yapıldığını, evin alınması için tesis edilen ipotek bedellerinin de davalı tarafından ödendiğini, davacının aldığı evin satış tarihi olan 04.04.2017 tarihi itibariyle davacıya toplam 215.781,30 TL ödendiğini, ayrıca davacının halası olması nedeniyle kendisine elden de paralar verdiğini, yine tanıkların davalının eşinin bileziklerini, davalının da arabasını ve traktörünü satarak davacıya verdiğini beyan ettiklerini, davalının davacının aldığı evin edinilmesine katkıda bulunduğunu, ayrıca davacının Garanti Bankasından almış olduğu kredinin taksitlerini davalının ödediğini, davacıya ödenen bedelin düşük olmadığını,davalının ödemeleri davacı ile nikahsız birliktelik yaşadığı Selami Başaran adına yaptığını, davalının 28.03.2017 tarihinde davacının birlikte yaşadığı Selami Başaran hesebına 129.000,00 TL havale yaptığını,davacının ise iki gün sonra 70.000,00 TL konut kredisi kullandığını, kredinin taksit tutarlarının 1.536,45 TL olduğunu,bu nedenle belli aralıklarla davalı tarafından konut kredisi nedeniyle davacının banka hesabına kredi ödeme planındaki taksit tutarlarına uygun ödemeler yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, gabin ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 28. maddesi,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36. maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 19.09.2009 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı ... ile davalı ..., dava dışı .... ve ....’ü bıraktığı, dava konusu 1147, 1149, 1150, 1180, 1185, 1195, 1226, 1229 ve 1267 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...’a ait iken, ölümü üzerine 15.04.2017 tarih ve 11919 yevmiye nolu işlemle tüm mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde intikalinin yapıldığı, davacı ...’in 06.12.2017 tarihli 34200 yevmiye nolu işlemle dava konusu taşınmazlardaki miras paylarının tamamını yeğeni olan davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, 22.01.2019 tarihli imar uygulaması ile yeni oluşan 393 ada 11 parsel, 381 ada 2 parsel, 388 ada 2 parsel, 389 ada 1 parsey 392 ada 5 parsel, 392 ada 6 parsel, 399 ada 2 parsel, 401 ada 9 parsel, 403 ada 13 parsel, 419 ada 4 parsel, 428 ada 2 parsel, 461 ada 1 parsel, 462 ada 1 parsel, 464 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan ... mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde pay tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 110.423,78 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.